Hükümet doktorların hastanelerde tam gün çalışmasında ısrarcı. Peki Türk Tabipleri Birliği Başkanı Gürün ne dedi?
Abone olTürk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, itirazlarının ''Tam Gün Yasa Tasarısı''nın ilkesine yönelik olmadığını ifade ederek, ''Biz kamu hastanelerinde tam gün çalışmaktan yanayız. Ancak özellikle ücretlendirme konusunda getirilmek istenen sistem, performansa dayalı döner sermaye ödemeleri esasına dayanıyor. Bunun kamu kuruluşlarını işletme haline çevireceğini biliyoruz. Biz bu anlayışa karşıyız'' dedi.
Gürsoy, İstanbul Tabip Odasında düzenlenen basın toplantısında, yasa tasarısına karşı yapılan dün yapılan eylem süresince boyunca hiçbir aksama yaşanmadığını ifade ederek, ''Katılım istediğimiz düzeyde olmuştur. Biz mesajlarımızı kamuoyuna iletme ve hükümeti uyarma konusunda amacımıza ulaştık'' diye konuştu.
''Tam Gün Yasa Tasarısı''na da değinen Gürsoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
TAM GÜN ÇALIŞMAKTAN YANAYIZ ANCAK..
''İtirazımız yasanın ilkesine yönelik değil. Biz kamu hastanelerinde tam gün çalışmaktan yanayız. Ancak özellikle ücretlendirme konusunda getirilmek istenen sistem, performansa dayalı döner sermaye ödemeleri esasına dayanıyor. Bunun kamu kuruluşlarını işletme haline çevireceğini biliyoruz. Biz bu anlayışa karşıyız.
İfade edilen rakamların gerçekle bir ilgisi yok. 15-17 bin lira konusundaki vaatler gerçeği yansıtmıyor. Bu rakamlara yaklaşmak için bile bir hekimin günde 18-20 saat durmaksızın hasta bakması, üstelik de kuruma daha çok para kazandıran işlemlere ağırlık vermesi gerekiyor. Bu ise özellikle üniversite ve eğitim hastanelerinde bu hastanelerin asıl işlevleri olan araştırma ve eğitimi ikinci plana iten bir dengesizlik doğuracaktır. Endişelerimiz bunlardır.''
Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda tepkilerini çeşitli biçimlerde dile getirmeyi sürdüreceklerini anlatan Gürsoy, ''Veto olanağını kullanması konusunda taleplerimizi cumhurbaşkanına ileteceğiz ve anayasa mahkemesine başvuru konusunda imkanları zorlayacağız. Önümüzdeki günlerde meclis gündeminde bekleyen ve sağlıkta dönüşüm programının en önemli ayaklarından birini oluşturan 'kamu hastanelerini birleştirme yasası' gündeme geldiği zaman da tepkilerimizi çok daha geniş boyutlu dile getirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
''TALEBİMİZ EŞİT VE ÜCRETSİZ BİR SAĞLIK SİSTEMİ''
Gürsoy, yasa tasarısının uygulanmasıyla ulaşılmak istenen amaç konusunda da şu değerlendirmede bulundu:
''Tam Gün Yasa Tasarısı'nın uygulanmasında amaçlanan, 'muayenehanelere gitmeden kamu hastanelerine gelinemiyor' konusundaki ifadelerin amacına ulaşmayacağını ifade etmek istiyorum. Korkarım ki muayenehaneler kapatılacak ama birçok hekim çeşitli yollardan yine muayenehaneleri işletmeye devam edecektir. Geçmişte buna benzer örnekler yaşanmıştır. Zorlamayla bu işin çözülmesi mümkün değildir. Bugün resmi görevi olan bazı üniversite rektörlerinin bile dışarıda özel muayenehanelerde, özel hastanelerde ameliyat yaptığına dair bilgi geliyor. Dolayısıyla bu beklenen sonucu vermeyecektir.''
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gürsoy, ''bazı vatandaşların eyleme destek vermemesini nasıl yorumladığının'' sorulması üzerine şunları söyledi:
''Henüz halkımız sağlıkta dönüşüm programının acılarını yeteri kadar fark edecek zaman bulamadı. Salgın hastalıkları sırasında bizlerin teker teker tanık olduğu yoksul kesimin bu konudaki sorunlarına bakarsak, gerçekten 2 lira, 5 lira, 15 lira gibi bize çok düşük gelen bu ek ödemelerin çok ciddi sorunlar yarattığını görürüz. Bizim talebimiz, eşit ve ücretsiz bir sağlık sistemi.
ABD, sağlığın piyasalaştırıldığı sistemin en tipik örneklerinden biridir. Milyonlarca insanın sağlık güvencesi yoktur ve bu konuda biraz iyileştirme yapma çabaları Obama iktidarı tarafından gündeme getirilmiştir.''
Gürsoy, muayenehanelerin kapatılmasıyla kullanım dışı kalacak cihazlarla ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi:
''Muayenehanelerin kapatılmasından dolayı kullanım dışı kalan cihazlar sorunu bizce çok büyük önem taşıyan bir durum değil. Muayenehanelerde öyle bir ekonomik kayba yol açabilecek alet olsa bile bunlar bir sene içerisinde halledilebilir. Bizim derdimiz 'muayenehaneler kapatılmasın'dan ibaret değil, biz sistemin bütününe karşıyız. Bu sistem, sağlığın kamusal özelliğinin kaybedilmesi, hizmetin özelden satın alınması ve sistemin bütünüyle piyasalaştırılmasıdır.''