İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, düzensiz göçle mücadeleyle ilgili Ege'de görev yapan NATO unsurlarıyla ilgili açıklama yaptı.
Abone olİÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, 2015 yılında Yunanistan tarafına geçen kaçak göçmen sayısının 853 bin 650 iken Türkiye'nin aldığı tedbirlerle bu sayının yüzde 98 azaldığını belirterek, "2017 yılı sonuna gelindiğinde geçişler, 20 bin 364'e geriledi. Bir günde 9 bin 800 kişi geçerken, 2017 ortalaması günlük geçiş 70 kişidir" diye konuştu.
Bakan Soylu, ayrıca düzensiz göçle mücadeleye destek vermek için 2016 yılından beri Ege'de görev yapan NATO unsurlarıyla ilgili "Artık Ege'den çekilme zamanı gelmiştir" dedi.
Akdeniz'de sahili olan ülkelerin sahil güvenlik teşkilatları arasında iş birliğini geliştirmek amacıyla 2009 yılında oluşturulan Akdeniz Sahil Güvenlik Faaliyetleri Forumu'nun (MCGFF) 6'ncısı, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın ev sahipliğinde, Antalya'nın Kemer İlçesinde başladı. Beldibi Mahallesi'ndeki bir otelde gerçekleştirilen ve 13 ülkenin sahil komutanlarının yer aldığı toplantıya İçişleri Bakanı Soylu da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Soylu, "Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin insanları bana göre aynı mahallenin çocukları gibidir. Ortak bir duyguya, geçmişe ve kültüre sahiptir. Dinleri, dilleri, farklılıkları ne olsa da algıları, tepkileri, duyguları birbirlerine benzer" dedi.
'DRAMATİK SAHNELERE ŞAHİT OLUYORUZ'
Daha önce Karadeniz'i göçmen geçişi ve kaçakçılığının önlenmesi konusunda güvenli bir deniz haline getirmeyi başardıklarını belirten Soylu, özellikle Ortadoğu'da yaşanan siyasi hareketliliğin, doğudan batıya doğru bir göçmen akımını başlattığını söyledi. Bakan Soylu, "Hepimiz dramatik sahneler görüyoruz. Aynaya baktığımızda insanlığımızı tarttığımız, olmaması gerektiğini konuştuğumuz, 'İnsanlığımızı mı kaybediyoruz acaba' diye kendi kendimize baktığımız dramatik sahneleri görüyoruz. Basit lastik bir botla hayatta kalmaya çalışan insanları görüyoruz. Bütün siyasi ve ideolojik düşüncelerimizi bir tarafa bırakarak şu gerçeği görmek zorundayız. Dünyanın doğusu ile batısı arasında büyük ekonomik farklılıklar bulunuyor. Bu şartlar batı ile doğu arasında bu eşitsizlik eşitlenmedikçe, doğuda sivillerin can güvenliği sağlanmadıkça bu sahneler kendiliğinden bitmeyecektir. Buradaki herkes bütün sahil güvenlik birimleri iyi niyetle bütün tedbirleri alsalar bile bu sorunun sizlerin boyunu aşan bir tarafı olduğu açık ve aşikardır" diye konuştu.
'DÜNYA ÇILGINLIK HALİNDE'
Sahil güvenlik mensuplarıyla jandarma ve polisin kıyı ve denizlerde ellerini uzatıp, hayatlarını kurtarmaya çalıştığı veya cansız bedenleriyle karşılaştığı göçmenleri hatırlatan Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Dünya maalesef şu anlattığım tablo içerisinde bir çılgınlık halinde. Dönüp ne aynaya bakmaktadır ne de acaba ne oluyor, biz bunun neresindeyiz, bunu nasıl çözebiliriz diye anlayış içerisindedir. Biz 21'nci yüzyılı böyle hayal etmedik. Bu yüzyıl içerisinde böyle dramatik tablolarla karşılaşacağımızı hayal etmedik. Ekonomik farklılıkları giderip, savaşları durdurmak zorundayız. Çatışma ve şiddeti, fakirliği, dünyanın bir yerine hapsetmenin mümkün olmadığını görmek zorundayız. Dünyanın güzelliklerini paylaşmaya mecbur olduğumuzu kabul etmek zorundayız. Türkiye olarak sahil güvenlik noktasında iş yükümüzün oldukça fazla olduğu açık. Uyuşturucu, sigara kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı ve en önemlisi göçmen kaçakçılığı ile mücadele ediyoruz. Göçmen kaçakçılığı ile mücadele ederken sadece karşı kıyıya geçmesinler mantığıyla hareket etmiyoruz. Önemli olan o insanların denizden sağ kurtulması hem de yasadışı durumda kalmamalarını sağlamaktır."
'YÜZDE 98 AZALDI'
Göçmenlerin denize inmemelerinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Soylu, 2015 yılında, Yunanistan tarafında 853 bin 650 düzensiz göçmen yakalandığını söyledi. Soylu, "Türkiye'nin göçmen geçişi konusunda aldığı tedbirlere, kendi sözlerine ve ahitlerine bağlılığını ifade etmek istiyorum. 2017 yılı sonuna gelindiğinde bu geçişler yüzde 98'lik düşüşle 20 bin 364'e geriledi. Bir günde 9 bin 800 kişi geçerken, bugün 2017 ortalaması günlük geçiş 70 kişidir. Bilinmesi gereken başka bir şey de merkezi ve Batı Akdeniz olarak bilinen rotalardaki hareketliliktir. Afrika'dan İtalya'ya geçişin 107 bin 28 olduğu, Afrika'dan İspanya'ya geçişin 3 bin 845'ten 2017 itibariyle 12 bin 328 olduğu gözlenmektedir" dedi.
