BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Susurluk davası hakiminden uyarı

DGM eski hakimi Sedat Karagül, Şemdinli’deki olayların Susurluk gibi sonuçlanmaması için hazırlık soruşturmasının çok iyi yapılması gerektiğini söyledi.

Abone ol

Savcının bütün bilgi ve belgelere ulaşması için devlet desteğinin önemine dikkat çeken emekli hakim, Susurluk soruşturması sırasında devlet yetkililerinden hiçbir bilgi ve belge alamadıklarından, dönemin hükümetinin kendilerine yardımcı olmadığından yakındı. Emekli Yarbay Korkut Eken, eski DYP Milletvekili Sedat Bucak, Haluk Kırcı, Yaşar Öz ve polislerin de aralarında bulunduğu 14 sanıklı Susurluk ana davasının hakimi Karagül, Şemdinli tartışmasını Zaman’a değerlendirdi. Hükümetin, siyasilerin ve Genelkurmay’ın olayın çözülmesine yönelik açıklamalarını çok olumlu bulan Karagül, yargı sürecine sahip çıkılmasının sevindirici olduğunu belirtti. Susurluk davasının toplumun susturulması için hemen açıldığını kaydeden hakim, “Şemdinli’deki olaylarda hakimiyet savcıdadır. Çok iyi, hassasiyetle araştırma yapmalı. Sonuca ulaşmak için delilleri iyi toplamalı. Susurluk davasında delil olmadığı için sonuca ulaşılamadı.” dedi. Şemdinli’deki soruşturmanın sonucunun sabırla beklenilmesi gerektiğine de işaret eden emekli hakim, soruşturmada suç isnat edilen jandarmanın araştırma yapmasına tepki gösterdi. Jandarmaya suç isnadı olan yerde soruşturmayı polisin yapmasının önemini dile getirdi. Susurluk’un içinde devlet yetkililerinin de olmasının soruşturmada bilgi ve belgelere ulaşmayı imkansız hale getirdiğini belirten Karagül, kimsenin aleyhine olacağı için delil vermediğini savundu. Kazadan sonra birçok iddianın ortaya atıldığını; ancak iddianameye ancak 5-6 suçun yansıdığını hatırlatan Karagül, soruşturmanın çok yüzeysel yapıldığını, iddianamede delil olarak sadece Haluk Kırcı’ya ait sahte bir kimliğin bulunduğunu aktardı. Susurluk olayında delillere ulaşamadıkları için sıkıntı çektiklerini kaydeden hakim, “Savcı çok çalıştı; ama sınırlı kaldı. Delil bulamıyordu. Savcıda büyük bir klasör vardı, dosya yazışmalarla doluydu. Hiçbir yerden cevap alamıyorduk. Savcıdan bilgi istiyordum o da bana ‘sen bul’ diyordu.” diye konuştu. Karagül, Susurluk Tahkikat Komisyonu’nun hazırladığı raporu bile alamadıklarını, raporu gazetecilerden temin ettiğini aktardı. Yargılama sırasında karar aşamasında baskı gördüğünü dile getiren Karagül, “Kararı verirken o zamanki Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk çok baskı yaptı. Baskılara boyun eğmediğim için başka bir adliyeye atamam yapıldı. Bunun üzerine emekli oldum. Ben emekli olduktan sonra Susurluk davasından karar çıktı.” dedi. Karagül, baskılara karşı çıkmasının da kimsenin işine gelmediğini kaydetti. Delil olmadığı için sadece çete suçundan dava açılabildiğini kaydeden hakim, Korkut Eken’e verilen mahkumiyet kararının da gerekçesiz olduğunu söyledi. Emekli Yargıtay Başkanı Sami Selçuk’un bir konuşmasında ‘bir dosya inceledim, mahkumiyet için en ufak delil bulamadım’ ifadesinde bahsettiği dosyanın Korkut Eken’e ait olduğunu anlatan emekli hakim şöyle konuştu: “Hazırlık soruşturması yapılmadan çok hızlı sonuca gidildi. Devletin hiçbir yerinden, emniyetten bilgi alamadık. Kalın kalın dosyalar vardı; ama içinde hiçbir şey yoktu.” Şemdinli olayındaki sanığın PKK itirafçısı olmasını değerlendiren Karagül, “PKK itirafçılarının bazıları devletten nemalanınca raydan çıkıyor. Soruşturmanın içini bilemiyoruz. İtirafçılar pek güvenli insanlar değil. Devlete faydası olabiliyor; ama daha sonra insan öldürebiliyor. Kendi başına da yapabilirler, birine bağlı, menfaat sağlamak için de yapabilirler. İtirafçılar her türlü pisliğe girebilir.” şeklinde konuştu. Kaynak : ZAMAN