İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, görevden alınan 58 mülki idare amirinin yeni atanan isimler olduğunu ve FETÖ ile mücadele zafiyet gösterildiği iddialarına cevap verdi.
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 58 mülki idare amirinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmaları çerçevesinde açığa alınmasına ilişkin konuştu. Görevden uzaklaştırmalarla ilgili iddialara cevap veren Soylu, iddiaların eksik, yanlış ve maksatlı olduğunu söyledi.
Soylu, Bakanlığın Eğitim Dairesi Başkanlığında düzenlenen "106. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni"nde konuştu. DEAŞ, PKK ve FETÖ terör örgütleriyle eş zamanlı çetin bir mücadele içinde olduklarına dikkati çeken Soylu, "Biz içeride PKK'yı bitiriyoruz. Bugün dağlarda 400 civarında elemanları kaldı. Aşağıya indi de tam rakamı açıklamak için biraz daha eksiltme bekliyoruz. Onlar da biliyorsunuz mağaradan çıkamıyorlar." ifadesini kullandı.
PKK'nın sınır ötesinde ABD ile petrol pazarlığı yaptığını ve DEAŞ'ın pek çok noktada PKK ile iş birliği içerisinde olduğunu aktaran Soylu, geçen hafta DEAŞ'ın sözde sorumlusu Mahmut Özden'in tutuklanmasının ardından operasyonların sürdüğünü kaydetti.
"58 mülki idare amiri FETÖ soruşturmaları çerçevesinde açığa alındı"
Bakan Soylu, 4 Eylül'de 58 mülki idare amirinin FETÖ soruşturmaları çerçevesinde açığa alındığını anımsatarak, "Bunların 31'i kaymakam, 17'si vali yardımcısı, 9'u hukuk müşaviri, 1'i de mülkiye müfettişiydi. Gerek ana akım medyada, gerekse sosyal medyada bazı mahfiller yaşanan bu gelişmeyi, 'Yeni atanan kaymakamların içinde FETÖ'cüler tespit edildiği' ve 'Nedamet getiren FETÖ'cülerin tekrar atandığı' şeklinde bir süredir gündemde tuttukları saçma iddialarına dayanak yapmaya çalıştılar. Hem eksik ve yanlış bilgiyle hem de maksatlı olarak yapılan bu yorumların, tamamı yalandır. Yapılan bu işlemin de buna delil olacak hiçbir tarafı yoktur." ifadesini kullandı.
Olayın aslını açıklayan Soylu, şöyle devam etti:
"Devletin istihbarat birimlerinin FETÖ'ye yönelik olarak uzun süredir devam eden ankesör, operasyonel hat, mahrem imam operasyonları gibi istihbari ve daha sonra da yargıya intikal etmiş çalışmaları ve idari soruşturmaları var. Bunlarda bazen bize isimler gelir. Biz de dosyasına bakar, soruşturmanın selameti açısından ve idari sürecin gereği, bu kişileri önce açığa alırız. Sonrasında da soruşturmayı yürüten mahkeme bir karar verir. Bu arada müfettişlerimiz vasıtasıyla idari soruşturma tarafımızdan da yürütülür. Bazen bu soruşturmaların sonucunda irdelenen kişiyle ilgili soruşturmaya yer olmadığı kararı çıkar. Kimisine beraat kararı çıkar, kimisi de irtibat ve iltisaklı bulunur ve hukukun gereği yerine getirilir.
İdare de bu kararlara göre gerek kendi idari soruşturması, gerek hukukun, yargının aldığı karara göre ya kişiyi görevine iade eder veya tümden ihraç eder, kurumla ilişiğini keser. Diğer bakanlıklar için de tüm kurum ve kuruluşlar için de bu süreç böyledir. Bazen de bir dosyada ismi geçen ve mahkemece kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen kişi, görevine iade edildikten sonra veya görevdeyken, soruşturmada herhangi bir şekilde ismi geçen kişi, soruşturmanın ileri bir safhasında veya yeni açılan bir soruşturmada veya yeni bir delil bulunduğu için tekrardan hakkında soruşturma talebi gelebilir. Veya bize gelen bilgiler ve belgeler çerçevesinde yeniden böyle idari soruşturmalar ardından adli soruşturmalar açılabilir."
"Aralarında göreve iade edilenler var"
Soylu, bu durumda adli ve idari sürecin, kanunda yazdığı gibi tekrardan işletildiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Son kararımızda, açığa alınan kişiler arasında ilk kez açığa alınanlar, daha önceki adli süreçlerde mahkemece haklarında 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararı verilmiş ve görevine iade edilmiş kişiler, yine daha önceki soruşturmalarda haklarında herhangi bir şey bulunamadığı için idari ve adli soruşturmaları kapatılan kişiler olduğu gibi yani kovuşturmaya yer olmadığına ait kararlar alındığı gibi burada da ifade etmem gerekir ki 58 kişiyle ilgili bu tip değerlendirmeler oldu. Yani haklarında herhangi bir ispat ve delil olmadığı için herhangi bir sürecin yaşanmadığı, haklarında açığa alınma işlemi yapıldığı ancak beraat ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar alındığı, idari olarak herhangi bir tespit yapılamadığı veya bir isim geçmek suretiyle hakkında soruşturmanın devam ettiği ama herhangi bir kovuşturmaya yer olmadığı kararı olduğu gibi..."
