BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,35
ALTIN 2.928,48
HABER /  MAGAZİN

Survivor'ın Nagihan'ı yaşadığı istismarı anlattı, herkesi gözyaşlarına boğdu! "Kimse bana inanmaz diye anlatamadım"

Survivor yarışmasının en çok konuşulan yarışmacılarından biri olan 3 kez yarışmaya katılarak adını duyuran koşucu Nagihan Karadere küçükken yaşadığı istismarı ve çocukluğunu anlattı. Ünlü ismin anlattıkları dinleyenlerin kanını dondurdu.

Abone ol

TV8 ekranlarında yayınlanan Survivor yarışmasında başarılı performansı ve duruşu ile herkesi etkileyen, sık sık adından söz ettiren kısa milli mesafe ve engelli koşucusu Nagihan Karadere bu yıl üçüncü kez katıldığı Survivor yarışmasında şampiyon olamamıştı.

Herkesi şaşırtan sonuçlardan sonra sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla uzun süre gündemlerden düşmeyen Nagihan Karadere Youtube'da yayınlanan Katarsis programına katılan Karadere programın suncusu Gökhan Çınar'a çocukken yaşadığı istismardan ve hayatından bahsetti.

"Son sezon benim için tam bir travmaydı"

Programın ilk dakikalarında katıldığı Survivor yarışması hakkında konuşan Karadere Çınar'a yarışma hakkında "Hayata uyum sağlamaya çalışıyorum. O kadar zorlu bir süreçten çıktık ki normal hayatımızı unutmuşuz. Adada basit bir hayatımız varmış. Tek görevimiz yarışmak ve karnımızı doyurmakmış. Normal hayata baktığımda ise şimdilerde evden çıkmak dahi istemiyorum. Gerçekten hayattan kopmuşuz. Survivor’a üç kez gittim ama en son gittiğim bu sezon benim için tam bir travmaydı."

"Beklenti ve sonuç olarak çok yorucu bir sezondu. Orada rekabet, hayatta kalma ve karnımızı doyurma durumumuz vardı. Kendimizi kanıtlayabilme önemliydi. Savaşçı ruhumu gösterdiği için iki ayrı Nagihan var. Survivor kupası emeklerimin karşılığı olarak kaldırmak istediğim bir kupaydı. Çok fazla emek verdiğimi düşünüyorum ama kaldırmak nasip olmadı." sözlerini söyledi.

"Ailemin yanından erken yaşlarda ayrıldım"

Programın ilerleyen dakikalarında ailesinden bahseden Karadere ailesi hakkında şu sözleri söyledi: "Ben fakir bir ailede doğdum. Dört kardeşim vardı ve sadece içlerinden ben kız olarak dünyaya gelmişim. Üç erkek arasında büyüdüğüm için ben de kendimi erkek gibi yetiştirdim. Ailemin yanından erken yaşlarda ayrıldım. Anadolu lisesini 16 yaşımda kazandığımda yatılı yurda gittim. Oraya gittikten sonra daha çok kendimi keşfetmeye başladım. Kendi kendime anne ve baba oldum. Bu süreçte her anlamda aileme destek olmaya çalıştım. Annem ile anne kız ilişkisini çok yaşayamadım. Annem çalışan bir kadındı."

"Babam ve annem her evlilikte yaşanan sorunlar yaşanıyordu. Karı koca anlaşamayınca annemin gidebileceği bir kapı yoktu. Diğer taraftan örf ve adetler vardı. Annem mutsuz olsa dahi evliliğini yürütmek zorundaydı. Ben de her zaman annemin yanındaydım. Spora da anneme daha iyi bir hayat sunmak için başladım. Anneme maddi ve manevi destek verebilmek için kendimi hep seferber ettim."

"Benim çocukluğumda sevgi eksik"

"Babam şefkatli bir babaydı. İyi bir baba oldu ama iyi bir eş olamadı. Önemli olan çocuklarına iyi davranmasıydı. Keşke eşine de iyi davranabilseydi. Babam kötü bir insan değildi. Annem ile anlaşamadığı için bizlere katlanmak zorunda kaldı. Annemin üzerimizde emeği çok fazla. Dört çocuk ortada kalmasın diye birçok şeye göğüs gerdi diyebilirim. Annemi de babamı da çok seviyorum. İyi ki evliliklerini her şeye rağmen yürütebilmişler. Onlar kavga ettiklerinde elimden bir şey gelmiyordu. Ne annemi kurtarabiliyordum ne de babamı durdurabiliyordum. Öyle zamanlarda sadece üzülüyorsun ve izliyorsun. Keşke hiç olmasaydı diyorsun."

Seyirci olarak kalmak çok üzücü. Benim çocukluğumda sevgi eksik. Annem ve babam hayat mücadelesi verdiği için sevgi bizim evde hep geri planda kaldı. Hala da bu duyguyu tam anlamıyla tatmış değilim. Şimdi ben çocuğuma çok fazla sevgi vermeye çalışıyorum. O dönemin şartları öyleymiş diyorum ve anne ve babamı da anlamaya çalışıyorum. Ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar para kazanın veya istediğinizi elde edin çocukluktaki sevginin yerini hiçbir şey dolduramıyor."

