BIST 9.608
DOLAR 35,22
EURO 36,70
ALTIN 2.962,87
HABER /  DÜNYA

Tahsin Şahinkaya'ya kaynana sorusu

12 Eylül davasında yargılanan sanıklardan Tahsin Şahinkaya ifade verdi. Şahinkaya bir çok soruyu yanıtlamadı. Müşteki avukatları sataştı.

Abone ol

İNTERNETHABER- (ÖZEL İÇERİK) - Tarihi 12 Eylül davasında sanıkların ifadeleri alınmaya başlandı. İlk olarak dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya sorgulandı. Şahinkaya mahkemenin ve avukatların yönelttiği bütün soruları cevapsız bıraktı.

En önemlisi de darbenin ABD talimatı ile yapılıp yapılmadığı yönündeki soruydu. Şahinkaya bu soruya da "cevap vermek istemiyorum" karşılığını verdi.

12 Eylül davasının bugün görülen duruşmasında sanıklardan Tahsin Şahinkaya'nın savunması sabah saatlerinde başladı, öğleden sonra tamamlandı. Şahinkaya savunmasını yazılı metin üzerinden götürdü.

EN DOĞRU OLANI YAPTIK

"Yetkisini, 1982 Anayasası'ndan alan yargının, Milli Güvenlik Konseyi'nden olan bize, suç isnat etme veya yargılama şeklinde herhangi bir yetkisi yoktur'' diyen Şahinkaya, "Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980'de Türk milletine olan görevini yerine getirmiştir. Bizler o gün için en doğru olanı yaptık" ifadelerini kullandı.

MAHKEMENİN HİÇ BİR SORUSUNU YANITLAMADI

Duruşmada zaman zaman tansiyon yükseldi. Müdahil ve sanık avukatları arasında sataşmalar oldu. Şahinkaya, mahkeme heyetinin hiçbir sorununa yanıt vermedi.

KAYNANASI SORULDU

Avukatlar, T. Şahinkaya'yı konuşturmak için "İhtilalden sonra malvarlığınız ne kadar arttı? Kaynananızdan yastık altı ne kaldı?" diye sordular.

Şahinkaya'nın avukatı sanığa soru sorulmamasını istedi.
Bu soruya da tepki gösterdiler.

BU HALDE İFADE VERDİLER

evren-ve-şahinkaya.jpg
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya mahkemede canlı yayın yoluyla ifade verdiler. İkilinin görüntüleri duruşma salonuna böyle yansıdı.

BİZLER O GÜN İÇİN EN DOĞRU OLANI YAPTIK

1982 Anayasası ile hükme bağlanan tasarrufların suç olamayacağını savunan Şahinkaya, bugün devletin yasama, yürütme ve yargı organlarıyla genel idaresinin 1982 Anayasası'na bağlı olduğunu söyledi. Şahinkaya, şunları kaydetti:

İKİ SANIĞIN ÜSTÜ GÖĞSÜNE KADAR ÖRTÜLÜYDÜ

Her iki sanığın da dünkü gibi yataklarında bulunduğu görüldü. Kenan Evren siyah kazak, Tahsin Şahinkaya ise pijama üzerine lacivert hırka giyerken, iki sanığın da üstü göğsüne kadar örtülüydü. Kenan Evren'in yanında bir su şişesi bulunduğu dikkati çekti. Sanıkların yanında önceki ara karar uyarınca birer naip hakim görev yaptı.

''Komutanlarımın, benim ve diğer silah arkadaşlarımın 12 Eylül 1980 sonrasındaki tasarruflarından dolayı yetkisini, 1982 Anayasası'ndan alan yargının, Milli Güvenlik Konseyi'nden olan bize suç isnat etme veya yargılama şeklinde herhangi bir yetkisi yoktur.