Soruşturmada ismi geçenler yeni alınan personel değil
Soruşturmada ismi geçenlerin yaklaşık 8 ile 12 yıllık kaymakam oldukları ve yeni alınan personel olmadıklarını kaydeden Bakan Soylu, "Birtakım kötü niyetli insanların sürekli olarak söylediği gibi yeni kaymakamlar değillerdir ve yeni alınanlar da değildir. 'FETÖ'cülükten nedamet getirdiği için atama yapıldı' gibi bir iddia ne bizler için söz konusu olabilir ne de devlet ciddiyetiyle bağdaşabilir. Bu hadiseyi saçma sapan mesnetsiz iddialarına delil yapmaya çalışanlara bizim o zaman söylediğimiz net ve açıktır." değerlendirmesinde bulundu.
Bilerek ve isteyerek böyle bir atamanın yapılmasının söz konusu olamayacağını vurgulayan Soylu, İçişleri Bakanlığında gelişigüzel işlerin olmayacağını söyledi.
Yaklaşık 1,5 ay önce 15 kaymakamın bazılarının açığa alındığını, bazılarının ise pasif göreve çekildiğini belirten Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"15 Temmuz'u bizim unutmamız mümkün değildir. Buradan tekrar söylüyorum, 15 Temmuz'u kim unutarak işlem yapıyorsa haindir, buna şahsım da dahildir. Bizim bunu unutmamız mümkün değildir. Biz buradan gideceğiz ama bu devlet ebettir, bu millet ebettir. Bu kadar açık ve net. Bu dinamik ve devam eden bir süreç. Bu süreçlerde kendilerine rol biçmeye çalışan sahte kahramanlardan bıktık. Gereğini yapıyoruz, titizlikle yapıyoruz ama anlamak istemiyorlar. Çünkü gözlerini hırs ve kindarlık bürümüş. FETÖ ile mücadele ediyoruz, FETÖ'cüler saldırıyor, Cumhuriyet gazetesi saldırıyor, Oda TV saldırıyor, Birgün gazetesi saldırıyor. Ana muhalefet partisinin sözcüleri saldırıyor. Bizim Bakanlığımıza saldırmalarının sebebi de İçişleri Bakanlığının FETÖ soruşturmalarındaki pozisyonu ve önemiyle ilgilidir."
"FETÖ soruşturmaları ciddi bir iş birliğiyle yürütülüyor"
FETÖ soruşturmalarının emniyet ve yargı tarafından yapıldığını belirten Soylu, bu iki kurumun bu soruşturmaları ciddi bir iş birliğiyle yürüttüğünü, dolayısıyla bu iş birliğini zayıflatmak isteyenlerin olduğunu ifade etti.
Bakan Soylu, FETÖ'nün hain darbe girişiminde İçişleri Bakanlığı bünyesinde 138 bin 361 jandarma personeli bulunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Jandarma teşkilatından bugüne kadar FETÖ dolayısıyla ihraç edilenlerin sayısı ise 5 bin 561, şu anda açıkta bulunanların sayısı 2 bin 945'tir. Aynı şekilde bugün Emniyet Teşkilatımızın o gün toplam mevcudu 273 bin kişiydi. Bugüne kadar emniyet teşkilatımızdan FETÖ iltisakıyla ihraç edilen kişi sayısı ise 30 bin 580, görevden uzaklaştırılan sayısı ise 1334 kişidir. İçişleri Bakanlığına geldiğim gün ve onu takip eden günlerde elimde şöyle bir rakam vardı, 21 bin 500 civarında emniyet müdürü var, 14 bini ihraç. Yani 3'te 2'si ihraç. Şu anda 200 ilçede kaymakamımız eksik. Vali yardımcılarını saymıyorum bile. O günkü mevcudu 5 bin 408 kişi olan Sahil Güvenlik Komutanlığımızdan 515 kişi ihraç edilmiş, 133 kişi de açığa alınmış. O günkü mevcudu 1900 kişi olan mülki idare personelimizden de 445 kişi ihraç, 86 kişi de görevden uzaklaştırma işlemine tabi tutulmuştur.
Bu rakamları ne için verdim?" Çünkü bugün Cumhuriyet gazetesinde yazan... Bana bazen kızıyorlar, 'Bunları muhatap alma' diye. Yalanı ve ihaneti muhatap almazsanız hata edersiniz. Allah'ın emridir muhatap alacaksınız. Diyor ki 'İçişleri Bakanlığının orada yüzde 3,5 ancak şey yapıldı.' O berduşa sesleniyorum. Ben senin gibi birinin, öbürünün adamı değilim, bu milletin adamıyım. Kimin adamı olduğun da belli. Kimlerle iş tuttuğunuz da belli, kime uşaklık yaptığınız da belli ama tüm bunlara rağmen biz doğruları yapmaya çalışıyoruz ve doğruları yapmaya da asla taviz vermeden devam edeceğiz."