Hüsamettin Özkan ile Deniz Baykal'ın samimi görüntüleri medyada yeni bir tartışma yarattı. Yeni bir siyasi oluşumun sinyalleri mi alınıyor?
Abone olBir dönemin en popüler siyasetçilerinden DSP’li eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bağdat Caddesi’ndeki Bistro 33 adlı restoranda bir araya geldi. İkilinin samimi görüntüleri medyada yeni bir tartışma yarattı. Yeni bir siyasi oluşumun sinyalleri mi alınıyor?
Aktif politikanın içinde olduğu günlerde ‘’Gizli Başbakan’’ olarak anılan, DSP-MHP ve ANAP Koalisyon Hükümeti'nin güçlü Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, CHP eski lideri Deniz Baykal ile ‘’Sürpriz buluşmasını’’ anlattı.
Özkan, ‘’Biz iki eski dostuz. Bir iftar yemeğiydi. Herşeyi konuştuk. Referandum sürecinde yaşananlar da Sayın Baykal’a yapılanlar da maalesef üzücü ve tatsız. İki eski dost olarak, hasret de giderdik’’ dedi. Özkan, Gazeteport'un sorularını şöyle yanıtladı:
Sürpriz bir buluşma oldu. Sayın Baykal ile görüşmeniz nasıl gerçekleşti?
Sürpriz sayılmaz aslında. Biz yıllardır yakın dostuz. Bu da son dönemlerdeki üçüncü buluşmamız. Daha önce ben Ankara’ya geldiğimde, sayın Baykal’ın evine gittim. O İstanbul’a geldiğinde benim evime konuk oldu. Eski ve kalıcı bir dostluğumuz var. CHP Genel Başkanlığından ayrılmasından sonra ise ilk kez buluşuyoruz.
Yemekte gündem politika mıydı?
Ağırlıklı olarak ülke meseleleri ve politikaydı. Ama iki eski dost olarak her şey koştuk. Bir iftar yemeğiydi. Bizim dostluğumuz ve hukukumuz eski… Onun için ülke meselelerinden tutun da, eskileri, anıları, günümüzü her şeyi konuştuk…İki dost ne konuşursa onları konuştuk.
BAYKAL DIŞLANMAMALIYDI
Sayın Baykal yaşananlar ve sonrasında CHP’deki gelişmelerden dolayı kırgın mı ? Ne tür bir izlenim edindiniz ?
Tabi onun adına konuşmam doğru olmaz. Sadece kendi fikirlerimi söyleyebilirim. Ben zor günlerde dostlarıma yönelik olarak daha bir hassasiyet gösteririm. İyi günde herkes herkesin yanında olur ama, mühim olan zor ve sıkıntılı dönemlerde dostluğu sürdürmek ve sağlamlaştırmak. Sayın Baykal’ın yaşadığı o tatsızlıktan sonra benim hassasiyetim daha da arttı. Kendisine yapılanlar hiç hoş değil. Üstelik partisinde dışlanması da kabul edilebilir bir durum değil. Aksine bu yaşananlardan sonra Sayın Baykal ve CHP’nin birlikteliği görmek, bunun daha da sağlamlaştığını görmek gerekirdi.
TOPLUM KAMPLARA BÖLÜNDÜ
Referandum için ne düşünüyorsunuz, bu süreci de konuşmuşsunuzdur mutlaka…
Referandum maalesef iyi bir görüntü vermiyor. Toplum kamplara bölündü. Vatandaşın bölünmesi iyi bir şey değil. Çok çirkin bir üslup var ve seviye düştü. Siyasi parti liderleri özellikle böyle hassas dönemlerde birleştirici olmalı, toplumun ayrışmasına fırsat vermemeli. Halk 550 milletvekilini seçiyor ve Meclis’e gönderiyor. Size yetki verdim uzlaşın ve ülkenin sorunlarını çözmek için gayret edin diyor. Halkın verdiği yetki hiç bir zaman , toplumun parçalanması, kamplara bölünmesi, uyuşmazlıkların arttırılması için değil.
BİZ DE ANAYASA’YI DEĞİŞTİRDİK
Anayasa değişiklikler konusunda ne yapılmalıydı, referanduma gitmeden TBMM’de mi çözüm aranmalıydı sizce ?
Hatırlarsın biz iktidarda üç partiydik. DSP ANAP ve MHP koalisyonu vardı. Üç farklı görüşte ve her zaman zıt fikirlerin gündeme gelmesi müsait olan bir ortamda görev yaptık. Ama üç parti uzlaşarak adımlarımızı attık. Anayasa’da kaç maddeyi birden TBMM’de değiştirdik. Kimseyle hele vatandaşla çatışmadan, toplumu bölmeden ve referanduma da gerek kalmadan bunu sağladık.
Aktif politikaya ara mı verdiniz yoksa bu buluşma farklı zeminlerde bir dönüş sinyali olabilir mi ?
Ben yıllardır aktif politikadan uzağım. Memleket meselelerinden değil ama politikadan uzağım. Politikanın göbeğindeyken de, tek düşüncem ülke meselelerine katkı için çaba göstermekti.. O yıllarda da, politikayı çok severek yaptığımı söyleyemem. Ama ülkeye bir katkımız olsun istiyorduk. Ayrıştırıcı değil bütünleştiriciydik. Bugün ise çirkin şeyler oluyor. Anayasa değişecek tamam ama toplum kutuplara bölünüyor. Toplumun parçalanması kabul edilebilir mi?
ANKARA’YI DEĞİL DOSTLARI ÖZLEDİM
Özkan "Bir süredir tatildeydim, İstanbul’a döndüm. Şimdi torunları da alıp beş gün sonra yenden tatile çıkacağım’’ dedi. Politikayı ve Ankara’yı özlemediğini de belirten Özkan, "Ankara’yı özlemedim, ama Ankara’daki dostlarımı özledim’’ diye konuştu...
1950 Develi doğumlu olan Özkan, DSP lideri Bülent Ecevit'e olan yakınlığı ile tanındı. Ecevit'in sağ kolu ve sırdaşı oldu. Üç ayrı hükümette görev yaptı. Krizlerin çözümünde, hükümetlerin kurulmasında önemli roller oynadı. ‘’Ecevit’le geldim, Ecevit’le giderim’’ diyerek aktif politikadan çekildi. Deniz tutkusu ile bilinen Özkan, yaz aylarını bakımını bizzat yaptığı teknesinde ve Ege kıyılarında geçiriyor.