İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Montrö bildirisiyle ilgili "Sonuçta hala bizi vesayet dönemlerinin ülkesi gören bir iki sayfalık bildirilerle had bildireceklerini sananlar var. Bunlar Türkiye'nin bugün geldiği noktayı kavramaktan çok uzaktır." düşüncesini dile getirdi.
Abone olMontrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili 104 emekli amiralin imzaladığı bildiriyi sert tepki gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kafaları hesap makinelerinin ötesine geçmemiş zihniyetlerdir. Bu bildirilere karşı ciddi bir tepkimiz var. Hiç bir noktasında boş bırakamayız. Birilerinin küçük kafalarına uyup geriye gidemeyiz." açıklaması yaptı.
Soylu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon, Türkiye'yi soktuğu büyük rekabet gücü ve her alanda tüm kurumların ilerleme konusundaki gayretlerini arttırmış, heyecanlı yarış içerisinde olmaya sevk etmiştir. Bu yollar açılmamış, bu iradeler konulmamış olsaydı bugün yerli ve milli diye övünerek anlattığımız vizyonlarımız yerlerinde elimizi dışarıya açtığımız, başkalarının yazılımlarına mahkum olduğumuz bir tablonun esiri haline gelmiş olabilirdik.
Montrö bildirisine tepki
Türkiye dijitalleşmeden korkan değil onu sürükleyen ülke konumundadır. Bugün bu ülke kendi uçağı ve helikopterini üretme derdindedir. Sonuçta hala bizi vesayet dönemlerinin ülkesi gören bir iki sayfalık bildirilerle had bildireceklerini sananlar var. Bunlar Türkiye'nin bugün geldiği noktayı kavramaktan çok uzaktır. Kafaları hesap makinelerinin ötesine geçmemiş zihniyetlerdir. Bu bildirilere karşı ciddi bir tepkimiz var. Hiç bir noktasında boş bırakamayız. Birilerinin küçük kafalarına uyup geriye gidemeyiz.
112 Acil Çağrı yazılımı
Bizim e-devlet çeşitliliği ABD'de sunulan e-devlet hizmetlerinden farklıdır. Bizim evlatlarımızın yazdığı 112 Acil Çağrı yazılımımız uluslararası ödüle layık görülmüştür. Hepimiz gaza bastık. Bütün kurumlarımız ciddi bir atak ortaya koydu. Bürokrasinin azaltılması demektir.
Eğer özel sektör vatandaşların talepleri doğrultusunda kendisini dönüştürebiliyorsa, devlet bunu yapmazsa hizmet sunumlarında geride kalır. Bu devlete itibar kaybettirir. Türkiye geri kalmamış, tam tersi dijital devrimi vatandaşına hizmet sunumu, tasarrufuyla beraber bütünleştirmeye başlamıştır.
"186 hizmeti e-devlet'e taşıdık"
Yine Bakanlığımız e-başvuru sistemini kurdu. 186 hizmeti e-devlet sistemine taşıdık. Bakanlıklar arasında bizim ilk kurduğumuz sistemler arasındadır. Biz koronavirüsün geleceğini bilmiyorduk ama e-başvuru bizim o kadar çok işimize yaradı ki bizden gelişmiş devletlerin yapamadıklarını bu salgın döneminde yapmış olduk. Seyahat belgeleri dahil olmak üzere bir çok meseleyi e-başvuru üzerinden alıp vatandaşımızın cep telefonuna iletebilme kapasitesine sahip olduk.
E-başvuru
Geçen çay ya da fındık sezonunda ne yapılacak, bu üreticiler nasıl memleketlerine gidilecek dendiğinde konvansiyonel yöntem herhalde kaymakamlıklara gidip izin almaktı. Vatandaş e-başvuruya gitti, bizim Çaykur'dan aldığımız listedeki ismini buldu. Nereye gitmek istediğini söyledi, aynı araçla gitmek istediği 3 kişiyi işaretledi, 2 dakika içerisinde kendi cep telefonuna, gittiği ildeki Valiliğe, Jandarmaya bu sistem aynı anda iletildi. Ne vatandaş sıkıntı çekti, ne kağıtla karşı karşıya kaldı. Yolda çevrildiğinde cep telefonundan belgesini gösterdi. Bundan 10-20-30 yıl önce böyle bir şey söylenseydi herhalde bu bilim kurgu filmi olarak değerlendirilirdi. Atılan her teknoloji adımımız bizim de bilmediğimiz süreçlerde murad edilenden çok faydasını gördük.
