Muhalif grupların çoğu, Suriye Ulusal Konseyi çatısı altında birleşmeyi teyit etti. Ancak Kürtlerden bir grup ikna edilemedi.
Abone olİstanbul'da dün bir araya gelen Suriyeli muhalif grupların büyük çoğunluğu, Suriye Ulusal Konseyi çatısı altında toplanmayı kabul etti.
Suriye Ulusal Konseyi'nden (SUK) George Sabra bu kararı "Suriye ulusal misakı üzerinde anlaşmaya varılmıştır." sözleriyle değerlendirdi.
Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılan buluşmanın sonunda konuşan Sabra "Özgürlüğümüzü, şerefimizi geri alabilmek ve birlik halinde mücadelemizi devam ettirmek üzerinde mutabakata vardık'' dedi.
Suriye'de Esad sonrasında kurmak istedikleri geçici idare için bir komisyon oluşturulduğunu da ifade eden Sabra, kendilerine katılmakta tereddüt eden gruplara şu güvenceyi verdi:
"Herhangi bir ırk ayrımı veya vatandaşlar arasında tefrikaya gidilmeyecektir. Gerek dini açıdan olsun gerekse ırk açısından olsun Türkmen, Süryani, Arap, Kürt ve bütün bu mozaik, Suriye halkını oluşturan temel unsurlardır. Hepsi aynı eşit haklara ve görevlere haizdir.''
Ancak toplantıyı izleyen BBC muhabiri Jonathan Head, tartışmaların düzeyinin grupların bölünmüşlüğünü ortaya serdiğini söylüyor.
Head "Köktenci İslamcılardan eski komünistlere dek uzanan geniş bir yelpazeye yayılan muhaliflerden birlik mesajı alabilmek için iki gün süren, meşakkatli görüşmeler gerekti." diyor.
Görüşmelerde bazı muhalif gruplar sık sık toplantıyı terk etti, basına SUK aleyhinde demeçler verdi.
Türkiye'nin baskısıyla
Reuters ajansı, evsahibi Türkiye'nin bunun üzerine devreye girerek SUK liderlerine reform ve bazı görevlileri değiştirme çağrılarını kabul etmeleri için baskı yaptığını söylüyor.
Ajansa göre ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Washington'dan yaptığı "Muhalefet tüm Suriyelilerin haklarını koruyacağı sözü vermeli" çağrısı da etkili oldu.
Ve Kürt lider Heytam el Malir ile diğer bazı liderler, geri döndü.
Bu liderler SUK'un daha demokratik bir yapıya büründürülmesi ve üç hafta içinde genişletilmesi şartını koştular.
Ancak Kürtlerden önemli bir grubun, gelecek vizyonunda Kürt haklarına açıkça yer verilmemesi nedeniyle SUK çatısı altına dönmeyi reddettiği bildiriliyor.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre SUK'tan George Sabra, Kürt grubunun konferanstan çekilmesiyle ilgili bir soru üzerine, ''Gerçekten çok üzgünüz. Bazı Kürt şahsiyetlerin bu toplantıya, hatta bugünkü oturumlara katıldıktan sonra çekilmelerinden dolayı son derece üzgünüz. Çünkü toplantıya katıldılar ve fiili olarak bizimle çalıştılar. Hatta konuşma da yaptılar. Kendileriyle çok uzun diyalog ve görüşmeler icra ettik. Bu diyaloğun ve görüşmelerin devam etmesini istiyoruz. Bunda da samimiyiz." dedi ve devam etti:
"Suriye'de muhalefet cephesinde olup da görüş ve düşüncelerine yer verilmemiş olması bizi üzer. Kardeşlerimizi tekrar doğal, tabii yerlerine dönmeleri ve oradaki yerlerini almaları için davet ediyoruz. Kürt kardeşlerimiz tüm Suriye kentlerinde Suriyeli Araplarla aynıdır.''
Reform toplantısı hemen bugün
Geçen Eylül ayında kurulan SUK'un Paris'te yaşayan lideri Burhan Galyun, bugün tüm muhalif gruplarla toplanarak konseyde reform konusunu ele alacaklarını söyledi.
Suriye muhalefetinin, uluslararası destekçilerinden yardım alabilmesi ve Esad yönetimine ciddi bir alternatif oluşturabileceğini göstermesi için bu birlik tablosunu 1 Nisan'da yine İstanbul'da yapılacak 'Suriye'nin Dostları' adlı uluslararası eşgüdüm toplantısında da sürdürmesi gerekiyor.
Eylül ayında İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi; ABD, Avrupa Birliği ve pek çok ülke nezdinde tanınmıştı.
Ancak son haftalarda iç çekişmeler ve sürgünde örgütlenen gruplara Suriye içinden yönelen eleştiriler nedeniyle meşruiyeti baltalandı.
Türkiye ve ABD'den yardım kararı
Bu arada Güney Kore'nin Seul kentinde görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama'nın muhalefete 'ölümcül olmayan' yardım sağlanması konusunda uzlaştıklarını ilan etmesi de bir diğer önemli gelişme oldu.
'Ölümcül olmayan' yardım, silah olmasa da çatışma ortamında da kullanılabilecek çeşitli lojistik gereçleri de içerebilecek bir tanım.
Rusya dışişleri bakanlığı ise bu açıklamaya tepki göstererek, bu tür bir desteği 'kabul edilemez' diye niteledi.
Ancak 1 Nisan'da İstanbul'da yapılacak ve pek çok ülkeden üst düzey devlet yetkilisinin de katılacağı toplantıda bu karar resmen benimsenebilir.