Suriyeli muhalifler iç savaşın çözümle sonuçlanması için "A3+3" formülünü Brüksel'e sundu.
Abone olSuriyeli muhalifler, Rusya ve ABD karşısında Avrupa Birliğinin (AB) çözüm sürecindeki etkisinin artması için Avrupa'nın üç büyük ülkesi Almanya, Fransa, İngiltere'nin yanı sıra Rusya, ABD ve Çin'den oluşan "A3+3" formülünü Brüksel'e sundu.
Suriyeli muhaliflerce kurulan iki büyük grup, dördüncü toplantılarını AB'nin başkenti Brüksel'de gerçekleştirdi. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon, muhaliflerin yaklaşımında birlik sağlanması amacıyla bir araya geldi. Katılımcılar, Esad rejimi ve müttefikleri tarafından gerçekleştirilen katliamları ve yerleşim yerlerine uygulanan ablukaları kınadı.
Toplantı sonunda yayımlanan ortak açıklamada, müzakerelerde yapıcı bir etkisi olacağı belirtilen tutukluların serbest bırakılması talebinin de halen gerçekleştirilmediği vurgulandı.
Suriye'deki Kürt meselesinin Suriye'nin toprak ve halk bütünlüğü içinde ele alınması gerektiği ifade edildi. Ayrıca AB'ye, siyasi çözümü mümkün kılınması için verdiği desteği artırması, müzakere sürecine aktif katılımı, rejim kaynaklı şiddeti sona erdirme, terörün her türlüsüyle mücadele çağrısında bulunuldu.
"RAMAZANIN İLK 10 GÜNÜNDE 513'TEN FAZLA SİVİL ÖLDÜ"
SMDK Başkanı Enes el-Abde, yaptığı açıklamada, ramazan ayı öncesinde Suriye'de ateşkes sağlanması çarşısında bulunduklarını hatırlattı. Ancak rejimin buna olumlu yanıt vermek bir yana tam tersini yaptığını söyleyen el-Abde, "Ramazanın ilk 10 gününde yaşananları saymak istiyorum. 513'ten fazla sivil saldırılarda hayatını kaybetti. Bunlardan 57'si kadındı. Bu da toplam rakamın yüzde 11'ini oluşturuyor. Ölenlerin yüzde 60'sı çocuktu. Hastane, fırın gibi hayatın devam etmesi açısından önemli olan 14 yer veya tesis vuruldu. Abluka altındaki yerlerin sayısı 50'yi geçti. Hiçbir yerde abluka kaldırılmadı ve hiçbir tutuklu serbest bırakılmadı" dedi.
'AB'NİN ROLÜ İNSANİ YARDIMLARLA SINIRLI'
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile de görüştüklerini belirten el-Abde, AB'ye çağrıda bulundu. AB'nin Suriye meselesindeki rolünün insani yardımlarla sınırlı olduğunu ifade eden el-Abde, "Avrupa, doğrudan ya da dolaylı olarak Suriye krizinden etkilemekte. Suriye'de siyasi geçişi sağlayabilmek için siyasi süreci ilerletmede AB'nin yer alması gerektiği net bir şekilde ortaya çıkıyor" diye konuştu.
A3+3 FORMÜLÜ
AB'ye bu konuda yeni bir mekanizma teklifi sunduklarını söyleyen muhalif lider, "Avrupa'nın 3 büyük ülkesi Almanya, Fransa, İngiltere ile Rusya, ABD ve Çin'den oluşan A3+3 formülü olabilir. Bu formül, İran'la sürdürülen nükleer müzakerelerde başarı getirebildi. Bu formül, Suriye meselesinde de gelişim kaydetmeye yardımcı olabilir" değerlendirmesini yaptı.
SÜREÇTE RUSYA VE ABD TEKELİNİN BİTMESİ AMAÇLANIYOR
Halihazırda birçok ülkeden oluşan Suriye Destek Grubu'nun bulunduğunu ancak A3+3 formülünün daha etkili olabileceğini söyleyen muhalif lider, bu formülle aynı zamanda Suriye krizindeki çözümü konusunda "Rusya ve ABD tekelinin" de önüne geçileceğini söyledi.
Teklife dair Avrupa'dan cevap beklediklerini vurgulayan el-Abde, AB üyesi ülkelerin ülkelerin dışişleri bakanları arasında Avrupa'nın Suriye krizine daha aktif bir rol oynamasına dair bir anlayış olduğunu savundu. Muhalif lider, "Bunun zamanının geldiğini düşünüyoruz. Çünkü tüm Avrupa ülkeleri, Suriye krizinden etkilenmekte. Bilindiği üzere Ortadoğu'daki istikrar Suriye'deki istikrarla yakından ilişkili" dedi.
'SURİYE'DEKİ AYRIM BÜYÜK BİR TEHDİT'
Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Kurulu Genel Koordinatörü HasanAbdulazim, Suriye'deki bölünmeye dikkat çekti. Ülkede her bir silahlı grubun kontrol altında tuttuğu yerler olduğunu vurgulayan Abdulazim, bunun Suriye'ye karşı büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Suriye'nin geleceği açısından muhalifler, rejim destekçileri ve tarafsız kalanlar arasında bir birliğin sağlanması gerektiğini söyleyen Abdulazim, en azından muhalifler arasında birleşme için önemli adımlar attıklarını, bunun devamının da gelmesi gerektiğini dile getirdi.