'NATO'NUN ÇEKİLME ZAMANI GELMİŞTİR'
Ortaya çıkan rakamların, ivmenin nasıl olduğunu ifade ettiğini belirten Soylu, düzensiz göç rotalarının Doğu Akdeniz ve Ege'de alınan tedbirler sonucu İtalya ve İspanya hattına kaydığının anlaşıldığını kaydetti. Soylu, "Düzensiz göç ile mücadeleye destek vermek için 2016 yılından beri Ege'de görev yapan NATO unsurlarının buradan çekilme zamanı gelmiştir" diye konuştu.
'KARADENİZ'DE HAREKETLİLİK OLDU'
Bakan Soylu, 13 Ağustos'tan itibaren yaklaşık 1 ay süreyle Karadeniz'de ani bir şekilde başlayan hareketliliğin, iş birliğiyle kısa sürede kontrol altına alınabildiğini söyledi. Soylu, "Birdenbire Karadeniz'e göçmen akımı başlayıp Romanya'ya doğru gidişler olmuştur. Hemen koordinasyonu sağlayıp karadan, havadan, denizden tedbirleri aldık ve bu gidişi çok kısa süreç içerisinde sıfırlama imkanına sahip olduk. Egede ve Akdeniz'de aldığımız tedbirlerin ve tecrübemizin çok büyük etkisi var" dedi.
MAVİ KART UYGULAMASI
Türkiye olarak denizlerde ciddi bir denetim ve hassasiyet içinde olduklarını da dile getiren Soylu, denizlere yönelik sayısal bilgiler de verdi. Sahil Güvenlik Teşkilatı'nın son 2 yılda, 4 bin 500 olayda, 11 milyon 736 bin lira ceza kestiğini belirten Soylu, "Mesele deniz kirlendikten sonra para cezası kesmek değildir. Asıl hedef kirlenmeyi önlemektir. Tekne sahiplerine sintineyi denize basma dediğimizde onlara bunu boşaltabilecek tesisler vermeliyiz. İhtiyaçları göz önünde bulundurarak özellikle küçük teknelerin kontrol altına almayı hedefleyen mavi kart uygulaması bu alandaki önemli bir boşluğu dolduracaktır. Bu sistem özetle atık takip sistemidir. Dünyada da tektir. Küçük teknelere mavi kart diye isimlendirdiğimiz küçük kart veriyoruz. Buna karşılık liman ve marinalarda kurulu atık boşaltma merkezlerimiz var. Elektronik sisteme entegre olan bu kartlar sayesinde küçük teknelerin limanda kurulu bu merkezlere atıklarını boşaltmasını sağlıyoruz ve bunu denetliyoruz. 78 kıyı tesisinde 43 özel marinada, 156 noktada mavi kart otomasyon sistemi kurulmuştur. Sistem kapsamında 29 bin kart dağıtıldı" diye konuştu.
'GÜNDE 15-20 BİN İNSANIN BATIYA GÖÇ ETMESİ, HAYAL DEĞİL'
Bakan Soylu, ayrıca İran'da 2.5 milyonun üzerindeki Afgan'ın batıya göç etmeyi beklediğini söyledi. Batı ile doğu arasında eşitsizliğin acımasız bir şekilde devam etmesi durumunda, gelişmiş batı ülkelerinin liderlerinin, konularına 'Göçle nasıl uğraşırız' diye başlık yapmaktan kendilerini alıkoyamayacaklarına dikkati çekti. Türkiye'nin sahil güvenliklerde sorumluluk ortaya koymaması durumunda, günde 15-20 bin insanın batıya geçmesinin hayal olmayacağına dikkat çeken Soylu, "Kimse kusura bakmasın. Bu konuda büyük bir yardım alıyor falan değiliz. Kendi imkan ve kaynaklarımızla bunları sağlamaya çalışıyoruz. Bugün birtakım teknolojilerden istifa ediyoruz. Artık denizler düzensiz göç konusunda en önemli alanlar. Buralara çok daha önemli tedbirler almak dünyanın ortak sorunudur" dedi.
'BATIDAN KİMYASAL, DOĞUDAN DOĞAL UYUŞTURUCU TEHDİDİ'
Akdeniz'deki rotanın, aynı zamanda uyuşturucu taşıma rotası olduğunu da anlatan İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu yaz özellikle işbirliği neticesinde uyuşturucu ile mücadelede önemli başarılar elde ettik. Ama denizin içerisinde bu zehri kimin, nasıl ve nereye taşıdığını, ne kadar taşıdığını yakalayabildiklerimiz kadar biliyoruz. Onun için burada istihbarat işbirliği çok önemli. Özellikle ülkemiz batıdan kimyasal uyuşturucuların, doğudan da doğal uyuşturucuların hedef ülkesi konumunda."