BIST 9.109
DOLAR 34,24
EURO 37,63
ALTIN 2.921,56

Tangocunun manifestosu

Tangoya başlayanların, girdikleri yeni ortamlarda, nerede nasıl davranacakları ile ilgili bir çok soruları oluyor.

Tangoya başlayanların, girdikleri yeni ortamlarda, nerede nasıl davranacakları ile ilgili bir çok soruları oluyor. Kimileri soramıyor, gözlemleyerek öğrenmeye çalışıyorlar. Her insan kabul edilmeyi ve saygı görmeyi hak ediyor.. Ve tabii ki ortamına uyum sağlayan pozitif insanlar, daha kolay benimseniyorlar..

Tangonun da yazılı olmayan, ama herkesce kabul edilmiş bazı kurallar demesek de, davranış biçimleri var. Herkes kendi konforunu düşünürken, karşısındakinin de konforlu dans etmesini sağlamalıdır. Aksi halde iki tarafın birden mutlu dans etmesi mümkün olmaz.

İşte bu detayları, Arjantin Tango eğitmenlerimizin en iyilerinden, Bora Erdem'in kaleminden sizlere aktarmak istedim. Kendisi gerçekten çok iyi bir gözlemci. Senelerin tecrübesi ile, Tangoda olması ve olmaması gerekenleri, eksiksiz bir biçimde dile getirmiş ve bu yazıyı kendi kendine verdiği sözler biçiminde aktarmış.

Bora Erdem'in kaleminden:

"Tangocunun Manifestosu"

-Tangomu siyasi gayelere alet etmeyeceğime,
-Doğruyu, iyiyi ve güzeli var gücümle araştırıp bulacağıma,
-Tekniğimi sürekli geliştireceğime,
-Yenilik ve değişikliklere daima açık olacağıma,
-Detayları derinliğine keşfetmek için uğraşacağıma,
-Ders alırken, kendi seviyeme uygun eğitimlere katılmaya özen göstereceğime,
-Kimsenin üzerine abanmadan, dengeli bir şekilde, ve müziği dinleyerek dans etmeyi mutlaka başaracağıma,

-Gelişmenin kademe kademe gerçekleştiğini unutmadan, kendi seviyemdeki dansçılarla dans etmekten memnuniyet duyacağıma,

-Verdiğim emeğin ve ödediğim bedelin tam karşılığını almakla yetinmeyi ilke edineceğime,

-Benden çok daha ileri seviyede dans eden hocaları, dansçıları veya organizatörleri benimle dans etmeye zorlamak yerine, onların seviyesine yaklaşmak için elimden geleni yapacağıma,

-Dansın, iki kişinin karşılıklı zevk alması gereken bir etkinlik olduğunu her zaman hatırlayacağıma,

-Beni dansa kaldırsınlar diye sandalyemde umutsuzca beklemek yerine, sosyal becerilerimi geliştirerek, insanlarla yakınlık, sohbet ve muhabbet oluşturacağıma,

-Amacım dans etmekse, masadaki arkadaşlarla kafa kafaya verip, uzun ve derin konuşmalara gömülmeyeceğime,

-Gülen gözlerim, yüzüm, dişlerim ve bedenimle etrafıma pozitif enerji yayacağıma, ancak, dans ederken etrafla ilgilenmekten kaçınıp, kendi dansıma ve partnerime odaklanacağıma,

-Yakın diyalog içinde bulunmadığım kişilerle dans ederken, kimden ders aldığını, ne kadar zamandır tango yaptığını sormayacağıma ve ben henüz çok yeni bir dansçıyım demeyeceğime,

-Milongalarda dans ettiğim kişilere pistte kesinlikle bir şeyler öğretmeye çalışmayacağıma,

-Bir organizatörsem, düzenlediğim etkinliklere dahil olmayanlara surat asmayacağıma ve "neden milongama -hiç gelmiyorsun” diye sitem ederek onları rahatsız etmeyeceğime,

-Her eğitmenin tangoya katkısı olduğunu, onlar sayesinde dansla tanıştığımı hatırlayacağıma ve hiçbir hocayı karalamayacağıma,

-Eğer bir eğitmensem, kişi salt bir öğrenci olarak kalırsa, gelişimini tamamlayamamış, öğretmenine borcunu iyi ödeyememiş sayıldığını, kendisini bulması için önce hocasını yitirmesi gerektiğini idrak edeceğime,

-Herkesin farklı üstünlükleri olduğu bilinciyle hareket edeceğime, kendini beğenmiş ve ukala tavırlar sergilemeyeceğime,

-Tangoyu gece boyunca seyretmenin de iyi bir alternatif olduğunu ve beni geliştireceğini unutmayacağıma,

-Kalabalık pistlerde başkalarını rahatsız edecek, sakatlık çıkaracak tehlikeli hareketlerden kaçınacağıma,

-Yeni öğrendiğim, henüz içselleştiremediğim figürleri, dersler ve pratikler dışında denemeyeceğime,

-İnsanın ya sevdiceğine, ya arkadaşına, dostuna, ya da dansına emek verenlere sarılmak istediğini bileceğime,

-Dansa kalkmak istemediğim zaman, katlanmaya çalışmak yerine, bunu çağdaş biri olarak, hür irademle karşımdakine söyleyeceğime ve bu iradenin sadece kendi tekelimde olmadığını unutmayacağıma,

-Dans teklifim geri çevrildiğinde bunu normal karşılayıp, demoralize olmadan, milonganın keyfini çıkarmaya devam edeceğime,

-“Kıskançlık” duymak yerine, “imrenme” ve “takdir etme” duygularını yerleştirmek için çabalayacağıma,

-Taraf olmam gereken durumlarda, adaletli ve dürüst davranacağıma,

-Benimsemediğim fikirlere ve fikir sahiplerine muhalefet olurken, daha iyi alternatifler ortaya koymayı ihmal etmeyeceğime,

-Kendime veya yakınlarıma ait küçücük başarıları dahi bağırarak dile getirirken, başkalarının koskocaman başarılarını yalnızca başarı sahiplerinin kulağına fısıldayarak, “takdir” edermiş gibi görünmekle yetinmeyeceğime,

-Tangoda başkalarının varlığı sayesinde varolduğumu, aksi halde yalnız başıma dans edemeyeceğimi, bir bütünün parçalarını oluşturduğumuzu hep hatırlayacağıma,

-Ardım sıra gelenleri ileri ve yukarı doğru taşımak üzere, sağlam bir köprü olacağıma,
-Bildiklerimi sevgi ve içtenlikle paylaşacağıma,

Açıkça, özgürce ve tüm kalbimle söz veriyorum.

Bence tüm dansçıların, eğitmenlerin ve organizatörlerin bu yazıyı sürekli görebilecekleri bir yerde muhafaza etmeleri ve ara ara okumaları hiç fena olmaz. Hepimiz insanız, unutma ihtimalini ortadan kaldırmalıyız. Ve sunduğumuz konforlu dans ile herkesi etkileyebilmeliyiz.

Sevgili Bora, kalemine sağlık, bu paylaşımın için çok teşekkürler. Çok kişiye rehber olacağına inanıyorum..

Sıcacık dünyanızda, sıcacık Tangolar diliyorum. Sevgi ile kalın.