350 belgenin 147'si tamamlandı
350 belgenin yılın 3 ayı bitti, 147'sini tamamladık. 3314 belgenin 2370'ini kaldırmış ve önemli bir rakam, vatandaşımızın üzerinden önemli bir bürokrasi yükünü almış olacağız. Emniyet ve Jandarma arasında karşılıklı parmak izi entegrasyonu sağladık. Balistik sistemleri de birbirine entegre ederek 289 irtibat yakaladık. Oldukça fazla veri seti tutan farklı birimlere sahip olmamızdır. Parmak izi deyince Emniyet'in de Jandarma'nın göç Genel Müdürlüğü'nün de var. Entegrasyon bizim için önemli bir veri haline geliyor. Gidecek sistemden alınacak, el ayası ile karşılaştıracak, uluslararası alanda standardizasyonu söz konusu değil. Parmak izi dediğimiz tüm dünyada standart olarak kullanılan bir uygulama. Emniyet parmak izi arıyor, Jandarma parmak izi alıyor. E nüfus idaresi el ayası alıyor. Değiştirdik, parmak izine geçtik. Hiçbir şey kaybetmedik. El ayası almak 4-5 dakika sürüyordu bazen. İşlem süremiz tüm işlem süremiz 5 dakikaya düştü. Son 15 ayda sistemlerimizde bekleyen 2.5 milyon parmak izini işledik. Dünyada sadece 3 ülkede bulunan üç boyutlu sanal taktik eğitim merkezi, yakında hayata geçireceğimiz yakın alan sanal çatışma merkezlerinin güvenlik kuvvetlerimize önemli faydası olacak.
Nüfus cüzdanı gibi tek kart
2 Nisan'da tanıtımını yaptığımız özel güvenlik projelerimiz yeni bir ivme oluşturacak. Bizim silah sistemlerimizi satın alıyorsunuz ama bunun takibi manuel sistemde devam ediyor. Eskiden kuru sıkı tabancalar da manuel ortamda takip ediliyordu. Kolluk kuvvetlerinin anında görebileceği, veri tabanlarının birleştirildiği, silah taşıma ruhsat kartlarını da dijitalleştirdik, 100 bine yakın verdik. Aynen nüfus cüzdanımız gibi tek bir kartla hepsini görebileceği... Bir yazılımla polisimizle, jandarmamızla özel güvenlikleri entegre ettik. Kolluk güçlerimize 350 bin kolluk gücü daha ilave etmiş olduk.
E-imza'yı da inşallah yakın zamanda kimlik cüzdanlarına koyacağız.
TÜBİTAK'la çalışıyoruz. E-imza'yı da inşallah yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti kimlik cüzdanlarının içine koymuş olacağız. Vatandaşımız notere gittiğinde bilgileri çıkacak, bankalar, tapu kadastro dahil olmak üzere onların da iş yükü azalmış olacak. Burada söylemediklerim var. Yani sınırlarda neler yaptığımız...
Bizim birimlerimizin yaptığı analiz programları dünyada eşi ve benzeri olmayan programlardır. Bir çok yakalamamızı bu analiz programları sayesinde yapıyoruz. Ulusal veri sözlüğü projesini de sürdürüyoruz. İki fazı tamamlandı. Biyometrik veri tarih boyunca kullandığımız bir veri türüdür. Günümüzde bazı soyadlar da bu kayıtlardan gelir. Biyometrik veri kişinin bir parçasıdır, korunması da kişinin bizzat kendisinin korunması anlamındadır. Kovid-19 salgını bundan sonra yüz tanıma, ses tanıma gibi temassız verilere olan talebi de doğal olarak başka bir evreye getirecektir. İçişleri bünyesindeki biyometrik verilerin güvenli şekilde toplanması için bu projeyi devreye aldık.