Şam'dan bildiren Hediye Levent, çocukların, gürültünün artık tabancadan mı, bombadan mı geldiğini bellediği Suriye'de yeni eğitim yılının, yeni korkuları ve iç göçün yükünü de sırtlayarak açıldığını haber veriyor
Abone olSuriye'de eğitim-öğretim yılı 16 Eylül itibariyle başladı ancak ülkedeki olağanüstü şartların yanısıra neredeyse 1 buçuk yıldır devam eden şiddet olaylarının sonuçları da kendini gösteriyor.
İlk öğretim ve lisedeki beş milyon çocuk, şiddet olaylarında iç mülteci sayısının 1 milyonu aştığı, yüzbinlerce kişinin de başka ülkelere göçtüğü ülkedeki şiddetten en fazla etkilenen kesim oldu.
Bir kısmı, aile yakınlarını kaybeden, sıcak çatışma yaşayan, iç veya dış göçün zorlukları ile karşılaşan okul çağındaki çocukların önemli bir kesiminin rehabilitasyona ihtiyacı olduğu açık. Ailesi hangi tarafta duruyor olursa olsun çocukların gündemleri, konuştukları konular, oynadıkları oyunlar, günlük hayatlarının parçası haline gelen kelimeler bir yıl öncekinden bile oldukça farklı.
Sesinden silahı tahmin eden, “bu roketatar, bu top atışı, yok bu patlama çünkü ardından metalik bir ses duydum” diye konuşan okul yaş grubu “yeni tecrübeleri ve hikayeleri” ile yeni eğitim-öğretim dönemine başladı.
Eğitimin başladığı güne kadar “okulların açılışı ertelenebilir” söylentilerinin konuşulduğu ülkede okulların açılışı onlarca söylenti, boykot çağrıları, çocuklar arasında mezhep kavgaları riski, çözülmesi gereken ve giderek zorlaşan fiziksel şartlardaki zorlukların gölgesinde kaldı.
Önceki yıllarda rengarenk kırtasiye malzemelerinin satıldığı, okulların açılmasından bir-iki hafta önce kalabalıklaşan çarşılar oldukça durgun. Ne çarşılarda okul hareketi var ne de öğretmen ve öğrencilerde okul heyecanı...
Din-mezhep kavgaları riski
Her ne kadar ülkede mezhep savaşı başlamamış olsa da dinler ve mezhepler arasına soğukluk düştüğü, genç neslin bu kavramlarla tanıştığı açık.
Yeni öğretim döneminde özellikle liselerde din ve mezhep temelli gerginliklerin yaşanabileceği endişeleri sıklıkla dile getiriliyor.
Özellikle farklı din ve mezheplerden insanların birarada yaşadığı bölgelerde öğrenciler arasında ayrışma olup olmayacağı tartışmalarına birçok ortamda şahit olmak mümkün.
Göç eden ailelerin çocukları nedeniyle özellikle kent merkezlerindeki okullarda kapasitesinin oldukça üstünde eğitim verilecek.
Yığılmanın olduğu okullarda, din ve mezhep temelli gerginlikler gibi sorunların ortaya çıkması halinde durumun nasıl kontrol edilebileceğine dair hiçkimsenin fikri yok. Suriye yönetimine göre, “sorun yok, herşey yolunda” ancak eğitimciler bu kadar iyimser değil.
Öğrenciler ve mülteciler
2 bine yakın okul binasının çatışmalar sırasında tamamen tahrip olduğu durumda olduğu ülkede yaklaşık 3 bin okul binasına mülteciler yerleştirildi. Okulların açılmasından kısa süre önce bazı okullar boşaltıldı ancak Halep başta olmak üzere boşaltılamayan okullardaki öğrenciler başka okullara kaydırıldı.
Bu durum bir taraftan okullara yerleştirilen aileleri mağdur ederken bir taraftan da aşırı yığılma gibi sonuçlara yolaçtığı için öğrencileri ve eğitimi olumsuz etkileyecek gibi görünüyor.
Yine sorunlu bölgelerde görev yapan öğretmenlerin tayin yada süresiz izin yoluyla görev yerlerinden ayrılması bazı bölgelerde öğretmen sıkıntısına yolaçıyor.
Bütün bu olumsuzluklar okula devam edecek olan öğrencileri bekliyor. Bir de okula gönderilmeyecek olanlar var. Bunların bir kısmını “yönetim tarafından verilecek eğitimi boykot” eden ailelerin çocukları oluşturuyor.
Çatışma riski olan bölgelerde yaşayan bazı aileler çocuklarını, “güvenlik endişesi” nedeniyle bugünlerde okula göndermek istemiyor.
Bazı aileler ise, haftalardır kulaktan kulağa yayılan “okullara yönelik bombalı saldırı yada eylemler olacakmış” söylentilerinden dolayı oldukça tedirgin.
Yeni eğitim-öğretim dönemi ülkedeki şiddetin toplum üzerindeki etkilerini, uzun vadeli sonuçlarına ve şiddetten az yada çok etkilenen yeni neslin yeni düşünce ve davranış biçimine dair ipuçlarını vermeye başlayacak gibi görünüyor.