Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü OPCW, Suriye'nin kimyasal silah programıyla ilgili 'beklenen' dökümü teslim aldığını açıkladı. ABD ve Rusya arasında varılan anlaşma, bu silahların gelecek yılın ortasına kadar imhasını öngörüyor.
Abone olKimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü OPCW, Suriye'nin kimyasal silah programıyla ilgili "beklenen" dökümü teslim aldığını açıkladı.
Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasında varılan anlaşma kapsamında Suriye'ye elindeki kimyasal silahların listesini bu örgüte teslim etmesi için Cumartesi'ne kadar süre tanınmıştı.
Suriye'nin elinde bin ton kadar zehirli gazı olduğu tahmin ediliyor.
ABD ve Rusya arasındaki anlaşma bu silahların 2014 ortasına kadar imha edilmesini öngörüyor.
OPCW'den yapılan açıklamada, "Suriye hükümetinden kimyasal silah programıyla ilgili beklenen bilgileri aldığımızı teyit ederiz. Teknik sekreterya bu verileri inceliyor" denildi.
Pazartesi günü Birleşmiş Milletler, 21 Ağutos'ta Şam yakınlarında yüzlerce kişinin öldüğü saldırıda kimyasal silah kullanıldığını doğrulamıştı.
Raporda kimyasal silahın kim tarafından kullanıldığına dair bir hüküm yer almıyor. Fakat ABD, İngiltere ve Fransa saldırıyı ordunun gerçekleştirdiğini savunuyor. ABD, bu nedenle Suriye'ye müdahale tehdidinde bulunmuştu.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ise, saldırıdan isyancıları sorumlu tutuyor. Şam'ın müttefiki Rusya da saldırının isyancıların bir provokasyonu olduğuna ilişkin güçlü işaretler olduğunu savunuyor.
İmha süreci
Beşar Esad yönetimine karşı Mart 2011'de başlayan ayaklanmada 100 bin'den fazla kişi hayatını kaybetti.
Savaş nedeniyle milyonlarca kişi ülkeyi terk etti. Bu kişilerin çoğu komşu ülkelere sığındı.
Milyonlarca kişi de evlerini terk ederek ülkenin başka bölgelerine gitmek zorunda kaldı.
ABD ve Rusya'nın anlaşması kimyasal silahların imhasını denetlemek üzere Kasım'da Suriye'ye uzmanların gönderilmesini öngörüyor.
OPWC'nin başlıca üyeleri arasında silahların imha takvimine konusunda yakında bir oylama yapılması bekleniyor.
Örgütün plan üzerinde uzlaşmasından sonra BM Güvenlik Konseyi'nin onayını arayacağı belirtiliyor.