Günlerdir, Budapeşte'de mahsur kalan Suriyeli mülteciler, yaya olarak yola çıktıktan sonra kendilerine sağlanan otobüslerle Avusturya sınırına ulaştılar.
Abone olBudapeşte'den dün yaya olarak yola çıkan binlerce mülteci, yolculuklarının 30. kilometresinde kendilerine sağlanan otobüslerle Avusturya sınırını geçti.
Budapeşte istasyonunu kapatan Macar hükümeti, mültecilerin kuzey ve batı Avrupa'ya gidecek trenlere ulaşımını engelliyordu.
Sonunda Macar hükümetine tepki gösteren yaklaşık 3 bin Suriyeli, dün sabah saatlerinde yaklaşık 170 km sürecek yolculuk için yaya olarak yola çıktı.
Macaristan sonunda ani bir kararla mültecilerin geceyi geçirmek için mola verdikleri alana ve bazılarının beklemeye devam ettiği Budapeşte'deki Keleti istasyonuna onlarca otobüs sevketti.
Avusturya'ya ulaşan Suriyeliler, isterlerse bu ülkede ya da yolculuklarının devamında Almanya'da sığınma başvurusu yapabilecekler.
'Bir kereliğine otobüs'
Macar hükümeti sözcüsü Zoltan Kovacs BBC'nin sorularını yanıtlarken, otobüs düzenlemesinin sığınmacıların güvenliğini sağlamak için bir kereliğine yapıldığını söyledi.
Budapeşte'deki muhabirler, Keleti istasyonunda 200 civarında Suriyelinin kaldığını söylüyor.
Otobüslerin gelişinden sonra Almanya'ya götürülmek yerine gözaltına alınacaklarını düşünen bazı mültecilerle yetkililer arasında tartışma yaşandığı bildiriliyor.
Ancak cumartesi günü sabah saatlerinde çok sayıda mülteci çok sayıda Avusturyalı'nın 'hoşgeldiniz' pankartları altında Avusturya sınırını geçti.
Sınırda, Avusturya Kızılhaç teşkilatınının kurduğu merkezde karşılanan mültecilere battaniye ve çay ikram edildi.
Avusturya'ya ilk ulaşanlardan Ayaz Morad, gazetecilere 'Evimde gibi hissediyorum, güzel bir yer burası. Güzel insanlar, iyi bir hükümet' dedi.
Bir başka Suriyeli Muhammed ise, Suriyelilere Macaristan'a gitmemeleri uyarısında bulundu ve oradaki durumun 'çirkin' olduğunu söyledi.
'Yorgunlardı ama gülümsüyorlardı''
Avusturya sınırındaki BBC muhabirlerinden Bethany Bell, Macaristan'dan ilk gelen kafileye ilişkin gözlemlerini şöyle aktarıyor:
''Avusturya'ya yaya olarak geçtiler. Macar otobüsleri, sınıra ulaşmadan durup yolcuları indirdi. Onlar da, kalan mesafeyi yürüyerek geçti. Aralarında çocuklarla tekerlekli sandalyede bir kişi de vardı. Yorgun, tükenmişlerdi. Bazıları aksıyordu, ama hepsinin yüzünde Macaristan'dan ayrılmış olmanın getirdiği rahatlama ve gülümseme vardı. Biri bana 'neredeyiz' diye seslendi, 'Avusturya' dedim. 'Güzel' dedi.''
Sığınmacıların büyük çoğunluğunun bu sene 800 bin sığınmacı kabul edeceğini açıklayan Almanya'ya gitmeleri bekleniyor.
Avusturya Başbakanı Werner Fayman, Alman Başbakan Angela Merkel'le görüşmesinin ardından, iki ülkenin Macaristan'daki olağanüstü durumu dikkate alarak mültecilerin ülkeye gelişine izin verdiklerini söyledi.
Fayman, Macaristan'ın da sığınmacı kotası uygulamasına saygı göstermesini beklediklerini de vurguladı.
Ancak Macaristan, Polonya, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'yle birlikte bu uygulamaya karşı çıkıyor.
Macaristan, sınır kontrollerinin artırılmasını, yeni kamplar kurulmasını da içeren bir planı yaşama geçirmeye hazırlanıyor.
BM ise AB'ye 200 bin mülteciyi kabul etme ve bunları katılımın zorunlu olduğu bir program çerçevesinde tüm üye ülkelere dağıtma çağrısı yaptı.
BM Mülteci Örgütü Başkanı Antonio Guterres, ayrıca AB'nin özellikle Yunanistan'da mültecileri karşılamak için amaca uygun merkezler kurması gerektiğini söyledi.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ise bu sayının 100 bin olması gerektiğini söylüyor. Şu anki hedef 40 bin.
'Almanya'nın problemi'
Macaristan Başbakanı Viktor Orban dün konunun "Avrupa'nın değil Almanya'nın problemi" olduğunu çünkü gelenlerin çoğunun oraya gitmerk istediğini söylemişti.
Orban, Alman hükümetinin geçen hafta Avrupa'ya gelen Suriyeli mültecilere kapılarının açık olduğu şeklindeki açıklamasının ülkesine gelen insan sayısını artırdığını savunuyor.
Ancak AB'nin mülteciler konusundaki kriz toplantılarını yöneten Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn dün gece bir Alman kanalına çıkarak bu sözleri eleştirdi ve "Bazen Viktor Orban'ın yerine utanç duyasımız geliyor" diye konuştu.
AB ülkeleri arasında daha fazla mülteci ve göçmen alması için baskı altında olan ülkelerin başında İngiltere geliyor.
İngiltere Başbakanı David Cameron, bu baskıların ardından cuma günü ülkeye kabul edecekleri sığınmacı sayısını arttıracaklarını, ancak bu sığınmacıları Avrupa'ya ulaşmış olanlar arasından değil, Orta Doğu'daki kamplardan getireceklerini söyledi.