Cemaat operasyonu ve gözaltıların gerekçesi olarak gösterilen 2010 yılındaki Tahşiyeciler operasyonu başlatan imzasız ve isimsiz ihbar mektubu kayıp...
Abone ol14 Aralık operasyonunu ve gözaltıların çıkış noktası olarak gösterilen 2010 yılındaki 'Tahşiye operasyonu'nu başlatan ihbar mektubu kayıp...
Tahşiye operasyonunu başlatan isimsiz ve imzasız ihbar mektubu, emniyet ve adliye arşivlerinde bulunamadı.
2010'DAKİ TAHŞİYECİLER OPERASYONU BÜYÜTEÇ ALTINDA!
"14 Aralık soruşturması" kapsamında 2010 yılındaki "Tahşiyeciler" operasyonları, soruşturması ve yargılama süreci büyüteç altına alındı. Bu inceleme esnasında polis "Tahşiyeciler soruşturması"nı başlatan imzasız, isimsiz ve tarihsiz ihbar mektubunun ortada olmadığını fark etti. 2010 yılındaki operasyon ve soruşturma sürecine dair Emniyet ve Adliyede oluşturulan arşiv kayıtlarında yapılan incelemelerde söz konusu mektuba rastlanamadığı, mektubun "yok" olduğu bildirildi.
MEKTUPTA NE VARDI?
Mektupta, varlığının 2010 yılında gözaltına alınan Mehmet Doğan'a yöneltilen sorulardan tespit edildiği öğrenildi. Doğan'a emniyetteki sorgusunda şimdi kayıp olduğunu belirtilen "ihbar mektubu"nda geçen iddialarla ilgili sorular sorulduğu tespit edildi.
DÖNEMİN EMNİYET MÜDÜRLERİNE DE SORULDU!
11 Nisan 2009 günü emniyete geldiği belirlenen, ancak bugün hiçbir arşiv dosyasında bulunamadığı belirtilen ihbar mektubuyla ilgili durumun tutanak altına alınarak savcılığa bildirildiği öğrenildi. 14 Aralık soruşturması kapsamında gözaltında bulunan dönemin emniyet müdürleri Tufan Ergüder ve Mutlu Ekizoğlu'na yöneltilen sorular arasında bu mektubun akibetiyle ilgili olanların da olduğu belirtiliyor.
TAHŞİYE NEDİR? TAHŞİYECİLER KİMLERDİR?
Peki kim bu Tahşiyeciler grubu? İşte cevabı:
Polisin tespitlerine göre, Fethullah Gülen, 6 Nisan 2009 günü Herkul.org sitesinde yayınlanan "İrtica paranoyası" adlı konuşmasında 'Tahşiye'den bahsetti. Bu konuşmanın ardından 8 Nisan 2009'da Zaman Gazetesi'nde, "Terör örgütü üretenler yeni tezgah peşinde" başlığıyla yayınlanan yazıda da 'tahşiye' adı kullanıldı.
SAMANYOLU'NDA YAYINLANAN DİZİNİN KONUSU OLDU
9 Nisan 2009'da Samanyolu TV'de yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisinin 64. bölümünde 'Tahşiye' örgüt olarak gösterildi. Bu dizide, "Bombaların seri numaralarını silin, evlerde silah çıksın" denildi. 11 Nisan 2009'da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne isimsiz, imzasız ve tarihsiz ihbar mektubu geldi. Mektupta, Mehmet Doğan Grubu ihbar edildi. 23 Nisan 2009 günü Samanyolu'nda yayınlanan Tek Türkiye dizisinin 66. bölümünde Tahşiye tekrar örgüt olarak gösterildi. Burada Mehmet Doğan grubunun yayınevi olan 'Rahle'den örgüt olarak bahsedildi. 26 Nisan'da, Nuh Gönültaş bugün Gazetesi'nde "Tahşiyeciler deşifre oldu, isim değişikliğine gidilmesi lazım" başlıklı ilginç bir yazdı. 29 Nisan 2009'da İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'ne bir yazı geçerek soruşturma yapılmasını istedi.
DOSYANIN İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ
4 Mayıs 2009'da İstanbul Başsavcılığı'ndan soruşturma izni alındı. Soruşturmada grubun adı, "Molla Muhammediciler Tahşiyeciler" olarak geçti. 5 Mayıs 2009'da telefon dinlemeleri başladı. 6 Mayıs 2009'da grubun adı kayıtlarda 'El Kaide yanlısı Radikal Mehmet Doğan grubu' olarak değiştirildi.
İstanbul Valiliği 7 Ocak 2010'da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na muş merkezli olarak faaliyet gösteren El Kaide yanlısı Mehmet Doğan Grubu'nun ülke genelinde 16 ilde yapılandığını kaydetti. Anayasal düzeni benimsemediği ifade edilen grup üyelerine yönelik operasyon talebinde bulunuldu.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün onayıyla 22 Ocak 2010'da 16 ilde yapılan eş zamanlı operasyonda, 132 kişi gözaltına alınırken 38 kişi tutuklandı.
"GÜLEN'İ KIZDIRAN KİTAPLARI BASMAKTAN VAZGEÇMELERİ İSTENDİ"
İddiaya göre, tahşiye grubundan Mehmet Nuri Turan, 2009 yılı Mayıs ayında Mustafa Sungur ve Mustafa Akar ile görüştü. Bu görüşmede Turan, gruplarının dizilerde, gazetelerde neden hedef gösterildiğini sordu. Sungur ve Akar, Turan'ı görüşmesi için Fahri Sarrafoğlu'na gönderdi. Bu görüşmede, Fahri Sarrafoğlu, Mehmet Nuri Turan'a, Mehmet Doğan Hoca'ya suikast yapılacağını, Fethullah Gülen'in suikastı önlediğini, Fethullah Gülen'i kızdıran kitapları basmaktan vazgeçmelerini istedi. Turan'a polis tarafından dinlendiklerini ve takip edildiklerini de belirtti.