Susurluk çetesinin belgesi oldu o fotoğraf... İbrahim Şahin ve Abdullah Çatlı yan yana dans ediyor... Ayhan Akça, o fotoğrafın hikayesini anlattı...
Abone olMafya, siyasetçi, polis üçgeninin, yani derin devlet çetesinin ilk kez ete kemiğe büründüğü Susurluk sürecinde bir fotoğraf çok konuşulmuştu. Abdullah Çatlı ve İbrahim Şahin'in yan yana dans ettiği o kare... Susurluk çetesinin belgesi oldu işte o fotoğraf... Peki nerede ve nasıl çekildi?
Özel Harekatçı Ayhan Çarkın'ın itirafları sonrası genişleyen faili meçhul soruşturmasını kapsamında tutuklanan Özel Harekatçı polislerden Ayhan Akça, savcılık ifadelerinde o meşhur 'Susurluk fotoğrafını' ve Abdullah Çatlı ile tanışma hikayesini anlattı.
O FOTOĞRAF DÜĞÜNDE ÇEKİLDİ
Radikal gazetesinde yer alan habere göre, Ayhan Akça savcılık ifadesinde, Çatlı'yı Mehmet Özbay ismi ile eski DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın yanında bir iş adamı olarak tanıdığını belirterek, fotoğrafın hikayesini şu sözlerle özetledi;
"Daha sonra ben ve Ziya Bandırmalıoğlu çocuklarımızı sünnet ettirmek istememizle İbrahim Şahin benim oğlumun kirveliğini, Mehmet Özbay da Ziya Bandırmalıoğlu'nun kirveliğini yaptı. Bu konuda basına yanıysan fotoğraf da bu düğünde çekilen fotoğraftır. Ben Abdullah Çatlı'nın önceki faaliyetlerini Abdullah Çatlı olarak bilmem, kendisini Mehmet Özbay olarak, işadamı olarak biliyorum. İbrahim Şahin ile ne şekilde tanışık oldukları hususunda bilgi sahibi değilim"
BENİ ÖLDÜRMEYE Mİ GELDİN?
Akça İstanbul'a gittiği bir dönemde Ayhan Çarkın'ın işlettiği kafeye gittiğini de anlatarak "Beni gören Ayhan Çarkın heyecanlandı 'Ne oldu, beni öldürmeye mi geldin. Ne biçim yürüyorsun' şeklinde laflar etti. Bende 'Seni ne için öldüreyim, seni ziyarete geldim ne yapıyorsun lan' dedim. Bu esnada bana çay dahi ısmarlamadı, bana param olup olmadığını sordu 1000 lira paramın olduğunu söyledim kendisi benden bu paranın yarısını istedi, ben de kendisine 'Sana haraç mı vereceğim' diyerek kızdım. Ben direkt olarak Daire Başkanı İbrahim Şahin'in emrinde çalıştım. Kaybolduğu iddia edilen Uzi marka silahlar ile ilgim yoktur" dedi.
Akça yakalanmasaydı umreye gideceğini anlattı. Eski Özel Harekâtçı Uğur Şahin de Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz Ercan Ersoy'un Ömer Lütfü Topal soruşturmasında gözaltına alınıp serbest' bırakılması konusunda şunları söyledi: "Polisleri İstanbul polisinden alıp Ankara'ya, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirilmesi işlemini gerçekleştirenlerden biri de benim. Ancak bu, emir üzerine yapmış olduğum bir işlemdir. Bu emrin ne amaçla ne şekilde verildiğini bilemem" dedi.
ÇİLLER SÖYLEDİ AMA LİSTE GÖRMEDİM
Tutuklu zanlılardan Enver Ulu da 1990'lı yılların başında öldürülen Macit Baskın, avukat Yusuf Ekinci, Namık Erdoğan ve avukat Faik Candan cinayetleriyle ilgisi bulunmadığını öne sürerek, "Tansu Çiller 'PKK'ya yardım eden işadamları var biz bunları...' şeklinde beyanda bulunmuştu. Ancak sorduğunuz, öldürülmesi gerekenlere ilişkin listeden haberim yoktur" diye konuştu.
Abdullah Çatlı'yı Mehmet Özbay olarak Edip Sedat Bucak'ın yanında tanıdığını iddia eden Enver Ulu, "Ben Susurluk kazasında ikinci koruma aracında görevliydim. Bucak'ın korumasıydım" diye konuştu.
ŞAHİN'İN SABIKALARI HİÇ BİTMEDİ
Ankara'da 1994'te öldürülen avukat Faik Candan'ın kardeşi Mustafa Candan önceki gün savcılara verdiği ifadede yıllar önceki tanıklığını anlatmıştı. Mustafa Candan ailesine yönelik endişeler nedeniyle sustuğunu ve ilk kez ifade ettiğini belirterek "Öldürülmesinden kısa süre önce ağabeyimin evinin önünde Abdullah Çatlı ile İbrahim Şahin'i gördüm" demişti. Şahin hakkındaki suçlamalar yıllardır hiç bitmedi.