BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Taha Akyol Demirtaş'ı fena yakaladı

Taha Akyol, bugünkü yazısında 'Dolmabahçe mutabakatını Erdoğan bozdu' diyen Demirtaş'ı zor durumda bırakacak ayrıntıları paylaştı.

Abone ol

Hürriyet gazetesi yazarı Taha Akyol, Dolmabahçe mutabakatını ilk gün PKK'nın nasıl bozduğunu yazdı. KCK üyesi Mustafa Karasu'nun ortak metnin okunduğu 28 Şubat ve ertesi günü süreci sabote eden açıklamalarını köşesine taşıdı.

PKK terörünün tırmanmasıyla birlikte çözüm sürecinin bittiği yorumları yapılıyor. HDP kanadı ısrarla Erdoğan'ı süreci sabote etmekle suçluyor.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Radikal'de Ezgi Başaran'a verdiği mülakatta, esas sebebin "Dolmabahçe mutabakatının bozulması" olduğunu söylemişti. Demirtaş'a göre, Erdoğan Dolmabahçe mutabakatını bozmasaydı, Kandil silah bırakma kongresini toplayacaktı...

Peki bu iddialar doğru mu? Tartışmalara katılan Yazar Taha Akyol, bugünkü yazısında HDP'nin hiç bahsetmediği Dolmabahçe polemiğinde gözden kaçırılan bir ayrıntıyı böyle aktardı:

PKK eylemleri 2015'te zirve yaptı

Jandarma Genel Komutanlığı'nın terör olayları istatistikleri, Çözüm Süreci'nin olumlu atmosferinin bölücü örgüt PKK'nın eylemlerini azaltmak yerine artırdığını gösterdi. Bölücü örgüt, 2015 yılının ilk 7 ayında jandarma mücavir alanında 832 terör eylemi yaptı.
Ayrıntılar için tıklayın

MUTABAKATI PKK BOZDU

"Kandil en başından beri Öcalan'a ikiyüzlü davrandı, çözüm sürecini sürekli hırpaladı, sonunda sabote etti. Dolmabahçe mutabakatının açıklandığı 28 Şubat 2015 günü Kandil'de Mustafa Karasu'nun ANF'ye yaptığı açıklama şöyledir:
"PKK kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir."
Hemen ertesi günü KCK adına yine Mustafa Karasu'nun şu sözleri yayınlandı:
"Hiç kimsenin PKK adına silah bırakmasından, PKK'nın kongre yapıp silah bırakma kararı alacağından söz etmesi mümkün değildir. Hiç kimsenin üzerinde böyle bir vazife yoktur!" (Özgür Gündem, 1 Mart) Bu sözlerle Kandil Öcalan'a bile meydan okuyordu.

SEÇİM SONRASI SİLAHLANMA ÇAĞRILARI

Demirtaş'ın Dolmabahçe mutabakatını Cumhurbaşkanı'nın 21 Mart'taki açıklamalarının bozduğu yolundaki sözleri doğru olsa bile süreci esas sabote edenin Kandil olduğu açıktır. 7 Haziran seçimlerinden sonra PKK'nın silahlanma çağrıları yaptığı da unutulmamalıdır.
Bu tablo karşısında ve ülkede temsili demokrasi ve düzeye gelmişken, HDP'nin terörü mazur gösterircesine tek taraflı olarak iktidarı suçlaması, Kandil'e tek kınama yapmaması esef vericidir. HDP'den bir kişi de çıkıp "Cumhurbaşkanı ve hükümet şu yanlışları yaptı fakat PKK'nın tekrar şiddete, kan ve ölüme yönelmesini kınıyoruz" demedi, diyemedi!"


SİLAH BIRAKMAK İÇİN ÖLDÜREN BİR ÖRGÜTÜN AÇIKLI HİKAYESİ

Çözüm sürecini yakından takip eden isimlerden biri olan Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Demirtaş'ın açıklamalarını yorumladı ve PKK'nın çözüm sürecinde neler yaptığını çok uzun bir yazıyla anlattı. işte o yazıdan bir bölüm:

"KCK'nın başına şahin Bayık geldi. 9 Eylül’de de KCK, “Çatışmasızlık içinde geçen dokuz ay, savaş ortamında yapılamayan askerî nitelikteki çalışmaların yapılmasıyla geçirilmiştir. Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda hiçbir adım atılmamıştır. Demokratik siyasetin önünün açılması açısından tüm KCK tutuklularının serbest bırakılıp terörle mücadele yasasının ortadan kaldırılması bile gerçekleşmemiştir” diyerek çekilmeyi durdurduğunu açıkladı.
Peki hükümet ne yaptı? 30 Eylül’de Demokratikleşme Paketi’ni açıkladı.
PKK cevaben ne yaptı peki? Şehirlerde milis güçler olarak YDGH’yi örgütledi, şehirlerde mahkemeler kurdu, vergi toplamaya, adam kaçırmaya başladı.
Yine Demirtaş’ın hiç bahsetmediği Haziran 2014’te AK Parti Diyarbakır’da çözüm süreci için çalıştay yaparak süreci yeniden canlandırdı. Temmuz 2014’te çözüm süreci için Meclis’ten yasa geçirip, süreci hukuki bir zemine oturttu.
PKK’ysa bu arada Rojava Devrimi ve AKP’yi Nusracı ilan etmekle meşguldü. Barış süreciyle ilgili hiçbir adım atmadılar. Kendi kamuoylarını barışa değil, Rojava'da da savaşa hazırladılar. Gençleri askere almayı artırdılar. Yaylalarda gerillayla gençleri ağaç dikme gibi bahanelerle buluşturan festivaller düzenlemeye başladılar. Çocukları bu festivallerle dağa giden anneler Diyarbakır’da oturma eylemi başlattı, Demirtaş onlara satılmış dedi, belediye ekipleri refüje kovaladı."