BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,75
HABER /  GÜNCEL

Suriye: Hasaviye katliamından kim sorumlu?

BBC Ocak ayında Humus kenti yakınındaki Hasaviye köyünde katliam izlerine rastlamıştı. Çatışmanın her iki tarafı da birbirlerini suçluyor. BBC ekibi saldırının ardından kimler olabileceğini araştırdı.

Abone ol

15 Ocak 2013 günü Suriye'nin merkezindeki Humus kenti yakınında bulunan Hasaviye köyünde bir katliam yaşandığı haberleri yayıldı.

Hükümet ve muhalif gruplar katliamdan birbirlerini sorumlu tutuyor.

BBC ekibine köye kadar eşlik eden Suriye askerleri, 100'den fazla kişinin öldürüldüğü katliamın muhalif grupların yanında savaşan İslamcı El Nusra cephesi tarafından yapıldığını öne sürüyor.

Ancak muhalifler katliamı hükümet yanlısı Şebiha milislerinin gerçekleştirdiğini savunuyor.

BBC ekibi, o zamandan bu yana katliamın arkasında kimlerin olabileceğini araştırdı. Bu, Sünni bir köye devlet tarafından düzenlenen bir saldırı mıydı yoksa hükümeti destekleyen bir köye karşı militanların saldırısı mı?

Güvenlik güçlerinin görüşü: İslamcı militan gruplar sorumlu

Suriye güvenlik güçlerine göre köylüler hükümeti destekledikleri için İslamcı El Nusra cephesi tarafından öldürüldü.

Suriyeli bir komutanın BBC'ye yaptığı açıklamaya göre, örgütün siyah kıyafetleri ve uzun sakalları ile tanınan yüzlerce militanı 15 Ocak sabahı Telbise'nin yakınlarındaki tarlalara geldi.

Komutan, köyün kuzeyinde herhangi bir kontrol noktası olmadığı için grubun köye rahatlıkla girebildiğini söylüyor.

Sünni bir grubun neden Sünni bir köye saldırdığını sorduğumuzda komutan, "Çünkü orada konaklamalarına izin vermediler ve onları desteklemediler. Bu köy hükümeti destekliyordu" diyor.

Şu anda hükümet karşıtı güçlerin elinde olduğu iddia edilen köyün sakinleri de ordunun bu açıklamasını doğruluyor. Asker üniforması ve siyah mont giyen bir grup kişinin köyde nasıl katliamı gerçekleştirdiğini anlattılar.

Bir kadın BBC'ye yaptığı açıklamada "Hiçbirşey yapmamıza izin vermediler. Yardım çağıramadık. Başımıza silah dayadılar. Tarlalardan geldiler" dedi.

Başka bir köylü de 100'den fazla kişinin nasıl öldürüldüğünü anlattı.

Bir çift ise "Bütün aile içindeyken yakılan evler gördük. Tarlaların orada annelerinin kucaklarında yanan çocuklar vardı" dedi.

Ordunun yaptığı açıklamaya göre askerler köye, ancak öğleden sonra, köylüler yardım çağırdıktan sonra girebildiler. Köy sakinleri askerlerin bölgeyi temizlediğini ve cesetleri kaldırdığını söyledi.

Hükümet karşıtı görüş: Hükümet yanlısı milis güçleri sorumlu

BBC'ye konuşan bir kadın o gün Suriye askerlerinin köyde olduğunu ve bazılarının "emirlere aykırı hareket eden" bir grup askerin yaptıklarından dolayı özür dilediğini söyledi.

Askerlerin neden köylüleri korumadığı sorulduğunda "Birliktelerdi, aynı üniformayı giymişlerdi, biraradalardı" dedi.

İngiltere merkezli, Esad'ın devrilmesini isteyen muhalifleri destekleyen Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, katliamdan Şebbiha olarak bilinen hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutuyor.

Grubun yaptığı açıklamada, bazı köylülerin evlerinde yakılarak öldürüldüğü, bazılarının bıçaklarla ya da hükümet yanlısı milislerin kullandığı silahlarla öldürüldüğü belirtildi.

Grup, bazı ailelerin bütün üyelerinin öldürüldüğünü ve bunların arasında 32 kişilik bir ailenin de olduğunu belirtti.

Olayın nasıl yaşandığı ile ilgili anlatımlar değişiklik gösterse de birçok kaynak güvenlik güçlerinin öğlen saatlerinde köye girdiğini söylüyor.

Askerleri taşıyan otobüslerin köyün çevresinden köye girdiğini ve ardından askerlerin yolları kapattığı ifade ediliyor.

İddialara göre, askerler daha sonra evlere girerek birçok kişiyi gözaltına aldı ve köyün çevresindeki tarlalarda sorguya götürdü. Gözaltına alınanların bazıları daha sonra serbest bırakıldı.

Bazı kaynaklara göre yaklaşık bir saat sonra silahlı kişiler tekrar köye gelerek insanları öldürmeye ve ardından yakmaya başladı.

İnternet üzerinden sunulan görgü tanıklıklarına göre, saldırıyı gerçekleştirenler Şebbiha milisleri ve bu milislerin bazılarının adları sosyal medya aracılığıyla da duyuruldu.

Bunun yanısıra, katliam saatlerce sürmesine rağmen, yakınlardaki üste bulunan askerler tarafından neden durdurulmadığı da sorular arasında.

Adli tıp uzmanının görüşü

BBC görüntülerini detaylı bir şekilde izleyen adli tıp uzmanı Prof. Derrick Pounder, birçok kurbanın köyde evlerinde vurularak öldürüldüğünü doğruluyor.

Ayrıca evlerin ve cesetlerin yakıldığı ve köyden hırsızlık yapıldığına dair kanıtlar da mevcut.

Prof Pounder, kan izlerinin katliamın BBC ekibinin köyü ziyaretinden birkaç gün önce gerçekleştiğini gösterdiğini belirtti.

Ayrıca köyde bir kargaşanın yaşandığına dair belirtiler olduğunu söyleyen Prof. Pounder, bunun da bir ya da daha fazla kişinin ilk saldırıdan sonra tekrar geri gelmiş olabileceğini gösterdiğini söylüyor.

İki ayrı bölgeden çekilen görüntüleri izleyen Prof. Pounder, kurbanların çoğunun yakılmadan önce öldürüldüğünü söyledi.

Bir mutfaktaki kan ve kurşun izleri de -bir ihtimalle çömelmiş vaziyette- üç kişinin önce vurulduğunu ve ardından sürüklendiğini gösteriyor.

Yangından çıkacak dumanın dikkati köye çekeceğini ve böyle birşeyin çatışma durumlarında pek tercih edilmeyeceğini belirten Pounder'a göre, "bu katliamı gerçekleştirenler cezasız kalacaklarını düşünüyor".

Ayrıca yangın nedeniyle köyde yaşananların zaten aleni olduğunu belirten Prof Pounder, evleri ve cesetleri yakmanın, halkı korkutmaktan başka bir anlamı olmadığını söylüyor.

Prof. Pounder, bazı cesetler ortadan kaldırılırken, bazılarının arkada bırakılmasının bir nedeninin o sırada yangının devam ediyor olmasından kaynaklanabileceğini ifade ediyor.