BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,82
ALTIN 2.971,10
HABER /  GÜNCEL

Suudiler toplumsal çöküşte mi?

Baumgarten'e göre, saldırı Suudi Arabistan’ın yıllar boyu koynunda beslediği yılanların sahibine saldırısıdır.

Abone ol

Alman Radyoları’nın Ortadoğu muhabiri Reinhard Baumgarten, yorumunda, bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin Suudi Arabistan’ın çağdışı kalmış toplumsal yapısının ürünü olan bireyler arasından çıktığını savunuyor... Suudi Arabistan’ın yıllar boyu koynunda beslediği yılanlar, şimdi sahibine saldırıyor. Bu teröristler, emsalsiz bir refah sisteminin çocukları. Dedeleri çöllerde Bedevi olarak yaşamış, babaları modern toplum hayatına başarılı bir geçiş yapmış, çocuklar ise zengin petrol kaynaklarının sağladığı refah ortamı sayesinde deyim yerindeyse “El bebek, gül bebek” yetişmiş. Üstelik hepsi de son derece zeki, kültürlü ve yüksek eğitim görmüş kişiler. Yani Riyad’daki intihar saldırganları, ezilmiş, kandırılmış, gelecek kaygısı taşıyan ve bu yüzden radikal dinci gruplara katılan klasik “eylemci” prototipinin özelliklerini pek taşımıyorlar. 13 Mayıs’ta gerçekleşen saldırıların şoku, Suudi Arabistan’ı belki kendine getirebilir. Çünkü Suudiler, toplumsal bir çöküşün eşiğindeler. Nüfusun üçte ikisi 25 yaşın altında, bunların yüzde 30’undan fazlasının herhangi bir işi yok. Çoğu “zorluklarla mücadele” kavramının ne anlama geldiğini dahi bilmiyor. Bu gençler şimdi işsizlik, yoksulluk, sosyal statülerini yitirme gibi tehlikelerle karşı karşıya ve ne yapacaklarını bilemez bir halde. 11 Eylül saldırılarını gerçekleştiren 19 saldırgandan 15’inin Suudi kökenli olması basit bir tesadüf olamaz. Tıpkı, Riyad’daki bombaların, Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell’in ziyaretinden birkaç saat önce patlamasının bir tesadüf olamayacağı gibi... Radikal Suudi saldırganlar, son eylemleriyle, mensup oldukları sosyal sisteme açıkça bir savaş ilan etmiş oldular. Otoritesini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olan Riyad’daki yöneticiler, artık harekete geçmek zorunda. Suudi Arabistan, petrolün yanısıra dünyaya “radikal terörist ihraç eden bir devlet” imajına, siyasi ve ekonomik olarak uzun süre tahammül edemez. Bu bakımdan, Riyad’daki siyasi irade gerekli kararlılığı göstermeli ve 21’inci yüzyılın toplum yapısına uygun reform hareketlerine biran önce başlamalıdır.