BIST 9.912
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.965,99
HABER /  GÜNCEL

Tak şak paşa Doğan Güreş kimdir neden öldü?

Genelkurmay eski Başkanlarından Doğan Güreş yaşamını yitirdi peki efsane haline gelen 'tak şak paşa' hikayesi nereden geliyor, Güreş kimdi?

Abone ol

Genelkurmay eski başkanlarından Doğan Güreş'i Türkiye 'tak şak' paşa lakabıyla zihnine yerleştirdi. Peki Doğan Güreş kimdir, 'tak şak paşa' lakabını nasıl aldı, yaşamını yitirmesine sebep olan hastalığı neydi?

Emekli Orgeneral Güreş'in tedavi gördüğü Ankara GATA'da hayatını kaybetti. Doğan Güreş bir süredir rahatsızlığı sebebiyle tedavi görüyordu.

DOĞAN GÜREŞ KİMDİR?

1945 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nden mezun olan Doğan Güreş, 1947 yılında Nakliye (Ulaştırma) Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'nu bitirdi. Doğan Güreş, 1949 yılında Ulaştırma Sınıf Okulu'nu bitirdi ve Muhtelif karargâh ve birliklerde Kısım Amirliği, Bakım Subaylığı, Takım ve Bölük Komutanlığı yaptı. 1963 yılında girdiği Harp Akademisi'ni 1965 yılında bitirerek Kurmay olan Güreş, 1973 yılına kadar çeşitli karargâh ve birliklerde, Atina'da görev yaptı.

1973 yılında Tuğgeneral, 1977 yılında Tümgeneral, 1981 yılında Korgeneral, 1985 yılında Orgeneralliğe yükselen Doğan Güreş, Genelkurmay Personel Başkanlığı ve 3. Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Harp Akademileri Komutanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yapan Doğan Güreş, 23 Ağustos 1989 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 4 Aralık 1990 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı.

TAK ŞAK LAKABI

30 Ağustos 1994 tarihinde emekliye ayrılan Doğan Güreş, geride 'tak şak paşa' lakabını bıraktı. Bu lakap gazetelere verdiği bir demeçten kalmıştı.

Tansu Çiller başbakan koltuğuna oturduktan sonra, 1994 yılında PKK'yı ileri düzeyde zayıflatacak büyük bir atılım gerçekleştirecek ve bu atılım PKK'nın belinin kırılmasıyla sonuçlanacaktı. Operasyonun ardındaki kilit isim ise Genelkurmay Başkanı Güreş idi. O zamanlar bir gazeteye yansıyan ve Doğan Güreş'e atfedilen 'Tak emrediyor, şak yapıyorum' demecinde Genelkurmay Başkanı'nın, Başbakan Çiller'le ilişkilerinin düzeyi anlatılıyordu.

Habere göre, İngiltere Genelkurmay Başkanı'nın 'Kadın Başbakanınız emir veriyor mu?' biçimindeki sorusuna cevap veren Doğan Güreş "Ne demek rahat emir verebiliyor mu? Tak diye emir veriyor ben de şak diye selamı çakıp emri uyguluyorum" demişti. Güreş daha sonra haberin yanlış yansıdığını söylese bile adı 'Tak—şak Paşa'ya çıkmıştı bile. Genelkurmay eski Başkanı bundan sonraki özel demeçlerinde Başbakan Tansu Çiller'i 'Kararlı ve cesur bir kadın' olarak niteleyecekti.


doğan-güreş-ve-tansu-çiller.jpg
DYP'DEN SİYASİ DENEME

Tansu Çiller döneminde olan Genelkurmay başkanlığı görevinden emekli olunca Doğan Güreş, DYP'den politikaya atılmıştı. 20 ve 21. dönemde Kilis Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapan Doğan Güreş, bugün yaşama veda etti.

NASIL BİR GENELKURMAY BAŞKANIYDI?

Genelkurmay Başkanı Org. Necip Torumtay'ın istifasıyla boşalan Genelkurmay Başkanlığı'na atandıktan hemen sonra yaptığı açıklaması herkesin dikkatini çekmişti, o zaman. Tarih; 1990 yılının son günleri... Körfez Krizi devam etmektedir ve gazeteciler sürekli Genelkurmay Başkanı'ndan değerlendirme almak istemektedirler. İşte böyle bir ortamda Güreş, konuyla ilgili sorulara 'Bundan sonra herşey siyasi otoritenin elindedir. Beni ilgilendiren birşey olamaz. Muhatabınız da Milli Savunma Bakanı'dır' diyordu.

Artısı da vardı;
Özal'ın 1992 yılında Köşk'te verdiği resepsiyonda HEP kökenli SHP milletvekilleri Sırrı Sakık ve Orhan Doğan'la görüşen Org. Güreş, görüşme sırasında 'Güneydoğu politikasının değiştirileceğini, demokrasi ve insan haklarına dayalı, baskı ve şiddetten uzak bir politika izleneceğini' söyledi. Ardından yaptığı açıklamalarda da Sovyetler'in artık bir tehlike olmaktan çıktığını belirtiyor ve 'Ordu'nun sayıca azaltılacağını ve ateş gücü ile hareket yeteneğinin artırılacağını' vurguluyordu.

Güreş'in 'asker' yüzü yine o günlerde kendisini gösteriyor, Nevruz olaylarının değerlendirildiği 1992 Nisan'ın da Doğan Güreş, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Hatip Dicle ile Leyla Zana'nın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyordu. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasıyla ilgili tartışmalara ise, kendinden önceki ve sonraki Genelkurmay Başkanlarının tutumlarına paralel olarak 'Genelkurmay'ın MSB'ye bağlanması halinde Genelkurmay Başkanı'nın, Bakan'ın genel konulardan sorumlu müşaviri ve karargah subayı durumuna düşeceğini, bu durumun da TSK'nın geleneklerine aykırı olduğunu' kaydedecekti.

Genelkurmay Başkanı iken, 24 Ocak 1993'te bir faili meçhul cinayete kurban olan gazeteci Uğur Mumcu'nun katlinden 5 gün sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'i ziyareti dikkat çekmişti. Mumcu'nun sağlığında Genelkurmay çevrelerine yakınlığı ve Org. Doğan Güreş'le özel bir dostluğu olması da ziyarete farklı bir anlam kazandırmıştı. Ancak Güreş bunları daha baştan yalanlamış ve 'Ziyaretin çok önceden planlanmış bir ziyaret olduğunu ve başka bir anlam taşımadığını' ifade etmişti.

Aynı yılın mart ayı başlarında Londra'da Kraliyet Savunma Enstitüsü'nde konuşan Güreş bu kez farklı mesajlar veriyordu; "Her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de dini akımlar vardır ancak bunlar azınlıktadır". Türkiye'nin Kürt sorunu bulunmayıp Güneydoğu meselesi olduğunu belirten Güreş, 'PKK dağdan inmezse biz indiririz. Federasyon olursa bu millet bizi öldürür, Kızılay'a inemeyiz' görüşünü de taşıyordu.