Arap Birliği'nin Suriye'deki gözlemci ekibinin başkanı görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Abone olArap Birliği'nin Suriye'deki gözlemci ekibinin başkanı görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Gözlemcilerin faaliyetleri ülkede şiddet olaylarının artması nedeniyle askıya alınmıştı.
Ekibin aynı zamanda Sudanlı bir general olan başkanı Mohammed el-Dabi Darfur'da Sudan'ın soykırım suçlamalarına hedef olduğu eylemleri nedeniyle de eleştirilerin odağında yer alan bir isim.
Arap Birliği'nin pazar günü Suriye'deki gelişmeleri ele almak üzere yaptığı toplantıda eski Ürdün Dışişleri Bakanı Abdulillah el Katib'i Suriye özel temsilcisi olarak ataması bekleniyor.
Arap Birliği toplantısına sunulan bir taslakta da gözlemci heyetinin faaliyetlerine son verilmesi ve Suriye'yle bütün diplomatik ilişkilerin askıya alınması önerisi yer alıyor.
Arap Birliği'nin pazar günkü toplantısında alınacak kararlar hafta başında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılacak Suriye tartışmalarının da nasıl şekilleneceğine ilişkin ipuçları oluşturacak.
Genel Kurul, Beşar Esad hükümetine uygulanması istenen baskının merkezi haline geliyor.
Suudi Arabistan, tüm taraflara şiddete son verme ve Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a görevi bırakma çağrısı yapan bir karar taslağı hazırladı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Çin tarafından veto edilen karara benzeyen yeni taslak, buna ilave olarak Suriye için özel bir Birleşmiş Milletler elçisi tayin edilmesini öngörüyor.
Pazartesi günü Suriye gündemiyle toplanacak olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, örgütün İnsan Hakları'ndan sorumlu en üst düzey yetkilisi Navi Pillay bir konuşma yapacak. Ancak Genel Kurul'da hemen bir oylama yapılması beklenmiyor.
Genel Kurul üyeleri karar tasarılarını veto hakkına sahip değil. Ancak alınacak kararların, Güvenlik Konseyi kararlarının aksine yasal bir bağlayıcılığı da bulunmuyor.
Suudi Arabistan tarafından hazırlanan taslak karar, geçen ay Arap Birliği tarafından hazırlanan ve Beşar Esad'ın görevi bırakması, bir ulusal birlik hükümeti kurulması ve şiddetin sona ermesi çağrısında bulunan barış planını tam olarak destekliyor.
Taslak karar, insan hakları suçları işleyenlerden hesap sorulması gerektiğini vurgulamakla beraber, özel olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden söz etmiyor.