SUUDİ ARABİSTAN'da veliaht prens Muhammed bin Selman'ın başlattığı prens avı sürerken olayın perde arkası merak konusu. 11 prens ve ülkenin en zengin işadamlarını içeri alan Selman'a ABD neden destek çıkıyor? Hanedan listesine bir bakın deriz!
Abone olSuudi Arabistan'da 4 Kasım gecesi 11 prens, 4 aktif bakan, eski bakanlar ve üç medya patronunun aralarında bulunduğu onlarca kişi "yolsuzlukla mücadele" kisvesi altında otel hapsine alındı. Kaçışları önlemek için özel jetlerin kalkışı yasaklandı. Prens Mansur bin Mukrin de muhtemelen kaçarken helikopterin düşmesi sonucu öldü.
Peki bu operasyonların perde arkasında ne var? Veliaht prensi ABD neden destekliyor? Bu bir ABD operasyonu mu? İşte Suudi Arabistan olayının perde arkası;
Kral Selman bin Abdülaziz'in kendinden sonra tahtı, oğlu Muhammed bin Selman'a zimmetleyebilmek için yaptığı saray darbesi kaçınılmaz olarak binlerce prensi barındıran İbn Suud ailesindeki cinleri şişeden çıkarttı. Şimdi olası bir karşı darbe ya da meydan okumanın gelebileceği bütün yollar bir bir kesiliyor. Bir kararname ile oluşturulan yolsuzluklarla mücadele komitesinin başkanlığını da üstlenen Muhammed bin Selman istediğini tutuklatma, hesapları dondurma ve mal varlıklarına el koyma yetkisine kavuştu.
Suudi Arabistan hanedan listesi kim kimdir?
Selman önce askeri kesimi denetimine aldı. Bunun için de ilk operasyonu kuzeni içişleri bakanı Muhammed bin Nayif'i ev hapsine aldırarak yaptı.
İkinci adımı kabile ordusu oldu: Geriye Prens Mutaib bin Abdullah'ın komutasındaki Ulusal Muhafazlar kalmıştı. Geleneksel olarak Uteybe ve Mutayr kabilelerine dayanan Ulusal Muhafızlar bakanlık statüsü verilmiş bir ordu. Prens Mutaib bin Abdullah'ın tutuklanmasıyla burası da zapturapt altına alınmış oldu. Mutaib'in kardeşi Türki bin Abdullah da tutukladı.
Aşiret liderlerinin hesapları donduruldu: Orduyla bağlantılı aşiret liderlerinin hesapları donduruldu ve yurtdışına çıkışları yasaklandı. Çünkü bunlar genelde Mutaib'in babası ve bir önceki Kral Abdullah'a bağlılığı ile tanınıyor. Muhammed bin Selman, Abdullah'ın oğullarının kalkışmada bulunmayacağından emin olmak istiyor. Denizlerden bir tehlike beklenmese de Donanma Komutanı Abdullah el Sultan da açığa alındı.
Medya liderlerini de tutuklattı : Önemli kararların alındığı ekonomi komitesinin başkanlığını da yürüten Muhammed bin Selman, Arap dünyasının nabzını tutan üç büyük şirket ART, MBC ve Rotana'nın sahiplerini de tutuklatarak medyayı tekeline aldı.
Mıntıka temizliğinin ötesinde bir operasyon : Muhammed bin Nayif'i veliaht prenslikten azledip bu payeyi Muhammed bin Selman'a veren akıl, sadece basit bir mıntıka temizliği yapmıyor, ardı ardına kritik adımlarla çok boyutlu bir kurguyla hareket ettiğini gösteriyor.
Nedir bu kurgu? Ve kimdir bu kurgucu? : Muhammed bin Selman'ı güçlü bir lider olarak sahneye taşıyan operasyon, üç temel çerçeveyle başta Washington D.C. olmak üzere küresel etki ve karar merkezlerinde servis edildi:
VAHHABİZMİN KALBİNDE REFORM: Kadınlara Haziran 2018'ten itibaren araç kullanma izni, yabancıların olduğu bölgelerde harem-selamlık kuralının yumuşatılması ve ahlak polisinin tutuklama yetkisinin kaldırılması gibi adımlar atıldı. Muhammed bin Selman ılımlı İslam'a döndüklerini ilan etti. Her ne kadar geleneksel Vahhabi geleneğine aykırı bir duruşu olmasa da bunlar birçok çevrede veliaht prensin reformcu olarak nitelendirilmesine yetti.
ÖZELLEŞTİRME VE ARAMCO'NUN SATIŞI: Kamu sektöründe özelleştirilme ve Suudi ekonomisinin belkemiğini oluşturan enerji devi Saudi Aramco'nun borsaya açılması gibi ekonomik alanda uluslararası sermayeyi mutlu edecek değişimler vaat edildi. Muhammed bin Selman'ın hedefi kamu mallarından 300 milyar dolarlık bir özelleştirme yapmak.
İRAN'A ORTAK CEPHE: Muhammed bin Selman İran'a kararlılıkla karşı koyabileceği izlenimi verdi. Bu üç alandaki vaatlerle uluslararası sularda 32 yaşındaki prensin yelkenleri şişirildi.
Bomba Suud iddiaları! Arkasında Türkiye düşmanı o isim mi var?HABERİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
BAE VELİAHTI ABD'YE PAZARLADI : Washington'a "yeni bir Suudi yönetimi" vaadeden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE). Bu vaade yatırım yapan ise Donald Trump yönetimi. Her şey bu kadar net ve keskin mi? Elbette başka faktörler de var, ancak yoldaki işaretlere göre aracın menzilini tarif etmek de zor değil. Muhammed bin Selman'ı pazarlayan BAE'nin Washington Büyükelçisi Yusuf el Uteybe idi. Onun da akıl hocası ve patronu Ebu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed.
BAE VELİAHTI ONDAN NEFRET EDİYOR : Muhammed bin Nayif'in ayağını kaydıran operasyonun arkasında olan kişilerden söz açılınca parmaklar Muhammed bin Zayed'i gösteriyordu. Muhammed bin Zayed, açıkça "maymun" diyecek kadar Muhammed bin Nayif'ten nefret ediyordu.
Ortaya çıkan yazışmalara bakılırsa Uteybe, Muhammed bin Selman'ı Washington'daki etkili çevrelere Suudi Arabistan'ı reforma götürecek ve modernize edecek pragmatik bir kral adayı olarak tanıtıyordu. Muhammed bin Selman için Washington'daki dikenleri kaldırması için BEA'nin lobicisi Harbour Group da kiralandı.
Bu şirketin başkanı Richard Mintz, Uteybe'nin yakın arkadaşı. Mintz'in 11 Eylül saldırıları nedeniyle Suudi Arabistan'ı çileden çıkartmış biri olması da sorun değildi. Muhammed bin Selman'ı yönlendiren ekibin belirlenmesinde de Muhammed bin Zayed'in etkili olduğu öne sürülüyor.
ABD OPERASYONUN NERESİNDE NİYE BU KADAR MEMNUNLAR?
Bu operasyonun ABD ile ilgili boyutlarına da bir parantez daha açmak gerekiyor. Malum İran'a karşı sert politika ararken İsrail'le yolları kesişen Suudi yönetimi, Barack Obama'da göremediği haşinliği Trump'da buldu. Haliyle İran'ın nüfuzuna Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de karşı koyacak geniş bir strateji için gündemler çakıştı.
Ulusal fon oluşturmaktan bahseden Muhammed bin Selman'ın servetine göz koyduğu şirketler arasında Riyad'da istifasını duyuran Lübnan Başbakanı Saad el Hariri'ya ait Saudi Oger ile Usame bin Ladin'in ağabeyi Bekir bin Ladin'a ait "Saudi Binladin Group'" da var. Önemli olan bundan sonra hangi Amerikan şirketlerinin buralardan boşalacak alanlara gireceğidir
Trump için 400 milyar dolarlık silah anlaşması da bu ortaklığın şerefine patlatılan şampanya gibi geldi. Trump'ın damadı ve Orta Doğu'daki iş takipçisi Jared Kushner'in son operasyondan saatler önce Suudi Arabistan'da bulunması da, Kral Selman ve oğlunun ABD yönetimiyle koordineli hareket ettiğinin işaretiydi. Kushner'in Riyad'da kimlerle görüştüğü devlet sırrı gibi saklandı.
PRENS TRUMP'A KIYAK İÇİN TUTUKLANDI : 18 milyar dolarlık servete hükmeden Prens Velid bin Talal'ın tutuklanması da Trump'a sunulan bir diğer hediye sayılabilir. Newscorp, Citigroup, 21st Century Fox ve Twitter'ın ortağı olan Prens Velid, ABD'deki seçim kampanyaları sırasında Trump'a "Rezil" demişti. Trump da "Budala prens babacığının parasıyla bizim Amerikalı politikacılarımızı kontrol etmek istiyor. Ben seçildiğimde bunu yapamazsın" yanıtını vermişti. Tehdit yerini bulmuş oldu.
SUUDİ ARABİSTAN'DA İSYAN YA DA KARŞI DARBE OLUR MU?
Operasyonların yolsuzlukla mücadele altında yürütülmesi 32 yaşındaki Muhammed bin Selman'ın ihtiyacı olan halk desteğinin temin ediyor. Selman bir önceki önlem ya da operasyona karşı bir tepki birikmesine fırsat vermeden yeni agresif adımlar atıyor. Yani nefes aldırmıyor. Suudi tarihinde iki önemli meydan okuma yaşanmıştı: İkisi de radikal Vahhabi kanattan gelmişti.
Saraya biatlı ulema "Yolsuzlukla mücadele şeriatın emridir, terörle mücadele kadar önemlidir" diyerek Muhammed bin Selman'ın adımlarına dini meşruiyet kazandırdı. Ama bu radikal selefileri bağlamaz. Reforma yönelik sinyaller verilirken buna karşı söz söyleyebilecek ne kadar din adamı varsa tutuklandı. Tabii o bahaneyle Katar'a abluka ve Yemen'e askeri operasyonları eleştiren yazar ve eylemciler de demir parmaklıkların ardına gönderildi. Bu kez son operasyonla birlikte en tepedekiler alaşağı edildiği için tepkinin kaynağı ve türü değişebilir. Çöl sabahı ne tür fırtınalar getirecek bekleyip göreceğiz. (Kaynak : BBC)