"Sesim çıkmasın ki kimse ayaklanmasın..."

Çocukluğunda yaşadığı istismar hakkında konuşan Nagihan Karadere anlattıkları ile dinleyenleri gözyaşlarına boğdu. Karadere o anları bu sözlerle anlattı: "Ben henüz 12 yaşındayken bir istismar yaşadım. O dönemler küçük bir kasabada yaşadığımız için akrabalara gidip gelme olayları çok fazla oluyordu. Uzak bir akraba diyebilirim hatta bu olay için. Her gittiğimiz yerde insanlara hizmet etmeyi de çok severdim. Mutfağa gider evdekilere çay servisi yapardım. Bir gün yine böyle bir durumda salonda herkes otururken ben mutfağa bardakları bırakmaya gitmiştim."

"Arkamdan birisi geldi ve sarıldı. Ben herhalde yengemdir diye düşündüm. Arkama dönüp baktığımda uzak akrabalardan birini gördüm. Bana sarılıp öpmeye başladı. Ne yapacağımı bilemedim. Vücudum taş kesti ve elim ayağım titremeye başladı. O an sesim çıkmasın ki kimse ayaklanmasın diye düşündüm. Bunun sonrası da oldu. Bu anlattığım ilk olanıydı. Ne yapmam gerektiğini hiç bilemedim."

"Bana inanacağını düşünmemiştim"

"Günlerce uykularım kaçtı. Bu olayı anneme söylemek istedim ama söyleyemedim. Ortaya bir şey atıp da çocuk olduğum için yalan konuştuğumu düşünürler diye bir şey yapamadım. Ebeveynlerin çocuklara bunu erken yaşta öğretmesi gerekiyor. Bu olayların ardından aynı aile bizimkilerle sürekli görüşmek istiyordu. Bir gün dayanamadım ve başladım ağlamaya. Annem yanıma geldi ve neden giyinmedin dedi. Ben gitmek istemiyorum dedim. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu gerekirse beni dövsün, bana ceza versin diye düşündüm. Bunları göze aldım ve olayı anlattım. Siz içeride otururken mutfağa gittiğimde bunları yaşadım ve korktum size söyleyemedim dedim. Gitmeyelim lütfen dedim. O gün oraya gitmedik ve annem bana sarıldı."

"O da bu durum karşısında kötü hissetti. İnanacağını hiç düşünmemiştim ve bana inandı. O saatten sonra iletişimi tamamen koparttık o insanlarla. Annem üzerime daha çok titremeye başladı. Gittiği her yere beni götürdü ve beni hiç yalnız bırakmadı. Bu tarz konular hiçbir zaman konuşulmadı. Aşırı utangaç bir çocuktum. Bu konuların çocuklarımıza öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum."

"Evliliğimi kurtarabilmek için yaptıklarımın arkasındayım"

2017 yılında ayrıldığı eşi Uğur Gökçe ve kızı ile ilgili de samimi açıklamalar yapan Nagihan Karadere, şu sözleri ifade etti: "Evlilik hep istediğim bir eylemdi. İyi bir anne iyi bir eş olacağımı düşünüyordum. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Spor hayatımdaki başarıyı evlilikte de gösterebilirim diye ümit etmiştim. Evlilikte başarısız oldum. Ben eşimi çok çok seviyordum. Ben iyi bir eş olamadım ama iyi bir anne oldum. Eşim de iyi bir eş olamadı belki ama en iyi babalardan bir tanesi oldu. Çocuğum olduğunda aramızda kopukluklar yaşandı. Erkek tarafı biraz daha dışarı tarafa yönelmek istedi. Belki ben yeterli ilgiyi gösteremedim kendisine."

"Olmaması gereken şeyler oldu. Kırgın veya üzgün değilim. Evliliğimi kurtarabilmek için yaptıklarımın arkasındayım. Bazı şeylere dahi göz yumdum yeter ki yuvamız bozulmasın diye. Ben aldatıldığımı bildiğim halde çocuğum için bunu bile kabul ettim."

"Hayatından bir buçuk sene çaldım"

"Çok iyi anne olduğumu düşünmüyorum. Çocuğumdan çok ayrı kaldım. Ben de isterdim onunla her daim birlikte olmayı ama kızıma iyi imkanlar sunmak için çok koşturuyorum. Çocuğum bir yaşındayken ben Survivor’a gittim, üç yaşındayken bir daha gittim. Şimdi yedi yaşında bir daha gittim.

Onun hayatından bir buçuk sene çalınmış oldu ve annesiz kaldı. Bunun için kendimi suçlu hissediyorum. Ben yokken babası ve babaannesi çok ilgilendiler. Artık bu saatten sonra ilgi ve alaka olarak her zaman yanında olacağım. Sevgi olarak ise hep daha fazlasını vermeye çalışacağım."