Suriye'de açlıkla mücadele eden bölge halkı gıda yardımlarına muhtaç halde. BBC'nin deneyimli muhabiri Lyse Doucet'e göre bölgede çatışmalar devam ederken açlıkla mücadele eden halk için de tek yol 'siyasi çözüm'den geçiyor.
Abone ol“Savaşa barış getirilemezse, insanlık nasıl getirilecek?”
Uluslararası Kurtarma Komitesi’ne başlık eden David Miliband, Suriye’de gerçekleştirilmek istenen iki amacı bu sözlerle ifade etti.
Cenevre’de Pazartesi günü ikinci turu başlayan görüşmelerde, giderek kötüleşen savaş hali ve ciddi boyutlara ulaşan insanlık krizi yeniden gündeme geliyor.
BM-Arap Birliği ortak temsilcisi ve müzakereci Lakhdar Brahimi, ilk tur görüşmelerde savaşan tarafların uzlaşı sağlamakta başarısız olmalarından duyduğu üzüntüyü dile getirmiş, görüşmelerde en azından Humus’a insani yardım ulaşması için ateşkes sağlan masıkararına varılmıştı.
Görüşmelerden birkaç gün sonra da BM, hükümet ve muhalif birlikler arasındaki çatışmalara ‘insani nedenlerle ara’ verildiğini duyurdu.
Son üç günde, geçici ateşkes sayesinde 600 kadın, çocuk ve yaşlı, muhaliflerin kontrolünde ve iki yıl boyunca hükümet kuşatması altında yerle bir olan Humus’tan kaçabildi.
Bölgeden kaçan gençler Suriye birlikleri tarafından sorgulanmak üzere gözaltına alındı. Başlarına ne geldiği henüz net olarak bilinmiyor.
BM ve Suriye Arap Kızılayı’nın ortak yardım ekipleri, açlıkla mücadele eden halka gıda ve tıbbi malzeme dağıtımı için girdikleri kentte havan topu saldırı altında kaldı. 15'ten fazla yardım görevlisi saatlerce bölgede mahsur kaldı ve çıkamadı.
Ekiplerin başındaki isim Halid Erksusi Şam’dan telefonla bağlanıp “Bu krizdeki tüm şeytanlar işimize her zaman engel olmaya çalışacak” dedi. Sesinden öfkeli ve yorgun olduğu anlaşılıyordu.
“İnatçı olacağız ve ihtiyacı olanlara yardım ulaştırma konusunda umutlarımızı yitirmeyeceğiz.”
Aylarca hiçbir yardımın ulaştırılamadığı Yermuk Filistin Kampı da gıda dağıtımından faydalanmaya başladı. BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu UNWRA sözcüsü Christopher Gunness, yardım dağıtım bölgesindeki çatışmalar nedeniyle operasyonlarının askıya alındığını söyledi.
Suriye’deki savaşın üzücü gerçeklerinden biri de bu… Günlük ekmekler, masum çocuklar her şey bu savaşta kullanılan silahlardan.
Erksusi’nin dediği gibi “savaşın şeytanları” varsa, melekleri de olduğunu söylemek lazım. Tüm taraflar, çatışma bölgelerinde üstünlük sağlamak için sivilleri korumaya çalışıyor.
Video görüntüleri ve görgü tanıklarının ifadeleri Humus’taki son çatışmaların sorumlusu olarak hükümet birliklerini gösteriyor fakat Suriyeli yetkililer ise “teröristleri” ve kendi aralarında çatışan muhalif birlikleri suçluyor.
Geçici hükümet tartışması
Suriye’nin dışında sıklıkla dile getirilen “Suriye’deki kriz askeri yöntemlerle çözülemez” ifadesi sahada karşılık bulmuyor.
Bu da, Cenevre’deki görüşmelerin başarısız olacağı kanısını güçlendiriyor.
Bunun gibi yardım operasyonları, müzakereler ileriye dönük küçük adımlar için karmaşık süreçler, fakat geriye dönük de büyük sarsıntılara yol açıyor.
Brahimi, Cenevre’de ilk tur görüşmeler sona erdikten birkaç saat sonra Münih’teki Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Görüşmelerin yapılması güzel bir şey fakat ilerleme kaydedileceğine ilişkin bir işaret olmamasından dolayı üzgünüm” dedi.
Konferanstaki bir gözlemci de “Diplomatların başarısızlıkla ilgili bu kadar dürüst olmaları çok sık görülen bir durum değil. Yine de burada bir kalite olduğunu kabullenmelisiniz” yorumunu yaptı.
Riskler bu kadar büyükken ve Suriye’deki zararı bu kadar derinken, ‘gerçek daha farklıymış’ gibi davranmanın herhangi bir gerçekliği yok.
Görüşmelerin sonunda ‘elde var sıfır’ demek de doğru değil. Savaşan ve bir birini hor gören taraflar, o bir hafta içinde aynı odada, aynı masaya oturdular. Görüşmelerde her iki taraf da farklı telden çalıyordu veya Brahimi aracılığıyla iletişim kuruyordu.
Fakat yine de bireylerin savaşa dair düşmanlar tarafından yapılan, birbirinden farklı açıklamaları dinlemeye başlayacakları umuluyor.
Hiç kimse, Cenevre 1’de varılan ‘geçiş hükümeti kurulması’ sürecine yakın bir zamanda girileceği yönünde bir ilerleme sağlanmasını beklemiyor.
Suriye hükümeti yetkilileri, seçim veya referandumda aksi çıkana kadar Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iktidarda kalacağını söylüyor.
Muhalefet ise Suriye’nin geleceğinde Esad’ı görmek istemiyor.
Yardım her yere ulaşmıyor
Bir yandan da sürecin resmi olarak parçası olmasa da David Miliband’ın da söylediği gibi savaşa ‘insani bir çözüm’ bulunması amacı üzerindeki baskı da artıyor.
Yardım kuruluşları ve insan hakları gruplarından oluşan yeni bir küresel koalisyon bölgesel ateşkes, insani yardım koridorları ve insani sorunlara karşı BM Güvenlik Konseyi kararı çıkması konusunda örgütlenmeye çalışıyor.
Suriye hükümeti geçtiğimiz aylarda müttefikleri ve yardım kuruluşlarının baskısıyla yardım çalışanlarına daha çok vize vermiş ve kuşatma altındaki bölgelere sınırlık erişim imkânı sağlamıştı.
Ama yine de acil olarak yardıma ihtiyacı olan çok sayıda insan ve çok sayıda yerleşim bölgesi var. BM’nin tahminlerine göre yaklaşık 250 bin Suriyeli, kuşatılan ve ulaşılması zor bölgelerde yardım bekliyor.
Suriye’deki insani kriz için, her şeyden önce siyasi çözüme ihtiyaç duyuluyor. Her iki amaç da aslında bir biriyle bağlantılı.
Barış, nihai ödül olacaktır ama çok sayıda kişinin açlıktan ölmek üzere olduğu Suriye’de ekmek dağıtımı bile barış görüşmelerinde ilerleme olarak görülüyor.