Arap Birliği gözlemcilerinin incelemelerine devam ettiği Suriye'de rejim karşıtı gruplar bugün çeşitli kentlerde büyük mitingler düzenleme çağrısı yaptı.
Abone olArap Birliği gözlemcilerinin incelemelerine devam ettiği Suriye'de rejim karşıtı gruplar bugün büyük mitingler düzenleme çağrısı yaptı.
Ülkeden gelen haberlerde, ölümlere karşın gözlemcilerin varlığının muhalifleri cesaretlendirdiğine işaret ediyor.
Perşembe günü meydana gelen olaylarda yaklaşık 40 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Bu iddiaları teyit etmek, gazetecilerin ülkeye girişi ve hareketleri kısıtlandığı için mümkün değil.
Arap Birliği'nin barış planı şiddet olaylarının sona erdirilerek silahlı kuvvetlerin sokaklardan çekilmesini ve tutukluların tahliyesini öngörüyor.
Suriye'deki muhalif eylemciler, yönetimin Arap Birliği'ne şiddete son sözü vermesine rağmen, asker ve polisin bugün onlarca kişiyi daha öldürdüğünü söylüyor.
Muhalifler gelişmeler karşısında yandaşlarını bugün çok büyük gösterilerle sokakları doldurmaya çağırıyor.
Başkent Şam'da şikayetlerini dile getirmek, gövde gösterisi yapmak üzere gözlemcilerin gitmesi beklenen semtlerde toplanan kalabalık ateş altında kaldı.
Londra merkezli İnsan Hakları Gözlemevi, Şam'ın Duma semtinde en az dört kişinin öldüğünü, başkentin Arbin ve Kisve semtleri ile İdlib ve Hama'da da ölenler olduğunu bildiriyor.
Özellikle Duma'daki olayda, gözlemcilerin ziyaret ettiği belediye binası yakınında bir cami önünde eylem düzenleyen binlerce kişi hedef alındı. Kuruluş yüz kadar yaralı olduğunu kaydetti.
Kuruluşa göre Hama'da da özel bir hastane basıldı ve bazı yaralılar gözaltına alınıp götürüldü.
Şiddet azalacağına arttı mı?
Son şiddet olayları Esad yönetiminin 'barış planı'nı ne ölçüde uyguladığını denetleyen Arap Birliği gözlemcilerinin ziyaret ettiği bölgelerde yoğunlaştı. Gözlemcilerin varlığının eylemcileri cesaretlendirdiği ve risk almaya sevkettiği yorumları yapılıyor.
BBC Muhabiri Jim Muir, yönetimin buna sert tepkisi ise şiddetin azalacağı yerde arttığını belirtiyor.
Arap Birliği'nin 60 kadar gözlemcisi Birliğin şiddete son verilmesi, askerlerin çekilmesi ve tutsakların serbest bırakılması taleplerini yerine getirip getirmediğini incelemek için ülkede bulunuyor.
Ancak ilk iki günkü faaliyetleri ardından gözlemciler de eleştirilere uğradı.
Uluslararası Af Örgütü görev gücüne başkanlık eden Sudanlı General Mustafa el Dabi'nin 1990'larda ülkesinde yaşanan 'işkence' ve 'kayıp kişiler' vakaları konusunda sorumlu tutulduğuna dikkat çekti.
Eylemciler ayrıca gözlemcileri görmediklerinden yakınıyor.
Hama'da bir eylemci Reuters ajansına, heyete ulaşamadıklarını söyleyip "İnsanlar bir şeylere inanmaktan vazgeçti. Bizi artık sadece Allah koruyabilir." dedi.
İdlib'de bir diğer eylemci, "Ziyaret için çok sıkı çalıştık. Tanıkları bir araya getirdik, ölüm ve saldırı noktalarını belgeledik. İnsanlar yürüyüşe geçmek istiyor ama gözlemciler ortada yok" dedi.
"Güvenlik önlemleri çok sıkı- görünüşe göre onlar da bizim kadar çok hazırlık yapmış" diye ekledi.
Heyetler kilit kentlerde
Hafta başında ülkeye gidişleri ardından küçük gruplar halinde örgütlenen Arap Birliği gözlemcileri, bugün incelemelerini muhalif eylemlerin odaklandığı Dera, Hama ve İdlib kentlerine genişletti.
Hama'da sıkı güvenlik önlemleri alındığı ve çatılarda keskin nişancılar görüldüğü bildiriliyor.
Bir grup ise durumu gözlem altında tutmak üzere Humus'ta kaldı.
Ancak bazı Suriyeli muhalifler, gözlemcilerin neler olup bittiğini görmek için çaba sarfetmediğini öne sürüyor.
Gözlemcilerin Humus'ta 'ürkütücü bir şey olmadığını' söylemesi ve gösterilen işbirliğini övmesi Suriyeli muhalifleri öfkelendirmişti.
Muhalifler bir yandan da sayıları henüz 60 olan ve 150-200'ü bulması beklenen gözlemcilerin sayısının çok az olduğunu söylüyor.
1990'larda nüfusu Suriye'nin onda biri, yüzölçümü 17'de biri olan Kosova'da 2.000 gözlemci bulunduğunu belirtiyorlar.
Suriye'de iktidarı 2000 yılında babasından devralan Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve rejimi aleyhindeki gösteriler Mart ayında barışçı gösterilerle başladı.
Ancak son aylarda gerek siviller gerekse ordu safından kopan askerler, güvenlik kuvvetlerine karşı silahla mücadele ediyor.
Esad yönetimi ise baştan bu yana güvenlik kuvvetlerinin silahlı terör örgütlerini hedef aldığını savunuyor.