İstanbul'da Kürşat Akyol'un görüştüğü kamuoyu yoklaması uzmanları, seçmenin son derece kararlı ve bilinçli olduğunu ve sürpriz beklemediklerini söylüyor.
Abone olKürşat Akyol
İstanbul
Son seçimleri en doğru tahmin eden A&G araştırma şirketinin başkanı Adil Gür’ün geçen haftaki son araştırmalarına göre, 12 Haziran’da karşılaşacağımız tablo şöyle:
AK Parti, yüzde 45-50, CHP 25-30, MHP yüzde 10’un birkaç puan üzerinde.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ınki de dahil, birçok tahmin benzer aralıklarda.
Bu sonuçlarla, heyecansız bir seçim öncesindeyiz.
Çünkü, ilk üç sıralamada pek fazla bir değişiklik beklentisi yok, 2007’ye oranla:
1- AK Parti, hemen aynı oy oranıyla lider.
2- CHP, yüzde 30’u geçebilme olasılığıyla birlikte, yine ikinci parti.
3- MHP’nin baraj sorunu yok.
Bu tahminler gerçekleşirse, 550 sandalyeli Meclis’teki dağılım şöyle olacak:
- Ak Parti, 315-320,
- CHP, 160-170,
- MHP, 40-45 civarında milletvekili çıkaracak.
- Barış ve Demokrasi Partisi liderliğindeki Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun vekil sayısı da, 25-30 civarında olacak.
Anayasa için uzlaşma zorunluluğu
Bu hesapla, seçim sonrasının en önemli gündem maddelerinin başında gelmesi beklenen anayasa değişikliği meselesi, uzlaşma gerektirecek.
Nedeni, AK Parti’nin yeni Meclis’te, bu değişikliği tek başına yapacak sandalye sayısına ulaşamayacak olması.
Anayasa değişikliklerini referanduma sunabilmek için 330, bunu tek başına yapabilmek için ise 367 sandalye gerekiyor.
Dolayısıyla iktidar partisi, Meclis’teki en az bir grupla işbirliğine gitmek zorunda.
Bu durum, iktidarın İslami amaçlı gizli gelecek gündemi olduğunu düşünen pek çok kişiyi rahatlatıyor.
Erdoğan’ın bugün süregiden yerine başkanlık sistemi arayışına girebileceğini düşünen içinler de, böyle.
Zira, bunun için de anayasa değişikliği şart.
Bu nedenlerle, araştırmacı Gür gibi, 12 Haziran seçimlerinin olası en önemli sonucunun anayasa meselesi olacağını düşünen pek çok gözlemci var.
Sonucun, uzlaşma, ortak bir anayasa, dolayısıyla daha nitelikli bir demokrasinin yolunu açacağını, düşünen de.
Kararlılık belirleyici
Bir önceki seçimleri en doğru tahmin eden Konda araştırma şirketinin başkanı araştırmacı Tarhan Erdem ise, iş koşulları gereği tahminlerle ilgili rakam söylemiyor.
Yine de, bazı ipuçlarını sakınmıyor.
Erdem’e göre, iktidar, muhalefet ve dengeleri açısından, çok önemli bir değişim beklentisi yok. Geçen seçime oranla fark, birkaç puandan ibaret kalacak.
Onlarca yıldır takip ettiği seçmen de, yüzde birkaçlık bloklar halinde, oradan oraya yüzmüyor son aylarda, Erdem’e göre.
Profesör Nilüfer Narlı, tüm bu verilerin, seçmenin ne denli kararlı bir tutum içinde olduğunun göstergesi olduğunu söylüyor.
Seçim davranışlarıyla ilgili çalışmalar yapan sosyolog Narlı’nın aktarımıyla, bu seçimlerin en önemli özelliklerinden biri şu:
- Seçmenin kararlılığı ya da bir başka ifadeyle, kararsızların azlığı.
Seçmenin tercihini, ne kasetler, ne Balyoz iddiaları, ne de şiddet içeren olay ve saldırılar ciddi biçimde etkiliyor, Narlı’ya göre.
- Kutuplaşmış ve dolayısıyla kararını vermiş bir seçmen kitlesi var.
Bu görüşe, kararsızların oranını farklı yorumlamakla birlikte, Gür ve Erdem de katılıyor.
Farklılık, her kararsızım diyenin, aslında kararsız olmadığı yaklaşımından.
Örneğin, bırakın gerçek kararsızları, oyunu söylemek istemeyen de, sandığa gitmeyecek olan da kararsızlar kategorisi içindeki görünümde.
Uzmanların tüm bu sözlere dayalı en ortak söylemi ise, şu:
- Seçmen, son derece kararlı ve bilinçli.
Dolayısıyla, sürpriz olasılıkları zayıf bir seçim öncesi bu.