BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Süleyman Soylu'ya açık tehdit!

Kemal Kılıçdaroğlu şimdi de Cumhuriyet tarihinin en başarılı İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu'yu diline dolamış.

Biz dua etmeyi de beddua etmeyi de bilmeyen bir milletiz. Almanya, Fransa ve İngiltere'de karışıklık olur, "İnşallah daha fazlasını yaşarsınız" deriz.

Amerika'yı Irma Kasırgası vurur, "Allah'ım daha fazlasını yaşat" diye beddua ederiz.

Böyle beddua olmaz kardeşim. 

Beddua edeceksen, "Allah size CHP gibi bir parti, Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir siyasetçi nasip etsin" deyip meseleyi kökten çözeceksin!

Bunu şundan dolayı söylüyorum. 

Amerika aylardır, kendi sınırlarının binlerce kilometre ötesindeki PYD'lilere binlerce ton silah gönderdi. Orada, "Bizimkiler teröristlere silah yardımı yapıyor" diyen bir siyasetçi gördünüz mü? 

Pentagon'un, FBI'nin, CIA'nın ne yaptığını sorgulayan bir tek adama rastladınız mı? 

Rastlayamazsınız!

Geçmişte bunu yapmaya cüret eden iki kişi çıktı.  Biri Edward Snowden, diğeri ise Julian Assange...

Edward Snowden Hong Kong'da bir otel odasında hapis hayatı yaşıyor. Julian Assange ise Ekvator'da, başını bulunduğu binanın camından çıkarmaya korkuyor. 

Bir başka örnek...

İsrail, yıllardır mazlum Filistin halkını katledip duruyor. Öyle bir katliam ki İsrailli sözde din adamları, "Hamile kadınları karnından vurun" diye fetva veriyor. Orada bu insanlık dışı mezalime itiraz eden, bir politikacı duydunuz mu? 

Verin bu adamı İsrail'e, iki günde çökertmezse, adımı değiştiririm! 

Almanya, PKK, Fetö ve DHKP-C gibi üç büyük terör örgütüne ev sahipliği yapıyor. Aynı Almanya yıllardır bu terör örgütlerine lojistik destek sağlıyor. Alman hükümetine muhalif olan siyasetçiler dahil, kimse gıkını çıkaramıyor. 

Niye?

Çünkü onlarda CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu zihniyetinde kimse yok! 

Biz aslında bu anlamda çok şansız bir ülkeyiz. 

Elin gavuruna Miachel Jakson, Pavorotti, bize Ajdar, Atilla Taş, Nihat Doğan. Onlara Madonna, Rihanna, Selena, bize Ciciş Kardeşler...  Onlara Mozart, Beethoven, bize Fazıl Say...

Onlara Einstein, Frankenstein, bize Kemal Kılıçdaroğlu düşmüş!

Öyle bir lider ki...

Türkiye'ye turist gelmemesi için kendini yırtıyor, PKK'lı itler bombalanıyor diye ağlayıp zırlıyor, Türkiye'yi, Türkiye düşmanlarına şikayet ediyor. 

Öyle bir siyasetçi ki...

Gezi'de ülkeyi cehennem topuna çeviren DHKP-C'li teröristleri alınlarından öpüyor, PKK'nın siyasi kanadı olan HDP'lilerle birlikte adalet yolculuğuna çıkıyor, Fetö ile bir olup, "15 Temmuz darbe girişimi bir tiyatroydu" diyor, darbecilere özgürlük istiyor.

Öyle bir muhalif ki...

Küresel güçlerin hedef tahtasına koyup, ortadan kaldırmaya çalıştığı iki isim, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan, onun da baş düşmanı...

Öyle bir garezle saldırıyor ki hani elinden gelse, ikisini bir kaşık suda boğacak. 

Şimdi de Cumhuriyet tarihinin en başarılı İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu'yu diline dolamış.

"Aysel Tuğluk'un annesinin mezarına saldıran kişiyle fotoğraf çektirdiğin için istifa etmelisin" diyor. 

Sakin ol şampiyon!

Sen, Okmeydanı'nda kahvehaneyi silahla basıp milleti "Hayır oyu vereceksiniz" diye tehdit eden teröristle birlikte çekildiğin fotoğrafın hesabını verdin mi?

Sen, Savcı Selim Kiraz'ı makamında öldüren teröristleri, "Masum çocuklar" diye aklamanın hesabını verdin mi? 

Sen, daha bir iki ay önce yanından eksik olmayan Fetö'cü danışmanınla avukatının hesabını verebildin mi? 

Sen, terörist cenazelerinin eksik olmayan figürü Sezgin Tanrıkulu'nun o cenazelerde ne aradığının hesabını verdin mi? 

Sen önce bunların hesabını ver, Süleyman Soylu'yu daha sonra düşünürüz!

Düşünürüz dediğime bakma ha...

Bu milletin yüzde 80'i, Süleyman Soylu'nun teröre karşı verdiği mücadeleyi ayakta alkışlıyor. 

O yüzde 80'in içinde Soylu'yu istifaya davet edecek kadar soysuz birini asla bulamayacaksın!

Ya da sadece senin anlayacağın kısalıkta söyleyeyim: Yedirmeyiz!

Son olarak... 

Kılıçdaroğlu'nun Süleyman Soylu'ya yönelik sarfettiği, "Bu fotoğrafı veren kişinin hayatta yeri yoktur" sözü, bir tehdittir.

Bu söz, Süleyman Soylu'yu terör örgütlerinin hedef tahtasına koymaktır.

Bu sözün bahanesi, affı olamaz!

Ülkenin içişleri bakanına yönelik bu tehdidin hesabı yargı önünde mutlaka sorulmalı...

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: