BIST 9.368
DOLAR 34,52
EURO 36,17
ALTIN 2.979,07
HABER /  GÜNCEL

Suriye muhaliflere karşı hücuma geçti

Suriye ordusu, dünkü bombalı saldırının ardından isyancıları Şam'dan uzaklaştırmak üzere harekete geçti. Ağır silahların ve helikopterlerin bölgeye nakledildiği ve çatışmaların kentin güneydoğu ve kuzeybatı kesimlerinde yoğunlaştığı bildiriliyor.

Abone ol

Suriye ordusu birlikleri, silahlı muhaliflerin son üç gündür Şam’ın merkezinde yoğunlaştırdığı saldırılara karşılık, isyancıları başkentten uzaklaştırmak üzere harekete geçti.

Tankların, ağır silahların ve helikopterlerin bölgeye nakledildiği ve çatışmaların kentin güneydoğu ve kuzeybatı kesimlerinde yoğunlaştığı bildiriliyor.

Dün muhaliflerin başkentte bulunan Ulusal Güvenlik Merkezi’ne gerçekleştirdikleri bombalı saldırının ardından gece boyunca kentten çatışma haberleri gelmeye devam etti.

Saldırıda Devlet Başkanı Beşar Esad'ın eniştesi ve Genelkurmay başkan yardımcısı Asıf Şevket'in yanı sıra, savunma bakanı Davud Raja ve kriz yönetimi sorumlusu Hasan Türkmeni öldü, içişleri bakanının da aralarında olduğu üst düzey bazı yetkililer yaralandı.

Ulusal güvenlik zirvesini hedef alan saldırıyı hem Özgür Suriye Ordusu hem de bir İslamcı örgüt üstlendi.

Şam'ın çeşitli mahalleleri bu saldırı öncesinde son 16 ayın en şiddetli çatışmalarına sahne oluyordu.

Saldırı sonrasında ordu, Suriye'yi suç ve cinayet örgütlerinden temizleme kararlılığında olduklarını açıkladı.

Saldırıya ilişkin haberler, kısa süre içinde Suriye resmi medya kuruluşlarınca duyuruldu.

Bombalamadan saatler sonra Suriye Resmi Haber Ajansı SANA, Esad'ın General Fahd Casim El Freic'i patlamada hayatını kaybeden savunma bakanının yerine atadığını bildirdi.

Ancak Şam'daki BBC muhabiri Lina Sinjab, başkentte daha önce düzenlenen bombalı saldırıların aksine, bu kez olay yerinden fotoğraf ve görüntü yayınlanmadığını belirtiyor.

'Esad kaçtı mı spekülasyonu'

Bu arada Esad’ın olaydan bu yana kamuoyunun karşısına çıkmaması ve bir açıklama yapmaması, Devlet Başkanı’nın nerede olduğuna dair dedikodular yayılmasına neden oldu.

Lübnan’da bulunan BBC muhabiri Jim Muir, Esad’ın durumunun ne olduğu ve hâlâ Şam’da olup olmadığı üzerine spekülasyonlar döndüğünü bildirdi.

Esad’ın karısı Esma’nın da ülkeyi terk ederek Rusya’nın başkenti Moskova’ya kaçtığı iddia edilmişti.

Suriye’nin Moskova Büyükelçisi ise bir açıklama yaparak iddiaları yalanladı.

Muhalifler bombanın Ulusal Güvenlik Merkezi'ne toplantıdan bir gün önce yerleştirildiğini öne sürüyor.

Esad karşıtları bombalamanın ardından hükümetin düşmesinin an meselesi olduğunu düşünüyor.

Hem Suriye hükümeti yetkilileri hem de muhalif eylemciler devam eden çatışmalarda çok sayıda kişinin öldüğünü ifade ediyor.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre ülke çapında yaşanan çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısı 150’yi aştı.

Muhalifler, Şam’da bugüne kadar yaşanan en yoğun bombardıman olduğunu belirttikleri olaylarda ağır silahların yanı sıra helikopterlerin de kullanıldığını iddia etti.

