Siyah beyazlı kulübü tarih içerisinde değerlendiren Meşe, Seba'nın adının istikrar ve başarı olduğunu yazıyor.
Abone olKartal, tarihinin belki de en karanlık dönemini yaşıyor. Efsane başkandan sonra sadece 100. yılında sesini duyurabilen Siyah - Beyazlı kulüp, şimdilerde geleceğe karamsar bakıyor, çıkış yolu arıyor
Beşiktaş'ta inanılmaz bir seçim trafiği var, nefesler tutuldu, liderler seçim turlarını sürdürüyor, nabız yokluyor, oy istiyor. Tarihte ikinci kez Beşiktaş dört başkanlı seçime yelken açacak, biri kazanacak, üçü kaybedecek.
Bu dizide, perde arkasında yaşanan gerçekleri, grupları, koltuk kavgalarını, rüzgara göre yön değiştirenleri bulacaksınız.
Biraz eskiye döndük, 2000 yılından 2004'e kadar yaşananları dilimiz döndüğünce bu diziye yansıttık. Dizide eşitlik ilkesini ön plana çıkardık, dört başkan adayına da aynı mesafede durduk. Sadece perde arkasında yaşanan bilinmeyen gerçekleri kamuoyuyla paylaşmanın doğru olacağına inandık.
Süleyman Seba... İstikrar ve başarının adı... İstikrarlı birini görseniz lafınız hemen hazır.
"-Tıpkı Süleyman Seba."
Başarıya doymayanları tarif etmeye kalksanız:
"-Süleyman Seba gibi"
Zaman tüneline girip, 1984'lü yıllara yelken açalım... Yıllarını Beşiktaş'ın içinde geçiren ve "idealist" grubun kurucularından Süleyman Seba, başkanlık koltuğuna oturabilmek için bir yıl değil, iki yıl değil, tam tamına on yıl bekledi.
Ve 1984 yılındaki seçimlerde önce seçmenin ardından da rahmetli Mehmet Üstünkaya'nın karşısına çıktı.
Kıran - kırana geçen kongrede Seba 488, Mehmet Üstünkaya ise 400 oy aldı. Yani 88 oyla Seba başkanlık koltuğuna oturdu.
Ve o koltukta geçen 16 yılda kazanılan toplam 21 kupayla yaşayan efsane oldu...
Evet, Seba artık "rekortmen"başkan olarak tarihe damgasını vurdu.
Ne var ki Efsane Başkan Süleyman Seba, yıllar içinde çektiği onca sıkıntıya karşı direnip pes etmezken, 2000 yılında İnönü'den çıkan çatlak sesler ve hakaretler sonunda "pes" etti ve bir daha dönmemek üzere evinin yolunu tuttu!
Uzun yıllar Seba'nın dışında başkan adayı bile neredeyse düşünmeyen Beşiktaş, Seba sonrasında bir anda aday enflasyonu yaşadı.
2000 yılında podyuma dört başkan adayı çıktı... Serdar Bilgili, Hasan Arat, Nevzat Demir ve Mehmet Kazancı, seçimlerde podyumdaki yerlerini aldılar. O tarihte kamuoyu yoklamaları Bilgili ve Arat mücadelesini ön plana çıkardılar. Nitekim Bilgili ve Arat arasında kıran - kırana geçen seçim sonrasında ipi 2549 oyla Bilgili göğüslerken, Arat 2327, Demir 762 ve Mehmet Kazancı ise 452 oy almıştı.
Bilgili'nin genç oluşu, Seba'nın yanında uzun yıllar yöneticilik yapması kamuoyunda uzun yıllar başkanlık yapacağı görüşünü ön plana çıkarıyordu. Ama beklenen olmadı!
Siz ister buna kader deyin, isterseniz büyük rastlantı...
Adını ne koyarsanız koyun...
Bilgili'nin de koltuğunu bırakışının nedeni yine tribünler, yine hakaretler oldu...
Seba bıraktı, dört başkan adayı çıktı, Bilgili bıraktı, rakam yine aynı, sadece isimler değişti.
2000 yılında camia "birleşin" çığlıkları attı, liderler bu çok sesliliğe kulak tıkadılar, kulvardaki yerlerini aldılar.
O dönemlerde camia içinde konuşulanlar hâlâ tozlu arşivlerde yerini koruyorlar:
"Seba'dan sonra tufan olur"!
* * *
Seba'dan sonra "kaos" yaşanır söylemleri genç ve dinamik Bilgili'nin koltuğa oturuşuyla biraz olsun küllenir gibi oldu.
2000 yılındaki bu söylemlerin doğruluk payının ne denli yüksek olduğunu Başkan Bilgili'nin sürpriz (!) ayrılık kararıyla bir kez daha gördük, yaşadık.
