Oya Eczacıbaşı, Fikret Mualla tartışmasıyla ilgili sessizliğini bozdu: "Biz şüphelendiğimiz tablolar hakkında araştırma yaptık, içimiz çok rahat"
Abone olİki hafta önce Cumartesi günü Ferit Edgü'nün mektubunu yayımlayarak kamuoyuna duyurduğumuz Fikret Mualla tartışmasında geçen cumartesi halkayı kapattık. Sergiyi düzenleyen İstanbul Modern'in Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, iddialar hakkındaki röportaj talebimize olumlu cevap verince müzenin açılışından aylar sonra tekrar aynı masanın etrafında bu kez bambaşka bir röportaj için buluştuk. Eczacıbaşı, yıllardır tasarladıkları modern sanatlar müzesinin böyle bir tartışmayla yıpranmasından dolayı gergindi.
Oya Eczacıbaşı'nın Fikret Mualla merakı sanat dünyasında iyi bilinir. Eşi Bülent Eczacıbaşı ile birlikte hatırı sayılır bir koleksiyona sahipler. 1987 yılında düzenlenen ilk İstanbul Bienali'nde Oya Eczacıbaşı'nın gayretiyle sanatçının Türkiye'deki ilk büyük sergisi düzenlenmişti. Sergi için Cenevre'deki bir müzeden gelen tabloları sonraki yıllarda satın alıp Türkiye'nin en iyi Mualla koleksiyonlarından birine sahip oldu Oya-Bülent Eczacıbaşı çifti.
Oya Eczacıbaşı, Ferit Edgü ile kişisel bir polemikten dikkatle kaçınıyor; serginin hazırlanışı ve iplerin kopması hakkında ise bambaşka şeyler anlatıyor. Sonuçta Oya Eczacıbaşı'nın içi rahat, 'Elimizden geleni yaptık' diyor. Küratörlerine güveniyor, Türkiye'de bilimsel bir ekspertiz kurumu olmadığı için yapacak bir şey olmadığını hatırlatıyor. Yine de bir umut var, bir gün böyle bir kurum İstanbul Modern'in çatısı altında açılabilir. O zaman da Türkiye sanat ortamı böyle ispatı kişisel itibara kalmış tartışmalardan kurtulur.
Fikret Mualla sergisinde yer alan tabloların sahte olmadığından nasıl emin olabiliyorsunuz?
Serginin küratörleri Ali Akay, Haşim Nur Gürel ve Levent Çalıkoğlu çok titizlendiler. Öncelikle daha sonra ticari amaçla kullanılmayacak, tanıdığımız koleksiyonlardaki eserleri sergiye aldılar. Ardından şüphelenilen eserler üzerinde çalışıp kaynaklara bakarak, mesela Fikret Mualla'nın eserleriyle çekilmiş fotoğraflarından yararlanarak bu şüpheleri giderdik. Tabii bu müzede, bu ülkede kurumsallaşmış bir ekspertiz sistemimiz yok. Olsa, kızılötesi araştırmalar da yapılabilirdi.
Sonuçta siz de 'gözle' gözle karar verdiniz ki sergideki tabloların tamamı orijinaldir.
Ama daha ne yapılabilirdi ki. Kızılötesi araştırmalar için laboratuvar gerekiyordu. Müzede bir mekânı ekspertiz çalışmaları için laboratuvar yapmak üzere ayırdık.
Bu mekân müzenin neresinde?
Depomuzun yanında boş, kullanılmayan bir oda. Ama tabii öncesinde kaynak bulmak, orada çalışacak uzmanları bulmak lazım, günün birinde oluşturmayı amaçlıyoruz... Geleceğe yönelik bir proje bu.
Peki bir eserin sahteliği kanıtlanırsa ne yaparsınız?
Eğer bir şekilde kızılötesi incelemelerle ya da başka yöntemlerle sergideki eserlerden birinin sahteliği kanıtlanırsa bunu sahibine iade ederiz tabii.
Elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz tamam ama şimdi ne yapacağız? Fikret Mualla sergisindeki tablolar üzerinde duran soru işareti, buraya eser veren, alan, alacak olan koleksiyoncuları, sanat tarihçilerini rahatsız ediyor.
Ben şöyle bakıyorum bu soruya. Biz buraya retrospektif sergi için 38 koleksiyonerden yapıt toplarken azami dikkat gösterdik. Ticari olmaması ve sahte olmaması için. Şu anda elimizde bir ekspertiz bürosu, bu alanda çalışan bir şirket, enstitü yok.
Ama biz elimizden geleni yaptık. Şimdi somut bir kanıta dayanmayan kişisel suçlamalar bizi bağlamaz. Bizim içimiz rahat.
Peki siz, Fikret Mualla üzerine Türkiye'deki en iyi uzmanlarla çalıştığınıza inanıyor musunuz?
Evet, biz bu üç küratöre de çok güveniyoruz. Bir kişinin çıkıp da sahte tablo var demesi ve oraya odaklanılması yazık bence.
Fikret Mualla, bu sergiyle daha da popülerleşti ve bu onun resimlerinin fiyatları da artmıştır değil mi?
Bilmiyorum. Her ne kadar Fikret Mualla'nın arttıysa yukarıda Fahrülnisa Zeyd'in, Mehmet Güleryüz'ün, Adnan Çoker'in yapıtları var, onların da artmıştır. Bu da güzel bir şey, insanların şu sanatçı veya bu sanatçının eserlerine sahip olma arzusunu bir şekilde artırabiliyorsak bu çok güzel.
'Küratörlerin kurgusuna karışmayız'
Küratörlerden önce serginin sorumluluğu Ferit Edgü'deydi. Edgü, sizin müdahaleleriniz nedeniyle çekilmeyi tercih ettiğini söylüyor.
Olabilir. Bizim müdahalelerimiz küratörlerin kurgusuna dair değildir. Asla seçimlerine karışmayız. Ama bazı ilkelerimiz var, bunların başında da burada sergilenen eserlerin daha sonra ticari amaçla kullanılmaması geliyor.
Bunu özellikle vurguluyorsunuz; bu tür bir çelişki mi yaşadınız Ferit Edgü'yle?
Ferit Edgü'yle çalışmanın hatalı olduğunu gördük. Diğer üç küratör, sanat ticaretiyle ilgili değil. Biz o anlamda başında yanlış bir şey yapmıştık.
Yani siz yanlış karar vermişiz deyip Ferit Edgü'yle çalışmaktan vazgeçtiniz, yoksa Edgü kendisine müdahale ediliyor diye sergiyi bırakmış değil, öyle mi?
Oturup karşılıklı konuştuk, bu şekilde sürdürmenin zor olacağına, bizim üst katı düzenleyen küratöryel ekibin devam etmesinin daha hayırlı olacağına birlikte karar verdik.
Bir şeyi netleştirmek istiyorum, Haşim Nur Gürel ve Levent Çalıkoğlu'nun 2003'ten bu yana Fikret Mualla üzerine çalıştıklarını söylediniz. Öyleyse neden İstanbul Modern'deki sergi için yola Ferit Edgü'yle çıktınız?
Başküratörümüz Roza Martinez'in 'üst kattaki kalıcı sergiyi düzenleyen küratörlerin tüm mekânların da sorumluluğunu almaması ve mümkün olduğu kadar çok başka küratörlerle çalışılması' yönünde bizim de katıldığımız bir prensibi var. O nedenle farklı uzmanlarla işbirliği yapıyoruz.
Röportaj: Cem Erciyes
Kaynak: