Brüksel ve Paris'te yapılacak toplantılar, Suriye sorunu konusunda bundan sonra atılacak adımlar açısından belirleyici olacak. İsyancılara daha fazla silah verilip verilmeyeceği masaya yatırılıyor. Muhabirimiz Lyse Doucet'in analizi...
Abone olSuriye hakkında atılacak adımlar açısından kritik bir haftaya girildi.
Bugün Brüksel ve Paris'te yapılacak olan dışişleri bakanları düzeyindeki toplantılar, muhalefete daha fazla silah verilmesine zemin hazırlayacak veya tarafları görüşme masasına oturmaya zorlayacak adımlar atılabilir.
Brüksel'de AB dışişleri bakanlarının, silah ambargosu da dahil olmak üzere Suriye'ye uygulanan yaptırımları uzatıp uzatmayacaklarına karar vermeleri gerekiyor.
İngiltere ve Fransa gibi önde gelen AB ülkeleri ambargonun hafifletilmesinden yana.
Ancak muhalefete daha fazla silah göndermenin daha şimdiden en az 80 bin cana mal olan çatışmaları daha kötü hale getireceğinden endişelenen diğer üye ülkeler ve AB yetkilileri buna karşı çıkıyor.
Silahların Avrupa'nın güçlenmesini istemeyeceği militan grupların eline geçebileceği yolunda da kaygılar var.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise muhalefete askeri destek verilmesi konusundaki kısıtlamaların hafifletilmesi çağrısında bulundu.
Bir Avrupa ülkesinin dışişleri bakanı ise bana, "Kerry için söylemesi kolay, ama Washington bir şey yapacak mı' diye sordu.
Zira ABD, isyancıları silahlandırma çağrılarını reddediyor.
Cenevre konferansı
Kerry, bugün Paris'te Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile görüşecek.
Görüşmede Suriye'de çarpışan tarafları biraraya getirecek bir konferans toplanması üzerinde durulması bekleniyor.
Diplomatlar, konferansın gelecek ay Cenevre'de toplanmasını umuyor, ancak kimin, hangi koşullarda davet edileceği konusunda görüş ayrılıkları sürüyor.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim Cenevre'ye bir heyet göndermeyi ilke olarak kabul ettiklerini söyledi.
Ancak İstanbul'da toplanan muhalefet grupları bazı koşullar öne sürmeye devam ediyor.
Birçok muhalif, çoğu Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın görevden ayrılması kesinleşmeden Esad rejiminin temsilcileriyle görüşmeyi reddediyor.
Brüksel ve Paris'teki toplantılar birbiriyle bağlantılı.
Avrupa başkentlerindeki kaygı isyancılara silah ambargosunun kaldırılmasının, siyasi bir geçiş sürecine girilmesini etkileyebileceği.
'Her seçenek masada'
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, geçen hafta parlamentoda, hem İngiltere, hem de Fransa'nın ambargonun hafifletilmesinin diplomatik çabalara, aykırı değil, bu çabalar için gerekli olduğunu düşündüklerini söyledi.
Hague, "Suriye rejimi Cenevre konferansında ciddi bir şekilde müzakerede bulunmazsa, her türlü seçeneğe başvurulabileceğini göstermeliyiz" dedi.
İngiltere, henüz isyancıları silahlandırmak konusunda karar vermediğini bildiriyor.
Ancak birçok Arap ve batı ülkesinin Suriye halkının meşru temsilcisi olarak gördüğü Ulusal Koalisyon aracılığıyla isyancılara silah verilmesi de dahil birçok seçenek dile getiriliyor.
Bu tür bir girişimin, gelecekte hükümetle ve aşırı görüşlü gruplarla yapabileceği görüşmelerde muhalefetin elini kuvvetlendirebileceği düşünülüyor.
Ulusal Koalisyon aynı zamanda, içindeki görüş ayrılıklarını gidermesi ve Özgür Suriye Ordusu temsilcilerinin yanı sıra, daha liberal unsurlara da bünyesinde yer vermesi için baskı altında.
Suriyeli muhalifleri istedikleri gibi şekillendirme çabalarında Suudi Arabistan ve Katar'ın yanı sıra Türkiye ve ABD gibi ülkelerin de etkisi görülüyor.
İsyancıları silahlandırma tartışmasını alevlendiren bir unsur da, Suriye hükümet güçlerinin son zamanlardaki kazanımları ve İran ve Rusya gibi ülkelerden aldıkları destek oldu.
Lübnanlı Şii Hizbullah örgütünün üyeleri stratejik Kuseyr kentinin kontrolünü ele geçirmeye çalışan Suriye ordusunun yanında çarpışmaya katıldı.
Moskova'nın silah anlaşmaları
Moskova da Şam'la yaptığı silah anlaşmalarına sadık kalmayı sürdürmesi gerektiğini söylüyor.
Bu anlaşmalar, Suriye'ye S-300 füze bataryaları verilmesini de öngörüyor.
Anlaşmanın haftasonunda Rusya ve İsrailli yetkililer arasında yapılan görüşmelerden sonra iptal edildiği yolundaki haberler yalanlandı.
Silah ambargosunun kaldırılması tartışmalarını karmaşık kılan ise, dengeleri ancak gelişmiş silahların değiştirebileceği. Oysa isyancılar şu anda bu silahları nasıl kullanacaklarını bilmiyor olabilirler.
Görüştüğüm Avrupalı dışişleri bakanı, "Gerçek şu ki İngiltere ve Fransa'nın cephanesinde şu anda bu silahlar yok. Piyasada bulunsa bile, kullanılmasına yardımcı olmak için yabancı güçler gönderilmesi gerek" dedi.
Silah ambargosu konusunda görüş birliği sağlanamazsa, Beşar Esad'a baskı yapmayı amaçlayan diğer yaptırımlar da ortadan kalkabilir.
Bu da, AB ülkelerinin kaçınmak istedikleri bir sonuç.
Bu yüzden görüş ayrılıkları sürse de, diğer seçenekler de göz önünde bulunduruluyor. Bunlardan biri de ambargonun kısa süre uzatılarak, görüşmeler konusunda ne olacağına bakmak.
Bu hafta muhtemelen giderek daha ağır bir hale gelen savaştaki diğer haftalardan farklı olmayacak. Bütün tarafların üzerinde anlaştığı tek konu, gerçek bir çözümün ne kadar uzakta olduğu.