2000 yılındaki seçim kongresi öncesinde gerçekleşen mali kongrede Süleyman Seba'nın "geri dönmesinden" korkanlar önerge hazırladılar ve kendisini Onursal Başkan" ilan ettiler!
Yani Seba'nın önüne kestiler, evine kapanmasını sağladılar!
Seba'nın o günkü söylemlerini bir hatırlayalım:
"Bir oldu bittiye getirildi, Onursal Başkan ilan edildim. Ayrılıyorum dedim ya... Sanki verdiğim sözü yiyeceğim, geri döneceğim. Bu külübün Onursal Başkanı Hakkı kaptandır. Bunu kabul etmem ona saygısızlık olur bu birincisi... İkincisi yanlış bir alışkanlığın oluşmasına meydan veremem... O zaman üç beş senede bir birilerini onursal başkan yapmaya kalkarlar"
Ve Seba koltuğu bıraktıktan sonra bırakın seçimlere girmeyi, Akaretler'deki kulübün kapısını bile aralamadı!
Bilgili'nin başarısız olduğu dönemin ardından gelen 2002 yılındaki seçimlerde Seba'ya yeniden başkanlığa aday olması için inanılmaz baskılar yapıldı, mali yönden açık çekler verildi, her türlü zemin hazırlandı. Yakın çevresi, "Bilgili çok genç ve kulübü iyi yönetemiyor, gel kulübe sahip çık. Her gün daha kötüye gideceğiz"dedilerse de yine Seba'yı döndüremediler!
BİLGİLİ'YE İLK TEPKİ
100. yaş gününü şampiyonlukla taçlandıran Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nden elenişi Başkan Bilgili ve ekibini ikinci döneminde sıkıntıya sokan en büyük faktör olarak ortaya çıktı. Nitekim 25 Ocak 2004 tarihinde yapılan olağan seçim kongresine katılımın az olması bu tepkinin en büyük göstergesiydi. 9 bin 260 üyeden ancak 2 bin 323'ü Lütfi Kırdar'ın yolunu tutarken Başkan Bilgili'ye 1985 oy çıkıyor, 232 üyeden ise boş zarf geliyordu. Ama asıl enteresan olan ise 89 zarftan çıkan "Pascal, kapalı, loca" gibi işaretli pusululardı.
BIRAKMA KAOS OLUR
Bu kez 30 Mayıs'ta Beşiktaş olağanüstü kongreye yelken açacak, üyeler kulvardaki yerini alan Affan Keçeci, Erol Kaynar, Fikret Orman ve Yıldırım Demirören arasında tercih yapacaklar.
Başkan Bilgili'nin 8 Mayıs'ta aldığı kongre kararı Beşiktaş camiasında inanılmaz bir seçim trafiğinin başlangıç noktası oldu.
Bilgili'nin kararı camia içinde "şok" yaratırken, camianın ağır topları Divan Başkan Şeref Nasır'ın etrafında toplandılar, başkanın görevine devam etmesi için baskı uygulanmasını kararlaştırdılar. 50'ye yakın camia tarafından benimsenen ismin Bilgili'ye yaptıkları "Şu aşama da bırakmanız tarihi hata olur, kaos yaratırsınız" çağrılarına başkan sürekli "set" çekti, kararından dönmedi, kabuğuna çekildi!
"DAĞILMAYIN, KENETLENİN"
Olağanüstü seçim kararı alan Başkan Serdar Bilgili'nin, yönetim kurulu toplantısında, "Birbirinizden ayrılmayın, kenetlenin" sözleri, yorumları da beraberinde. Öyle ki kongrenin ağır topları, "Bu konuşmanın altında çok şeyler yatıyor. 30 Mayıs'taki kongrede seçim olmayabilir, Bilgili ve ekibi güven oylamasına gider, bu güveni aldıkları taktirde yeniden yollarına devam ederler" diyerek ilginç bir yaklaşımda bulundular.
İbrahim Özdoğan, Erol Obdan ve Hüseyin Mican, Başkan Bilgili'yi ikna etmek için en çok ter döken yöneticilerin başını çektiler. Seçim kararının alınmasından sonra hemen hemen tüm yöneticiler, "Biz başkanla geldik, başkanla gideriz. Hiç bir adayın listesinde yer almayacağız" diyerek söz birliği ettiler.
