ATV'nin sevilen tarih dizisi Kuruluş Osman bu akşam sezon finali ile ekrana gelecek. Diziye damga vuracak karakterlerden biri de Sultan Alaeddin olacak. Peki Sultan Alaeddin kimdir, tarihte ne zaman ve nasıl öldü?
Abone olİkinci sezonu ile de soluksuz izlenen ATV dizisi Kuruluş Osman bu akşam son bölümü ile ekrana gelecek. 2. sezonun son bölümü yine unutulmaz sahnelerle ekrana gelecek. Dizide son bölümlerde özellikle dikkat çeken karakterlerden biri Sultan Alaeddin olacak. Peki Sultan Alaeddin kimdir, tarihte ne zaman ve nasıl öldü?
Sultan Alaeddin kimdir:
Muhtemelen 1190'da dünyaya gelmiştir. Babası, Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev'dir. Annesinin kim olduğu, çocukluğu ve meliklik dönemi hakkında fazla bilgi bulunmaz.
Babası 1196'da tahtı kardeşi Rükneddin Süleyman'a bırakmak mecburiyetinde kalıp gurbet hayatına çıktığında Alâeddin Keykubad, ağabeyi I. İzzeddin Keykavus'la birlikte babasının yanında bulundu. Dördüncü Haçlı Seferi öncesine kadar (1200 - 1204 arası) İstanbul'da Bizans İmparatorluğu'nda kaldı. İzzeddîn Keykavus ve Alâeddîn Keykubad'ın babaları ile birlikte geçirdikleri gurbet hayatı sırasında ikisinin eğitimi ile Seyfeddîn Ayaba'nın ilgilendiği bilinir. Ayrıca kesin olarak hangi döneme ait olduğu bilinmese de Dizdar adı ile tanınan Emir Bedreddîn Gevhertaş, Alâeddîn Keykubad'ın lalası idi. Ana dili olan Türkçenin yanında, Farsça, Rumca ve Arapça öğrendi. Ayrıca yüksek İslami ilimleri ve astronomiyi öğrendi.
II. Süleyman Şah'ın ölümü üzerine tekrar sultan olmak üzere Konya'ya doğru harekete geçen babası Gıyaseddin Keyhüsrev, geçişine izin vermesi için İznik İmparatoru I. Theodoros Laskaris ile anlaşma yaparak Ladik, Honas ve bazı kaleleri bırakmayı kabul ettiğinde kaleler teslim edilene kadar onu ağabeyi İzzeddin Keykâvus ile İznik'te rehin bıraktı. İki kardeş, bir süre İznik'te tutsak olarak kalsa da daha sonra Hacib Zekeriya'nın yardımı ile kaçarak Anadolu'ya geçtiler. I. Gıyaseddin Keyhüsrev 1205 yılında yeniden Selçuklu tahtına geçince Keykubad'ı Tokat'a melik tayin etti. 6 yıl süren meliklik döneminde devlet yönetimini öğrendi ve tecrübe sahibi oldu.
Keykavus'un oğlu olmadığından 1220 yılında ölümü üzerine tahta kimin geçeceği konusu ümeranın yapacağı toplantıda çıkacak karara bağlıdır. Bu tarihte taht için Selçuklu soyundan üç aday vardır, Malatya'da Kezirpert kalesinde tutulan Alaeddin Keykubat, Celalüddin Keyferidün bir başka kalede ve amca Muğisüddin Tuğrul Şah ise Erzurum hakimiydi. Yeni sultanın seçimi için toplanan emirler şunlardır, Vezir Mecdeddin Ebubekir, Beylerbeyi Seyfeddîn Ayaba, Emîr-i Âhûr Zeyneddîn Beşâra, Sivas Subaşısı Emîr-i Meclis Mübârizeddîn Behramşâh, Çaşnigir Mübarizüddin Çavlı, Emir-i Ahur Zeynüddin Beşare, Pervane Şerefüddin Mehmed,(Şerafettin Muhammed olarak da geçer.), Sahib Mecdüddin Abi, Tuğrai Şemsüddin Hamza, Emir-i Arz Nizamüddin Ahmed Münşi-i Arz Şemseddin İsfahani ve Malatya Subaşısı Melikü'l Ümera Bahâeddîn Kutluğca. Görüşmelerde vezir ve pervanenin şiddetli karşı çıkmasına rağmen Beylerbeyi ve Emir-i Meclis, Alâeddîn Keykubad'ı "diğerlerine zorla kabul ettirmişlerdir".
Yeni hükümdarı tutuklu bulunduğu yerden çıkarıp Konya'ya getirme görevi Seyfeddin Ayaba'ya verildi. Böylece İzzeddin Keykâvus'un yüzüğünü yanına alan Emîr Seyfeddin Ayaba, Alâeddin Keykubâd'ı, tutuklu bulunduğu Kezipert kalesinden çıkararak Sivas'a getirdi. Melik Alâeddin Keykubâd Sivas'ta tahta çıkartıldı. Ardından Konya yolunu tutan Alaeddin Keykubad'a Kayseri, Akşehir ve Konya'da muhteşem karşılama törenleri yapıldı. O tahta çıktığında Abbasi Halifesi Nâsır, İslam filozoflarından Şihabeddin Sühreverdî ile menşur, hil'at, çetr ve diğer saltanat alâmetlerini göndererek hükümdarlığını tasdik etmiştir.[
Saltanatı müddetince Anadolu'da geniş çapta imar hareketlerinde bulundu. Yaptırdığı kervansaray, kale ve sarayların kalıntıları Anadolu'nun çeşitli yerlerinde hala bulunmaktadır. Sultan Alâeddîn Keykubad devri eserleri arasında inşa tarihi tam olarak bilinmeyen iki saraydan biri Kayseri yolu üzerinde bulunan Keykubadiye Sarayı ile Konya-Beyşehir yolu üzerindeki Kubadabad Sarayı'dır. Bunların haricinde bugün izi kalmamış olsa da, vakfiyesi kayıtlarda yer alan Konya Darüşşifası (Darüşşifâ-i Alâiye) da yer almaktadır. Yine bilindiği kadarıyla Konya'daki sağlık tesisleri arasında Sultan Alâeddîn Keykubad tarafından 1236 yılında yaptırılmış bir ılıca da vardır.