BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,50
ALTIN 2.946,05
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Surre Alayı ilk kez bir romana konu oldu

Halide Alptekin, Küçük Aşklar Büyük Aşkın Çakıl Taşları diyerek yeni romanını okurların beğenisine sundu.

Abone ol

Halide Alptekin, Küçük Aşklar Büyük Aşkın Çakıl Taşları diyerek yeni romanını okurların beğenisine sundu. Kaleme aldığı Balkan, Şehadetname, Kar Bozgunu romanlarıyla büyük ses getiren Halide Alptekin son romanı Hâce’de bir aşkın hikâyesini anlatıyor. Ancak bu aşk bildiğimiz türden değil.

“Ayrılık Çesmesi’nden “Haremeyn”e ulaşan bir sevdanın romanı. “Hâce” okuyucularını IV. Murad zamanında, 1630’larda, bir hac yolculuğuna çıkarıyor. Osmanlı'nın kutsal topraklara saygısını, Peygamber aşkını ve O'nun soyundan olanlara gösterilen hürmeti bu eser vesilesiyle görmek mümkün.

Surre alayı, Osmanlı Devleti'nde her yıl recep ayının on beşinde Hicaz'a gitmek üzere törenle yola çıkarılan ve padişahların armağanlarını taşıyan kervandır. Surre alayının gideceği yere emin olarak ulaşmasını sağlayan kişiye de Surre Emini denirdi.

Çelebi Mehmed’le başlayan bu ulvi gelenek, sonraki Osmanlı Sultanları tarafından da Mekke ve Medine fakirlerine her yıl mutlaka ulaştırılırdı. Halide Alptekin, “Öncelikle bu eserde Hac farizasının heyecanını, Osmanlı devrinde bu yolculuğun zor şartlara rağmen ne kadar büyük bir ihtimamla gerçekleştiğini okuyucularım ile paylaşmak istedim. 2010 yılında bu yolculuğu anlamaya ne kadar muhtaç olduğumuzu düşündüm. Bu heyecanı günümüze taşımak için de kolları sıvadım. Bu minvalde yazılmış bir eser olmayışı beni daha da şevklendirdi. ‘dedi.

Alptekin, Üsküdar Ayrılık Çeşmesi’nden hareket ederek Anadolu’yu baştanbaşa geçen, han ve kervansaraylarının yanı başında konaklayan, heyecanlı ve maceralı bir yolculuk yapan kervanı okuyucularım ile paylaşmak istedim. Her satırında aşkı ve sevgiyi vurgulamaya çalışarak Anadolu’dan sonra Hama, Humus, Şam, Medine, Mekke, kısaca zorlu çöl fırtınalarına bu engin sevgiyle göğüs gerdiklerini dile getirmeye çalıştım.” dedi.

Hâce Bir Yüzbaşı

Hâce kelimesinin Farsçada hoca anlamına geldiğini söyleyen Alptekin, romanın esas kahramanı Yüzbaşı Salim Bey’in kervana hâce olduğunu, verdiği kıymetli bilgiler ve okuduğu şiirler ile onları aydınlattığını anlatıyor.