EN DOĞRU OLANI YAPTIK

Milli Güvenlik Konseyi üyesi olarak, bana sanık sıfatı ne idareten ne hukuken mümkün değildir. Ben 12 Eylül darbesini emir komuta içerisinde yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Hava Kuvvetleri Komutanı'ydım. Milli Güvenlik Konseyi üyesiydim. Bizim muhatabımız büyük Türk milletidir. Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980'de Türk milletine olan görevini yerine getirmiştir. Bizler o gün için en doğru olanı yaptık.

TARİHTE YERİNE ALAN BİR DARBE


12 Eylül müdahalesi Türk ve dünya tarihinde yerini almış tarihi bir olaydır. Tarihi olayları ancak tarih yargılar. Türk Silahlı Kuvvetleri, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu ve 'en büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin koruyucusu ve kollayıcısıdır. Büyük önderin en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti büyük Türk milletiyle birlikte sonsuza kadar yaşayacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.''

TAHSİN ŞAHİNKAYA'NIN CEVAPLAMADIĞI SORULAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12 Eylül davası için ne dedi?
TIKLAYIN


Mahkeme Başkanı İnce'nin daha önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla alınan ifadesini tekrarlayıp tekrarlamadığı sorusuna, ''Evet efendim'' karşılığını veren Şahinkaya, sabıkasının olmadığını söyledi.

Daha sonra mahkeme heyeti Şahinkaya'ya bir dizi soru yöneltti. Ancak Şahinkaya, her sorunun ardından, yanıt vermeyeceğini söyledi.

Heyetin, Şahinkaya'ya yönelttiği sorular şunlar:

-Bireysel olarak bir darbe yapmanın gerektiğine ne zaman inandınız? Bu kararınızı kimlerle paylaştınız? Darbe yapılması yönündeki karara hangi tarihli toplantıda, hangi komuta kademesiyle hangi komutanlarla karar verdiniz? Sizin dışınızda kalan, yani emir komuta zinciri dışındaki TSK görevlilerince veya TSK dışında bir


SORULARI GÖZLERİ KAPALI DİNLEDİ


Müdahil avukatlarından Kavili de Şahinkaya'ya bir dizi soru yöneltti. Şahinkaya, sorulara bir kez daha yanıt vermeyeceğini bildirdi. Sorular sorulduğu sırada Şahinkaya'nın zaman zaman gözlerini kapattığı dikkati çekti.

Sanık avukatı Bülent Acar söz alarak, ''sanığın özgür iradesiyle soruları yanıtlamayacağını bildirdiğini'' ifade etti ve ''Sorulara cevap vermeyeceğini belirten, bunu ortaya koyan bir sanığa yönelik sorulara devam edilmesi demek, yasak sorgu usullerinin uygulanması demektir. Müvekkilime soru sorulmamasını talep ediyorum'' dedi.

İŞKENCE DEĞİL DARBEDEN YARGILANMA KARARI

Mahkeme heyeti, ''iddianamede işkence olaylarının yanı sıra başka olaylara da yer verildiğini ancak işkence ve bu olaylarda somut suç isnadında bulunulmadığını, mahkemenin daha önceki ara kararıyla sanıklar hakkında sistematik işkenceye neden olma suçlaması yönünden suç duyurusunda bulunulduğunu'' belirterek, ''talebin reddine ve sanıkların savunmalarının, iddianamede belirtilen suç ve sevk maddeleri doğrultusunda alınmasına'' karar verdi.

silahlı güç tarafından darbe yapılsaydı buna o dönemdeki tepkiniz ne olurdu?

-12 Eylül askeri darbesinin yapılmasıyla birlikte önceden isimleri tespit edilen kişilerin bulundukları yerden toplanmaya başlandıkları dikkate alındığında bu kişilerin listeleri ne şekilde oluşturulmuştur? Bunlar arasında suç işlediği iddia edilen kişilerin adresleri ve yerleri belli iken 12 Eylül 1980 öncesinde gözaltı ve yakalama işlemlerinin yapılmamasının nedeni nedir?

