BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Suriye'de iç savaş ve 'yeraltı çocukları'

Suriye'nin çatışma bölgelerini adım adım gezen BBC muhabiri Ian Pannell, bir eski Roma mezarında saklanan çocuklarla karşılaşıp Alevilerden 'kurtarılan' bir Alevi köyünü ziyaret ettikten sonra soruyor: Barışı sağlamak için çok mu geç oldu?

Abone ol

Suriye'nin kuzeyindeki İdlib eyaletinde iç savaşın kanlı çatışmalarından kaçmaya çalışanlar yer altında saklanıyor.

Karşılaştığım küçük bir grup silahlı isyancı, "Bazen aileler güvenlik için buraya sığınıyor" diyerek meyve bahçesinin ortasındaki çukuru gösteriyor.

Bulunduğumuz bölge Suriye'nin çok sayıdaki cephesinden biri. Her yanımızdan gümbür gümbür savaşın sesleri gelip geçiyor.

Dik ve pek düzgün olmayan merdivenlerden aşağı iniyoruz. Savaşçılar, buranın Romalılardan kalma bir mezar-gömüt olduğunu söylüyor.

Aşağıda, terkedilmiş sığınağı görebilmek için el fenerlerini açıp pür dikkat ilerliyoruz.

Yedi çift göz

Biraz sonra sığınağın hiç de terkedilmiş olmadığı anlaşılıyor. Yedi çift küçük gözün kaygıyla üzerimize dikildiğini farkediyoruz.

Yeraltındaki bu mağaramsı mekanın havasız karanlığında oturmuş, kirli yüzlerinde korku dolu kocaman gözleriyle biz yabancılara bakan yedi erkek çocuğu.

"En büyüğünüz kim?" diye soruyorum. Hepsinin gözleri isteksizce "benim" diyen 13 yaşındaki Muhammed'e çevriliyor.

Usul usul kardeşleri ve kuzenleriyle buraya sığındıklarını anlatıyor.

"Buralar kötü" diyor. "Bombalar ve ateşten korkuyoruz. O yüzden burada saklanıyoruz."

Anne ve babalarının nerede olduğunu soruyorum.

Muhammed, babasının bir kaç hafta önce bir çatışma sırasında öldüğünü, annesinin onlara baktığını söylüyor.

Ama yiyecek aramaya çıktığı zaman Muhammed ile diğer çocukları buraya saklanmaya yollamış.

'Annem ne zaman gelecek?'

Ama anne gideli saatler geçmiş. Çocuklar soğukta, aç ve korku içinde bekleşiyorlar.

Ayrılmaya hazırlandığımız sırada Muhammed tercümanımızla bir şeyler konuşuyor.

"Annem ne zaman gelecek?" diye sormuş Muhammed.

Suriye'deki savaş ülkenin dokusunu tamamen parçalamaya doğru gidiyor.

Çatışmalar şiddetlenir ve yıkım büyürken onbinlerce insan öldü, milyonlarcası evinden oldu.

Genç bir savaşçı, Abdül Rahman, "Burada kalırsanız her an öldürülebilirsiniz" diyor.

'Başkasının üzerine düşsün'

Haklı. Kendi memleketi Halep haftalardır bombardıman altında. İnsanlar ateşten kaçarken, 100 bin nüfuslu şehirde olsa olsa 100 kişi kalmış.

Bu şehir Suriye'deki dehşet verici iktidar savaşının kanıtı adeta.

Koca koca binalar yerle bir olmuş. Bazı evlerin dış duvarları inmiş, içinde yaşayanların izlerini görüyorsunuz.

Yollar da savaştan kararmış: Yanmış tank kalıntıları, roket ve bomba çukurları, ölümcül şarapneller.

Bir kaç dakikada bir top ateşi duyuluyor. Bir yere düşene kadar iki üç saniye geçiyor, sonra infilak ediyor.

İşte o kısa anlar boyunca insanlar donup bekliyor, merminin kendi üzerlerine değil başka bir yere düşmesini dileyerek.

Yüzbinlerce insan bunu yaşamamak için komşu ülkelere geçti, ama çok daha fazlası kendi toprağında evsiz yurtsuz kaldı.

Köylerde, çiftliklerdeki seralarda yatan, tarlalara çadırlar kuranlar da var, bir aile için yapılmış küçücük bir eve on aile sığışanlar da

Kiminin 'kurtuluşu', kiminin felaketi

Kuzeyde, küçük bir Alevi köyüne sığınmış yüzlerce kişiye rastladık.

Köy Alevi köyü ama, şu anda köyde yaşayanlar Alevi değil, Suriye'nin silahlı ayaklanmasının başını çeken Sünni toplumuna mensuplar.

Yerel bir lider Sünni savaşçılar kendi ifadesiyle, "bölgeyi kurtarmak için ilerlerken" Alevilerin nasıl kaçtığını anlatıyor.

"Halkı kaçan bir köy nasıl kurtarılır?" diye soruyorum.

Alevilerin Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yanında yer aldıklarını, onun için kaçtıklarını söylüyor, ama bir yandan da kavgalarının halkın belli bir kesimiyle değil, hükümetle olduğunda ısrar ediyor.

Suriye'de "Bu bir mezhep savaşı değil" diyen çok insan dinledim. Bunu söyleyenlerin samimiyetini sorgulamıyorum.

Ama tasarlanmış olsun olmasın ülke tehlikeli hatlar üzerinde giderek daha derin uçurumlarla bölünüyor.

Gordion'un düğümü

Alevileri Müslümandan saymayan etkili radikal İslamcı savaşçıların sayısının artması, diğer yandan da hükümetin yürüttüğü propaganda bu uçurumları derinleştiriyor.

Aleviler tarafından dini-sosyal amaçlarla kullanılan bir bina gösterdiler. Yakılıp kül edilmişti. Bir isyancı gururla binanın içinde nasıl ateş açtığını anlatıyor.

İşte bu muhtemel daha korkunç gelişmelerin habercilerinden biri.

İç savaşın sona ereceğine işaret eden bir belirti ise görünmüyor.

Savaş şu an dursa bile ülkenin yeniden inşasının devasa bir iş olduğu açık. Fakat eğer etnik ve dini doku iyice parçalanırsa o zaman Suriye'nin bir devlet olarak devamının mümkün olup olmadığı sorgulanacak.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry bunu, tarihi "Gordion düğümü" hikayesine benzetiyor.

Bir yandan savaşı durduracak siyasi bir çözüm bulmak gerek, ama diğer yandan da o kadar çok kan dökülmüş, saflar o kadar keskinleşmiş ki iç savaşı durdurmak artık mümkün olamayabilir.