Sümeyye Erdoğan'ın rektörler toplantısına katılması CHP'li Muharrem İnce'yi rahatsız etti...
Abone olCHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan ve iktidar partisi milletvekillerine yüklendi.
BELGEYİ BÜTÜN AK PARTİ VEKİLLERİ ALMALI
İnce Erdoğan'ın, milletvekili adayı olurken sabıka kaydı belgesi aldığı gibi İsviçre bankalarından da ''burada parası yoktur'' şeklinde bir belge alabileceğini ifade ederek, ''Hatta Sayın Başbakan'ın alması yetmez, bütün AKP milletvekillerinin alması lazım.'' dedi.
''REKTÖRLER TOPLANTISI AİLE İÇİN TOPLANTI DEĞİL''
Erdoğan'ın rektörlerle yaptığı toplantıya kızının da katıldığını dile getiren İnce, ''Oraya hangi sıfatla katıldı? Geçmişte hocası, 'rektörler selam duracak' demişti, acaba rektörler selam dursun diye mi getirdi? Toplantıya katılmasının ideolojik nedeni mi var?'' diye sordu.
İnce, rektörlerin toplantısının, aile içi toplantı olmadığını dile getirerek, Erdoğan'ı ''ciddiyete davet ettiğini'' söyledi.
"VİCDANI SIZLIYOR MU?"
Kansere yakalanarak, 30 günden fazla rapor aldığı için sözleşmesi fesh edilen öğretmenin yaşamını yitirdiğini anımsatan İnce, Erdoğan'a, ''vicdanının sızlayıp sızlamadığı'' sorusunu yöneltti.
''EMNİYET MÜDÜRÜ AÇIĞA ALINSIN''
Protesto gösterisinde bulunan öğrencilere müdahale edilmesini de değerlendiren İnce, polisin yaptığını, ''zor kullanmak değil, AKP zorbalığı'' diye nitelendirdi, Çapkın'ın derhal açığa alınmasını istedi.
İnce, ''Bu görüntüler, Sayın Başbakan'ın mağdurluktan zalimliğe geçişinin görüntüleridir. Gençler meydanlarda biraz bağırdı diye kıyamet mi kopar, rütbeleriniz mi sökülür?'' görüşünü dile getirdi.
''ALLAH'TAN KORK YETER''
CHP Grup Başkanvekili İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Arınç, askere, seçim bölgesinde çiftçiye, CHP'ye kükrüyor. Susması gerektiği yerde konuşuyor, konuşması gerektiği yerde susuyor. Olmayan suikastla günlerce gündemi meşgul ediyor ama belgelerde Sayın Arınç ile ilgili kötü tanımlamalar vardı, tek kelime laf etti mi? Bu ülkenin Başbakan Yardımcısı'nın o şekilde tanımlanması beni rahatsız ediyor, içimi acıtıyor, onu rahatsız etmiyor mu? Bu ülkenin Başbakan Yardımcısı'nın, o şekilde aşağılık sözlerle tanımlanmasını içime sindiremiyorum. Onun yüzde 1'ini bile ben söyleyemem, Amerikalılar söyleyince o kabadayı Arınç, kantarın topuzunu kaçırmakla meşhur Arınç, niye susuyor? Yine kabadayılık yapmış, 'biz tanktan, tüfekten korkmayız' demiş, tanktan tüfekten kimse korkmaz, Allah'tan kork yeter.''
BDP'YE ELEŞTİRİ
İnce, Demokratik Toplum Kongresi'nin ''öz savunma gücü'' için örgütlenme kararı aldığına yönelik haberlerin sorulması üzerine, BDP'nin kendisini çözüm merkezi görmediğini, muhatap olarak başka yerleri gösterdiğini, bunun siyaset tarihinde ilk olduğunu savundu.
Muharrem İnce, bir örgüt terörü kınıyorsa, çözüm önerisi getiriyorsa, barış ve demokrasinden yanaysa bunların ciddiye alınması; bunun haricindeki görüşleri olan parti, vakıf, derneklerin hiçbirinin muhatap alınmaması gerektiğini söyledi.
PARTİ İÇİ SORUNLARA CEVAP YOK
Kurultaya ilişkin bir soru üzerine İnce, ''parti içi sorunlarla ilgili konuşmayacağını'' ifade etti.
''NE ÜSTÜN NE EZİK''
Başbakan Erdoğan'ın, imam hatiplilerin toplumda aşağılandığını, imam hatiplilere ''ölü yıkayıcısı'' denildiğini söylediğini anımsatan İnce, sözlerini şöyle tamamladı:
''Benimle ilgili 'Tornacı Muharrem' diye manşet atıldı. Endüstri Meslek Lisesi torna tesviye bölümü mezunuyum. Bana böyle manşet attıklarında rahatsız olmadım; mesleğimin parçası. Ölü yıkamak küçültücü, utanılacak bir şey değil, önemli, İslam dininin gereklerinden biridir. Ne tornacı Muharrem denmesi beni küçültür, ne de birileri imam hatipliler için ölü yıkayıcı demişse onu küçültür. Başbakan imam hatipli olmakla övünüyor, peki mezun olduğu ilkokulla, Marmara Üniversitesi ile övünüyor mu? Bu ülkede 9 bin orta öğretim kurumu içinde imam hatiplerin sayısı 465'dir. Başbakan yalnızca imam hatiplilerle övünemez, diğer tüm liselerle övünmelidir. Başbakan şunu cevaplasın, övünülecek Milli Eğitim Bakanı var mı?
İmam hatip liselerinde okuyan bizim çocuklarımızdır. Ne Oxford'lu ne de cüzzamlıdır; ne üstündür ne eziktir. Onları ayrı yere koymanın, arka bahçe gibi görmenin mantığı yoktur. Ayrıştırmak tehlikedir. Başbakan kendi ağzıyla kendi okuduğu okulları ayrıştırıyor. Başbakan anılarına sahip çıkabilir, bu başka bir şeydir ancak ötekileştirmek başka şeydir. Fen lisesinde, genel lisede okuyan için alt kimlik oluşmuyorsa, imam hatip lisesinde okuyan çocuk için de alt kimlik, devlet eliyle oluşturulmamalıdır.''