İngiliz savaş fotoğrafçısı John Cantlie, Sunday Times gazetesinde yayımlanan yazısında Suriye'deki savaşın bilinmeyen ayrıntısını yazdı.
Abone olSavaş fotoğrafçısı John Cantlie Suriye'de başına gelen olayları anlattığı yazısında savaşın bilinmeyen noktalarına ışık tuttu.
Aktardıklarına göre Cantlie, Hollandalı meslektaşı Jeroen Oerlemans ve kendilerine rehberlik yapan eski bir Suriye ordusu askeriyle Türkiye üzerinden Suriye'ye giriş yaptığında başına hiç beklenmedik bir olay geldi.
Cihadcı bir grup muhalifin kampına giren gazeteciler burada ajan muamelesi gördüler ve öldürülmek istendiler.
Üzerlerine ateş edilldi ve sonra da dövüldüler.
Yaralandılar ama şans eseri ölmediler.
Olaylar sırasında en dikkat çekici olan ise kampta Suriye kökenli savaşçıların onlara nispeten daha iyi davranmalarına karşın İngiltere'den buraya gelen ve Londra aksanıyla konuşan savaşçılarınsa kendilerini öldürmek istemeleri oldu.
Cantlie kampta onlarla ilk karşılaşması gördüklerini şöyle anlattı: "Toplamda yaklaşık 30 kişilerdi. Bir düzinesi İngilizce konuşuyordu ve bunlardan dokuzunun aksanı Londra aksanıydı. İki tanesi epey İngilizleşmişti, Arapça konuşamıyorlardı."
Kendilerinin ajan olarak algılandığını belirten Cantlie kamptan istedikleri halde ayrılamadıklarını yazdı.
Cantlie silahlı saldırıya uğradıkları gün İngilizce konuşan gençlerin kendilerine "Öleceksin, Hıristiyan kafir, cehenneme gideceksin" ateş ettiklerini aktardı.
Yaralandıkları bu saldırıdan sonra kendilerine yönelik fiziki şiddetin yine İngilizce konuşan bu gençler tarafından uygulandığını belirtti.
Bir haftanın sonunda dört Özgür Suriye Ordusu üyesi tarafından kurtarıldıklarını yazan Cantlie, kendilerini kurtaranların bu grup adına özür diledikten sonra şu cümleleri kurduklarını aktardı: "Bu Suriye halkının davranış tarzı değil. Bu bizim devrimimiz. Bu insanların bizim adımıza buraya gelmesini istemiyoruz." Yazının sonunda Cantlie kendisinin ve Oerlemans'ın sağlık durumlarının iyiye gittiğini belirtiyor.