BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'nin, Kraliçe Elizabeth'in tahttaki 60. yılının kutlandığı Londra'daki törenden izlenimleri…
Abone ol"Kraliçe 60 yıl boyunca bu ülke için çok iyi şeyler yaptı. O yüzden buradayım" diyor Joanna Widley, bir elinde İngiliz bayrağı bir elinde şemsiye, Londra'yı ikiye bölen Thames nehrinin kıyısında İngiltere Kraliçesi Elizabeth'in nehirden gemiyle geçişini beklerken…
"Annem, kızım ve tüm akrabalarımla birlikte geldim. Burada çok güzel bir atmosfer var" diye de ekliyor.
Widley, 'Elmas Jübile' kutlamaları için Pazar günü Thames nehrinin iki yakasındaki kıyıları dolduran on binlerce kişiden biri.
Ara ara çiseleyen, bazen duran, bazense sağanağa çeviren yağmura rağmen insanlar, sabah saatlerinden itibaren kitleler halinde Thames kıyılarına akın etmiş durumda.
Yaklaşık 1000 tekneden oluşan ve Kraliçe'yi taşıyan geminin de içinde yer aldığı filonun geçişini izlemeye gelen çoluk, çocuk, genç, yaşlı İngiliz vatandaşları ve turistlerin sayısı saatler ilerledikçe artıyor.
Kıyılarda izlemek için yer kalmayınca kalabalıklar, kutlamaları sık aralıklarla nehir kenarlarına konan dev ekranlarda izlemeye başlıyor.
Gökyüzünün gri olduğu ama dört tarafın kırmızı, mavi, beyaz renklerle kaplandığı bu özel günde en fazla tüketilen içecekse elbette ki bir İngiliz klasiği olan bira.
'İnsanların beyni yıkanıyor'
Londra'da sokaklara herkes kutlamalar için inmiş değil.
Monarşi karşıtı bir grup gösterici de Londra Köprüsü yakınlarında tam kutlamaların ortasında protesto gösterisi yapıyor.
Republic (Cumhuriyet) adlı kampanya tarafından düzenlenen ve hükümetin kesinti planlarına karşı çıkan aktivistlerin de destek verdiği eylemde en önde, üzerinde 'Monarşi Değil Demokrasi' yazan bir pankart taşınıyor.
Katılımcılardan, soyadını vermek istemeyen üniversite öğrencisi George, eylem için Brighton'dan gelmiş.
Georges, önce güvenlik görevlilerine kendilerini Thames kıyısına yaklaştırmadıkları için kızıyor, sonra kutlamalara katılımla ilgili "Her şeye rağmen buradaki insanlar toplumun azınlık bir bölümü" yorumunu yapıyor ve sonra da devam ediyor: "Monarşinin ne anlama geldiğini bilselerdi bu kadar insan da katılmazdı!"
Georges'la konuştuğumuzu gören biri hemen yan taraftan kızgın bir şekilde 'medyaya laf atıyor'.
"Ben işimi yapıyorum. İsterseniz siz de konuşun" cevabını alınca bu kez gülümseyip anlatmaya başlıyor.
65 yaşındaki emekli işçi William Taylor, halkın kutlamalara büyük ilgi gösterdiğini kabul ediyor ve bunun iki nedeni olduğunu belirtiyor: "Birincisi çocukluktan itibaren insanlara monarşinin ne kadar güzel bir şey olduğu aşılanıyor. İkincisiyse medya monarşiyi destekliyor. Bu çok kötü bir şey. İnsanların beyni yıkanıyor. İnsanların çoğu neyi kutladığını dahi bilmiyor."
Bu arada gösterininin yapıldığı yerin hemen karşısındaki barın önünde içenler göstericilere şakayla karışık laf atmaya başlıyor.
Onlardan güç bulan, küçük bir grup öğrenciyse göstericilere karşı 'God Save the Queen' (Tanrı Kraliçe'yi Korusun) sloganına girişiyor.
Karşılıklı gülüşmeler ve şakalaşmalarla başlayan atışmalar bir süre sonra ciddileşince ortam geriliyor.
Göstericiler, karşı göstericilere, ellerindeki 'Tebaa Değil Yurttaş', 'Kahrolsun Monarşi' gibi sözlerin yazılı olduğu dövizleri havaya kaldırıp, 'Hemen Şimdi Demokrasi' diye bağırarak sloganla karşılık veriyor.
Polisin araya girip İngiliz bayrağı sallayan grubu uzaklaştırmasıyla gerginlik her hangi bir kavgaya dönüşmeden sona eriyor.
'O, hepimizin kraliçesi'
Bu sırada filo, Thames'in benim bulunduğum bölümüne yakınlaştıkça ortamda kalabalık da heyecan da artıyor.
Biralar ardı ardına içiliyor, bazılarının kafası iyiden iyiye 'güzelleşiyor'.
Londra'nın hayranlık uyandırıcı çok kültürlü yapısına rağmen kutlamalara katılanlar arasında Asyalı, Afrikalı, Müslüman gibi farklı etnik kökenlerden İngiliz vatandaşı sayısı hayli az.
Kevin Dhami ve Gary Dhami adlı kuzenler o az sayıdaki İngiliz vatandaşlarından.
Aileleri Hindistanlı olan, kendileri İngiltere doğumlu kuzenler kendilerini Britanyalı hissettiklerini ve Kraliçe'nin kendileri için değerli olduğunu söylüyor.
"Kraliçe demek, bu ülkenin tarihi demek, bu yüzden bugünkü kutlama benim için çok önemli diyor" Kevin.
Gary ekleme yapıyor: "Olağanüstü bir etkinlik bu. Sadece bir eğlence değil. Burada verilen mesajlar, bu ülkeye dair mesajlar çok önemli. Ben de kendimi Britanyalı olarak görüyorum ve bu kutlamalar nedeniyle gurur duyuyorum, yüzde yüz gurur duyuyorum."
Thames üzerinde son 350 yılın en büyük etkinliği
Ve artık zaman geliyor.
Kilislerin çalan çanlarının seslerinin, çığlıkların ve gemilerdeki orkestradan yayılan müziğin birbirine karıştığı atmosferde beyaz şapkasıyla Kraliçe'yi gören herkes kendinden geçiyor.
Ellerde bayraklar sallandırılıp hep bir ağızdan 'Tanrı Kraliçe'yi Korusun' marşı söyleniyor.
Hallerine bakılırsa ortamda en fazla keyif alanlarsa çocuklar oluyor.
Filo uzaklaşmaya başlayıncaysa İngilizler de yavaş yavaş Thames kıyısından ayrılıyor.
Son 350 yıl içinde Thames üzerinde yapılan bu en büyük kutlamanın bitiminin ardından otobüs ve metrolarda sabah olduğu gibi izdiham yaşanıyor.
Saatlerce ayakta beklemiş çocuklar eve dönerken yorgunluktan anne ve babalarının kucaklarına yığılıyor.
Bira, meşrubat kutuları ve yemek ambalajlarıyla dolu sokaklarsa bu kez çöpçülere teslim ediliyor.
Şimdi İngilizler için tatil vakti.
Thames boyunca çocuklar için satılan ve başlara takılan kartonetlerde yazan mesaj net: "İzin günü için teşekkürler Kraliçe!"