-Komuta kademesinde 'Darbeyi daha önce yapacaktık, ancak olgunlaşmasını bekledik' şeklinde gazetelere demeçler verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İddianamede anlatım olarak yer verilen 16 Mart İstanbul Üniversitesi, 1 Mayıs 1977 Taksim, Sivas, Çorum, Kahramanmaraş olaylarında birçok aydın, yazar, gazeteci, öğretim üyesinin katledilmesinin toplumda darbe beklentisi yarattığı iddia edildiği de dikkate alındığında, bu olaylara göz yumulması söz konusu mudur? Veya bu olayların niteliğine uygun müdahaleler yapılmış mıdır?

-Hemen her fırsatta, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından verilen beyanatlarda çok kısa zamanda demokratik düzene geçişi sağlamanın amaç edinildiği ifade edildiğine göre, askeri mahkemeler tarafından verilen idam kararlarının onaylanmasını demokratik düzene geçiş sonrasında milletin tercihleri ile oluşacak TBMM'ye bırakmak yerine Milli Güvenlik Konseyi eliyle yerine getirmenizin sebebi nedir?

-12 Eylül askeri darbesi yapıldıktan sonra gözaltında ölümler yaşanmış, başta Diyarbakır ve Mamak cezaevlerinde işkence sonucu ölümler olmuştur. Bu olayların engellenmesi için bir çaba gösterdiniz mi?

ABD'NİN ONAYI VE BİGİLSİ VAR MI?

-12 Eylül 1980 askeri darbesinin yapılmasında, ABD veya bir başka ülkenin bilgisi veya onayı var mıdır?

Şahinkaya, Mahkeme Başkanı'nın sorularına, "Müsadenizle cevap vermeyecegim" karşılığını verdi.

REVAHET TARTIŞMASI


Müdahil avukatlardan Fikret Babaoğlu, sanıkların sistematik işkence ve kötü muamele suçları yönünden de savunmalarının yapılması gerektiğini öne sürdü. Babaoğlu, ''İddianamenin hukuki değerlendirmesinde sanıkların 146. maddeden yargılandıkları yazılıysa da genel değerlendirme bölümüne baktığımızda sanıkların aynı zamanda sistematik işkence ve kötü muameleden de yargılandığı görülüyor. Bu anlamda sanıkları uyarmanız gerekiyor'' dedi.

Babaoğlu, sanıkların avukatları Bülent Acar'ın ''rehavet içinde olduğunu'' söyledi ve müvekkillerini uyarmasını istedi. Avukat Acar ise bu sözlere, ''Rehavet ne demek'' diye tepki gösterdi.

BAŞKAN İNCE, AVUKATI EL HAREKETİ YAPMAMASI İÇİN UYARDI

Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, Avukat Babaoğlu'nu, ses tonunu ayarlaması ve sanık avukatlarına yönelik el hareketi yapmaması konusunda uyardı.

Sanıkların avukatı Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tarafımıza yöneltilen rehavet içinde olma iddiasını şiddetle reddederim. Biz, kamusal savunma makamında görevli müdafi olarak yaptığımız görevin bilincindeyiz. Bugüne kadar bunu yeteri kadar göstermiş olduğumuzu ümit ediyoruz. Bir meslektaşımın beni uyarmasını dışarda mutlulukla karşılarım ama davada bu şekilde kabul edemem. Bunu olmamış addediyorum. Bir daha olursa misliyle karşılık veririm. Burası Türk ulusu adına yargılama yapılan bir duruşma salonu. Herkesin birbirine karşı aynı adli nezaket içinde olması gerekir.

Sayın meslektaşımın hukuki talebine gelince bir kere doğru bilgi verilmedi. Bizzat cumhuriyet savcısı iddianamede iki farklı soruşturmanın bulunduğunu söylüyor, numarasını veriyor. Sistematik işkence, kötü muamele iddialarının ayrı bir soruşturma olduğunu söylüyor. Bu davanın konusu iddianamede belirtilen fiil ve olgulara ilişkindir. Bir ceza davasında yargılanan fiil dışında herhangi bir fiilden söz edilmesi, o fiille ilgili dava açıldığı anlamına gelmez. Müvekkilim, iddianamede belirtilen fiillerden yargılanmaktadır. O nedenle talebin reddine karar verilmesini istiyoruz.''

