BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,40
ALTIN 2.930,08
HABER /  DÜNYA

Suriye'nin sonu Yugoslavya gibi mi...

Suriye’de nüfusun yüzde 74’ü Sünni, yüzde 12’si Alevi, yüzde 10’u Hıristiyan. Kürtler nüfusun yüzde 9’unu, Türkmenler yüzde 4’ünü oluşturuyor.

Abone ol

Birçok Ortadoğu analisti Suriyeyi tek bir objektifin içinden görüyor: 'rejim değişikliğine ihtiyacı olan sorunlu bir devlet'. Ancak son olaylar, Alevilerin hayatta kalabilme arzusunun Suriye devletinin varlığını engelleyebileceğini de içeren yeni bir paradigmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

SUNNİ ELİTLER ESAD'DAN UZAKLAŞIYOR

Sağduyu sahibi hiçbir yatırımcı Suriye rejiminin daha fazla şiddet uygulayarak statükoyu yeniden sağlayabileceği üzerine bahis oynamaz. Rejimi destekleyen Sünni elitin büyük kısmı Esad’dan uzaklaşmaya başladı. Sünni elitin desteğinin kaybedilmesi, Hıristiyanlar ve diğer azınlıkların desteği ile Nusayri azınlığın baskın olduğu rejimin, üçte ikisi Sünni olan ülkeyi yönetme yetisini sınırlandırıyor. Aynı zamanda Sünnileri kaybetmek rejimin Arap birliğini savunan Baas ideolojisini kaybetmesine yol açıyor. Esad ailesinin rejimi Arap milliyetçiliğinin savunucusu olarak konumlandırması Alevi azınlığın Sünni çoğunluğu yönetmesini meşru kılmıştı. Muhalif aktivistler ve bazı analistler, Esad’a sadık kesimin tüm Suriye’yi kontrol edemeyeceklerini kabul ederek onun yerine güçlü oldukları kaleleri çerçeve içine almayı seçebileceklerini düşünüyor.

NUSAYRİ BÖLGESİ ZENGİN

Bunun içinde Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı güney mahallelerine karşı çıkan Şam’ın kuzeyi ile Rusya’nın donanma üssünün de bulunduğu Tartus’un desteğini alan Alevi kıyı şeridi bulunuyor. Başka kelimelerle anlatmak gerekirse rejim, komşu Lübnan’da 17 yıl süren bir iç savaşın benzeri yerine Suriye’yi küçük ülkelere ayıran Yugoslavya tarzı bir bölünmeyi seçebilir. Endüstriyel kaynakları kısıtlı olsa da bu Nusayri bölgesi gelişmiş altyapı, zengin tarım alanları, su kaynağı ve uluslararası havalimanı sayesinde kendi kendine yeten bir devlet olabilir.

KÜRTLER BAĞIMSIZLIK İSTİYOR

İngiliz gazetesi Daily Telegraph, Suriyeli Kürt liderlerin çoktan kendi askeri gücü ve Iraklı Kürtlerin desteği ile korunan özerk bir Kürt bölgesi kurmak için planlar yaptığını yazmıştı. Bu gelişme aslında Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani tarafından besleniyor. Yine de bu kesin sonuç olmasa bile Suriye iç savaşının rakip grupların farklı bölgeleri kontrol ettiği ettiği uzatmalı ve kanlı bir safhaya doğru geçtiği oldukça makul, bu da Bosna ya da Lübnan’dan pek de farklı değil. Yugoslavya gibi Suriye de Birinci Dünya Savaşı’nda galip gelen Batılı devletlerin icadı olan bir ulus devlet. 70 yıl önce Balkanlar’da yaptıkları marifetlerin çökmesini engellemenin kendilerine çıkar sağlamayacağını düşünen aynı Batılı güçler, şimdi 1920’lerde yarattıkları Suriye’yi korumak için uğraşıyor.