Sabah saatlerinde Seyyide Zeyneb bölgesinde bir muhalifin cenaze töreni sırasında bir helikopterden açılan ateş sonucu ise en az 60 kişinin öldüğünü söyleyen muhalif eylemciler, olaya ait olduğunu öne sürdükleri videoları internette yayınladı.

Muhabirimiz Jim Muir ise ilk defa bu konuda hükümet yetkilileri ve muhaliflerin ifadelerinin birbiriyle örtüştüğünü söyledi.

Muhabirimiz isyancıların da saldırılarına devam ettiğini bildiriyor.

Muhalif eylemciler, devlet televizyonunu ve radyo istasyonunu saldırılar onlara da ulaşmadan önce personelini binalarından çıkarmaları konusunda uyardıklarını öne sürmüştü.

'Esad kontrolü kaybediyor'

ABD, hükümetin dün yaşadığı kayıpların ardından Esad'ın kontrolü kaybettiğinin göstergesi olarak yorumladı.

Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney "Bir geçiş sürecini desteklemek için tüm uluslararası ortaklarımızın bir araya gelmesi gerek" dedi.

Rusya, bazı ülkelerin muhalefeti sakinleştirip ikna etmek yerine tahrik ettiği eleştirisinde bulundu.

BM Güvenlik Konseyi bugün toplanıyor

Aslında dün yapılması gereken BM Güvenlik Konseyi oturumu saldırının etkisiyle bugüne ertelendi.

Suriye'de yönetim yetkililerinin isyanda şimdiye kadarki en ciddi saldırılara hedef olması ardından ülkedeki krizi sona erdirmeye yönelik uluslararası girişimler bugün yeniden BM zeminine taşınıyor.

BM Güvenlik Konseyi önümüzdeki saatlerde batılı ülkelerin hazırladığı ve Esad yönetimine ağır silahlar kullanmayı bırakmazsa daha ağır yaptırımlar uygulamayı hedefleyen bir karar tasarısını ele alacak.

Rusya: Kabul edilemez

Ancak Rusya taslağın var olan hâli ile kabul edilemez olduğunu, çünkü içerdiği talepler yerine getirilmezse bunların askeri yollardan uygulatılmasına ortam yaratacağını kaydetti.

BM Genel Sekreteri Ban ki Mun ise Suriye halkının çok uzun zamandır çok eziyet çektiğini belirterek, Güvenlik Konseyi'nden etkili bir eylemde bulunmasını istedi.

BM özel elçisi Kofi Annan'ın hazırladığı çözüm planı uyarınca ülkeye konuşlandırılan gözlemcilerin görev süresi cuma günü doluyor.

Güvenlik Konseyi'ne sunulan tasarı görev süresini uzatırken, planın BM Ana Sözleşmesi'nin güç kullanımına olanak veren 7. maddesi doğrultusunda işletilmesini öneriyor.

Rusya ise bu girişime muhalefetini sürdürüyor. ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Başkanı Vladimir Putin arasında dün yapılan telefon konuşmasının da görüş ayrılıklarını bütünüyle gideremediği izlenimi yaygın.

Bu görüşme ardından iki ülke büyükelçileri de sonuçsuz kalan bir görüşme yaptı. Ancak diplomatlar tasarı nın görüşüleceği son ana dek uzlaşma çabalarının süreceğini söylüyor.

Batılı ülkelerin hazırladığı tasarı Rusya ve Çin gibi ülkelerin muhalefetine uğrarsa, Rusya'nın kendi hazırladığı aletrnatif metni masaya sürebileceği belirtiliyor.

Lübnan'da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah saldırıyı kınayarak Suriye yönetimine başsağlığı diledi.

Ürdün Kralı Abdullah, saldırının Cumhurbaşkanı Esad açısından "muazzam bir darbe" olduğunu söyledi.

Suriye yönetiminden saldırı sonrasında patlamadan yabancı istihbarat teşkilatlarının sorumlu olduğuna dair bir suçlama yapıldı.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bu açıklamaya tepki göstererek, "açıklamanın kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur" dedi, dezenformasyon girişimleri yapıldığını savundu.