Suskun dünyanın gür sesi sussun mu?
Filistin'de dünyanın suskunluğunu bozan adamı görünce 24 Haziran'da onun dışındaki bir tercihin akıl ve izan dışı olduğu anlaşılıyor.
Yeni algı operasyonun adı;
Devam mı, tamam mı?
Bırakın bu işleri...
Görünen köy klavuz istemez misali R.Tayyip Erdoğan dışındaki bir tercih akıl ve izan dışıdır!..
Çünkü öyle bir devir ki; Medeniyetler sıkışması değil tam anlamı ile Türkiye’nin köşeye sıkıştırılması…
Dolayısıyla İslam’ın…
Bunun yoluda Recep Tayyip Erdoğan’ı dizleri üzerine çöktürmek!..
Çünkü biliyorlar ki;Recep Tayyip Erdoğan demek Türkiye demek!
Peki Erdoğan düşerse kim düşecek?
Türkiye…
İşte bütün meseleleri bu!..
O nedenle diyorum ki bugün Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme yönünde tereddüt etmeme günüdür…
Bir yanda ABD’nin, Fransa’nın, Almanya’nın İngiltere’nin, İsrail’in diğer yanda PKK’nın, FETÖ’nün sürekli saldırdığı adamın Türk milletinin tercihi olması 'milli bir görev' gibi karşımıza çıkıyor...
Erdoğan’ı sevmeyebilir,karşıda olabilirsiniz…
Ama düşmanlarına baktığınız zaman onu desteklemenin bu ülkenin istikbali olduğunu görürsünüz…
İnce’ymiş, Akşener’miş, Kılıçdaroğlu’ymuş, Karamollaoğlu’ymuş…
Erdoğan’ı devirerek Türkiye’yi kurtaracaklarmış!..
Hadi siz Erdoğan’ı devirmek için yollara düştünüz.
Peki ABD’si, Almanya’sı, İsrail’i yani hepsi birden niye sizinle birlikte aynı hedefe odaklanmış!..
Bay Kemal Erdoğan’a sesleniyor!..
“Yüreğin yetiyorsa git büyükelçiliği Kudüs’te aç.”
Bu adam iktidara talip!..
Güler misin ağlar mısın!..
Bilmiyor ki;
Türkiye'nin FİLİSTİN diplomatik elçiliği zaten KUDÜS'tedir.
Bilmiyor ki ;
Buradaki diplomat da BÜYÜKELÇİ seviyesindedir.
Bilmiyor ki ;
KUDÜS'e BÜYÜKELÇİ seviyesindeki ilk diplomat da 2005'te Erdoğan döneminde atanmıştır.
Şimdi bu ülkeyi yönetmek için bu adama mı emanet edeceğiz…
Ülkeyi yönretmeye bile aday olup talip olamayan bir Genel Başkan..
Hadi oradan ya!..
Bir ülkeyi düşman değil, asıl içerideki işbirlikçileri çürütür.
Allah aşkına bakın şu tabloya…
Filistin nasıl her geçen gün yutulmuş!
1947 ve bugün!
O nedenle fazla söze gerek yok…
*
Süreç ortada…
Siyonistler adım adım Kudüs’ü işgal ederken, Arap ülkelerinin başındaki kuklalar korkusundan çıt çıkaramazken, İngiltere’nin kalbinden “dünya beşten büyüktür, İsrail’in yaptığı devlet terörüdür” diye haykıran, ABD’ye lanet okuyan bir dünya lideri gerçeği var..
O gerçek Recep Tayyip Erdoğan’dır…
Bu yüzden diyoruz ya, milletin de, ümmetin de Recep Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı var…
Bakın 1969’da İsrail askerleri Mescid-i Aksa’da büyük bir yangına sebep olduklarında dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir şunları söyler;
“ O gece sabaha kadar korkudan uyumadım.
Zannediyorum ki Müslümanlar dört bir taraftan İsrail’e girecekler.
Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki biz dilediğimizi yapabiliriz, zira bu ümmet uyuyan bir ümmettir.”
İşte bu cümleler bugün Erdoğan’ın neden hedef olduğunun açık ve net belgesidir…
Çünkü onların uzun yıllardır uyuduklarını söyledikleri ümmeti ve milleti Recep Tayyip Erdoğan'ın uyandırması ve uyandırmaya devam etmesi İmam Şafii'yi aklımız a getirmiştir..
İmam Şafii$ye sormuşlar;
'Fitne zamanı hakkı tutanı nasıl anlarız?'
Demiş ki;
Düşman okunu takip edin o sizi hak ehline getirir.'
İşte bugün düşmanın bütün okları Erdoğan'ı hedef almıştır...
Gezi de,17/25 de, 15 Temmuz darbe girişimi de işte budur..
Öyle bir düşmanlık ki bu…
Türk asıllı Alman Milli Takımı’nın futbolcuları İngiltere’de forma giyen Mesut Özil (Arsenal) ve İlkay Gürdoğan (M. City) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret edip formalarını verdikten sonra Almanya’da Mesut ve İlkay’a yönelik medya eliyle “Bunların Alman Milli Takımı’nda forma giymesini istemiyoruz” diye kampanya başlatılmış…
*
Üstat Turgay Güler çok anlamlı bir tweet attı..
“Bazen çaresiz kalırsın, elinden hiçbir şey gelmez.
Sığınırsın Rabbine açarsın ellerini semaya.
Kardeşlerin için istersin.
Duyulmaz mı sanırsın.
Vallahi duyulur.
Bir Selahaddin çıkar gelir.
Gelir evelallah…”
İşte bugün ‘Selahaddin Eyyübi’ Recep Tayyip Erdoğan’dır…
Arkasında durmak hak’dır!..
Uğur Işılak Erdoğan için bestelediği unutulmaz şarkısındaki mısralarında ne diyordu...
SUSKUN DÜNYANIN GÜR SESİ..
Aynen öyle..
Peki ;
'Suskun dünyanın gür sesi sussun musun?'
İşte 24 Haziran sorusu budur!..
