Riyad yönetimi, Şii isyancı Husilere karşı hava harekatının sona erdiğini açıkladıktan bir gün sonra yeni operasyonlara başladı. Talepleri arasında Husilerin silah bırakması da var. BBC Orta Doğu editörü Jeremy Bowen'ın analizi.
Abone olSuudi Arabistan'ın Yemen'in üçüncü büyük şehri Taiz'de isyancı Şii Husilere karşı hava saldırılarına yeniden başlaması sürpriz olmadı.
Ülkedeki şiddeti sonlandırmak için müzakere çabaları devam ediyor. Ancak Husiler bu noktraya gelene kadar büyük bir çatışmanın içine girdi ve şu anda da ülkedeki baskın güç halindeler. Kolay kolay pes etmeyeceklerdir.
14 Nisan'da Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nden çıkan bir karar ilk kez açık ve net talepleri Husilere iletti.
Bu talepler arasında Husilerin silah bırakmaları ve başkent Sana dahil işgal ettikleri bölgelerden çekilmeleri de vardı.
Suudi Arabistan, Husileri BM kararına olabildiğince uyumlu hale getirebilmek için hava harekatını düzenlediğini söylüyor.
Husiler daha fazla güç istiyor
Ancak ileride bir anlaşmaya varılsa dahi bunun kalıcı olup olmayacağı meçhul.
Artık Husilerin ülkenin kuzeyindeki asıl bölgelerine sessiz sedasız geri çekilmeyi kabullenmeyecekleri açık. Daha fazla güç ve etkinlik istiyorlar.
Suudi Arabistan bu talepleri bir şekilde yerine getirmeyi kabullense dahi Yemen gibi yönetilemez hale gelmiş bir ülkede potansiyel bir anlaşmayı uygulamaya koymak son derece güç olacak.
Riyad bir ay önce aralarında Ürdün, Fas ve Sudan'ın da olduğu Husi karşıtı koalisyonu oluşturup başına geçtiğinde açıklanan hedef netti: Uluslararası toplum tarafından tanınan Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi'yi tekrar fiilen ülkenin başına geçirmek.
Husiler başkenti ele geçirince Cumhurbaşkanı Hadi önce ev hapsine alınmış, sonra kaçıp körfez kenti Aden'de görevinin başında olduğunu açıklamış en sonunda da Husilerin ilerleyişi karşısında Suudi Arabistan'a kaçmıştı.
Salih de kolay pes etmeyeceğe benzer
Suudi Arabistan hava harekatının sonlandırıldığını, askeri hedeflere ulaşıldığını açıkladı. Husilere ve Yemen ordusu içerisindeki destekçilerine yeteri kadar hasar verildiği belirtildi.
Suudi Arabistan'ın savaşı kazandığı iddiası, siyasi hedef olan Hadi'nin göreve döndürülmesi gerçekleşmezse çok güvenilir olmayabilir.
Tabii bir de devrik lider Ali Abdullah Salih sorunu var.
Husilerin ilerleyişinde Yemen ordusu içerisinde Salih destekçisi birliklerin rolü çok önemliydi.
1978'den bu yana Kuzey Yemen'in lideri olan Salih, ülke 1990'da birleştikten sonra Cumhurbaşkanı olmuştu. Görünen o ki, 2012'deki "Arap Baharı" ayaklanmaları sırasında devrilen Salih hala iktidarı istiyor.
Suudi Arabistan'ın hava saldırılarının sonlandırılması için şart koştuğu koşullardan birisi de Ali Abdullah Salih ve ailesinin ülke dışına çıkarılması olmuştu.
Ancak Salih hâlâ Yemen'deki Sünni aşiret ağının ortasında ve oğlu Ahmed'i de ön plana çıkarmak için çabalıyor. O da Husiler gibi kolay kolay pes edecek gibi durmuyor.
Yemen tekrar bölünebilir
Yemen çok sayıda farklı yapıdan oluşan bir ülke. Yemenliler ulus devlet fikrindense aşiretlerine daha sadıklar.
Son krizden önce dahi, pek çok Yemenli gıdaya erişimde bile sorunlar yaşıyordu. Başkent Sana'da su kesintileri gündelik hayatın bir parçasıydı. Şimdiyse ülke büyük bir insani krizin içine düşmüş durumda.
Hava saldırıları yeniden başlamış olsa da asıl bombardımanın geride kalmış olması ülkeye yardım malzemelerinin girişini kolaylaştırabilir.
Ancak uzun vadede ülkenin bütünlüğü tehdit altında.
Ülke 1990'a kadar Kuzey ve Güney Yemen olmak üzere ikiye bölünmüş durumdaydı. Şimdiyse ülkenin tekrar bölünmesi ihtimaller arasına girmiş durumda.