Avukat Babaoğlu ise bu beyan üzerine, ''Tamamen iddianamedeki cümlelere dayanarak, hukuki değerlendirmeler yaparak konuşmamı sürdürdüm. Kastım kimseye hakaret değil. Meslektaşımı da gereği gibi uyardım. Bir uyarı daha yapıyorum, nerede yazıyor sistematik işkence ve kötü muamele soruşturmasının tefrik edildiği? Ben tamamen iddianameden okuyorum. Savcı iki genel değerlendirme yapmış, biri darbeyle ilgili, diğeri sistematik işkenceyle ilgili. Belki sayın meslektaşım bilmiyor, belki hukuki bilgisi bu kadar'' diye konuştu.

Talebe ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, ''iddianamedeki anlatım ve sevk maddesi doğrultusunda, sanıkların savunmalarının alınması gerektiği kanaatine varıldığından, sanıklar yönünden cezalandırılması istenen madde gözetilerek savunmalarının alınmasını'' talep etti.

EVREN: BU İŞKENCE OLAYLARIYLA İLGİMİZ YOK

Duruşmada daha sonra sanıklardan Kenan Evren'in savunmasının alınacağı açıklandı. Mahkeme Başkanı İnce, Evren'e iddianamedeki suçlamaları özetledikten sonra yasal haklarını hatırlattı.

İnce, ''Haklarınızı anladınız mı? Savunmanızı kendiniz mi yapacaksınız? Müdafiniz eşliğinde mi savunma yapmak istiyorsunuz'' diye sordu. Evren, ''Ben bu konuda bir şey söylemek istemiyorum'' karşılığını verdi.

Bunun üzerine İnce, ''O noktaya gelmedik daha'' diyerek, aynı soruyu tekrarladı. Evren bu defa da ''Bizim bu işkence olaylarıyla ilgimiz yok'' ifadesini kullandı. İnce'nin soruyu tekrarlamasıyla Evren, ''Evet'' dedi.

Süleyman İnce, daha sonra Şahinkaya'ya, savunmasını avukat eşliğinde yapıp yapmayacağını sordu. Şahinkaya, soruya ''Evet efendim'' yanıtını verdi.

EVREN'E ÇETE LİDERİ SUÇLAMASI

Evren savunmasına başlamadan, müdahil avukatlarından Ömer Kavilli söz aldı. Sanıklar arasında hiyerarşi bulunduğunu belirten Kavili, ''Sanıklardan bir tanesi çetenin lideridir. Bir sanığın ifadesi alınırken, diğer sanığın, bunu izleyememesinin sağlanmasını talep ediyoruz'' dedi.

Sanıkların avukatı Acar, ''sanıkların böyle bir endişe taşımadığını, ifadelerinin birlikte alınmasında sorun olmayacağını'' ifade ederek, talebin reddini istedi. Savcı Tuğtekin de tasarrufun mahkemede olduğunu belirtti. Mahkeme, Kavili'nin talebinin reddine karar verdi.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, müdahilliğine karar verilen TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK ve HAK-İŞ'in de arasında bulunduğu tüzel kişilerin avukatları ile diğer bazı müdahiller ve avukatları katılıyor. Sanıkların görüntüleri, 4 LCD ekran aracılığıyla mahkemeye yansıtılıyor.

12 EYLÜL DAVASI'NDA İLK GÜN NELER OLDU?

Tarihi davanın ilk gününde Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'ya mal varlıkları soruldu. Evren'in geliri Şahinkaya'dan daha yüksek çıktı. İlk gün yaşananlar. (DEVAMINI OKU)

KENAN EVREN TİTRİYOR

Tarihi davanın ilk gününde Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın ekrana yansıtılan görüntüleri konuşuldu. Şahinkaya yan yatarak ifade verirken, Kenan Evren hayli yorgun görünüyordu. Evren, iddianame okunmaya başladığında ise uyudu. (DEVAMINI OKU)