SAF DEĞİŞTİRENLER
Ne var ki sözler çabuk unutuldu, seçim kararı kesinleşti, işbaşındaki bir çok yönetici yeni liderlerle yakın temasa geçtiler, yeniden yönetimde olabilmek için inanılmaz bir trafiğin içinde yer aldılar. Muzaffer Nasıroğlu, Deniz Atalay, Fikret Orman'ın saflarına geçtiler. Bir örnek daha Erol Obdan önce "Orman" dedi, ardından da ince hesaplara girdi, saf değiştirdi, şimdi Yıldırım Demirören ile birlikte. İşbaşındaki diğer yöneticiler, yazılı ve görsel medyadaki dostlarıyla telefon trafiğine girdiler, hangi adayın şanslı olduğunu araştırdılar.
TAVİZ VERMEDİLER
Yıldırım Demirören ile Fikret Orman, camianın yeni yüzler, yeni heyecanlar isteklerine oy kaygısı nedeniyle pek sıcak bakmazken, diğer iki başkan adaylarından Affan Keçeci ve Erol Kaynar'ın koltuk avcılarını bir kenara itmesi ve gruplara taviz vermemeleri camiada büyük prim yaptı.
Bilgili'nin kararında ısrar etmesi üzerine uzun süredir kapalı kapılar ardında çalışmalarını sürdüren Fikret Orman başkan adaylığını açıkladı. Orman'ı sırasıyla Erol Kaynar, Yıldırım Demirören ve Affan Keçeci izledi. Dört başkan adayının çıkması camia içinde hem olumlu karşılandı, hem de kuşkuları birlikte getirdi.
Bunun üzerine harekete geçen camianın önde gelen isimleri ilk etapta Orman - Demirören ikilisinin birleşmesi için yoğun bir baskı trafiği oluşturdular. "İkisi de çok genç ve başkanlık için deneyimleri yok" görüşü ön plana çıktı, Orman ve Demirören'i bir lider altında birleştirme projeleri üretildi, ancak bu tez iki lider arasında ilgi görmedi.
YAZICI VE YILDIRIM
Camianın ağır topları, Beşiktaş'ı çekip çevirecek, birleştirecek bir ağabey arayışlarına yöneldiler. Bu isimler arasında Recep Yazıcı ile Zafer Yıldırım'ın adları ön plana çıktı. Ne var ki hem Yazıcı hem de Yıldırım başkanlık önerilerine sıcak bakmadılar.
FAVORİLER ORMAN VE DEMİRÖREN
Birleşme konusundaki adımlar sonuç vermedi ve liderler inanılmaz bir tempo içine girdiler. Her saat, her dakika, her gün seçmenlerle, üyelerle biraraya geldiler, Türkiye turuna çıktılar, nabız yokladılar, hedeflerini, projelerini birbiri ardına sıraladılar, oy istediler.
Dört liderin söylemlerinin benzer yanları vardı:
"- İşbaşındaki yönetimin projelerini aynen devam ettireceğiz. Beşiktaş'ın kaybolan etik değerlerini ön plana çıkaracağız. Her yönüyle dünya takımını yaratacağız... İnönü ve Fulya projelerini ayağa kaldıracağız. Bölünmüşlüğü birlikteliğe dönüştüreceğiz.
İnönü'deki tribün kirliliğine, hakaretlere son vereceğiz. Ayakları üzerine basan bir Beşiktaş'ı yaratacağız. Hem Türkiye'de hem de Avrupa'da zirveye oynayan takımı oluşturacağız."
Kamuoyu bu söylemlere pek de yabancı değil... Hemen hemen her seçimde liderlerin oy almak için izledikleri politikadan da pek farklı değil.
Hiç kimse çıkıp da, "Ben bunu yapamam" diyecek hali de yok!
Camiada, kapalı kapılar ardında yapılan tahminler ortada... Tahminler yarışın Orman ile Demirören arasında geçeceğini işaret ediyor. Bunun da temelinde, yaklaşık bir yıldır iki adayın isimlerinin kapalı kapılar ardından geçmesi yatıyor.
Kimine göre , "At başı gider" , kimine göre "Orman bir adım önde" , kimine göre de "Demirören daha avantajlı" .
İki liderin en büyük dezavantajı ise deneyimsiz oluşları... Kongrenin ağır topları ise Affan Keçeci ile Erol Kaynar'ın bu çalışmalara geç girişini bir handikap olarak nitelendiriyorlar. Üyeler, "Hem Keçeci, hem de Kaynar yıllarca kulüp içinde oldular. Hem bilgililer, hem de deneyimliler... Orman - Demirören ikilisi ön plana çıkıyor gibi... Ancak seçim bu, ne olacağını kestirmek çok zor, sandıkta her şey tersine döner" diye görüş belirtiyorlar.
"BUNUN OKULU YOK"
Yıllarca Seba'nın yanında yer alan ve kongrelerin sonucunu önceden tahmin eden Metin Keçeli'nin başkanlık olayına yaklaşımı bir hayli ilginç:
"İkisi de çok genç; bu da onların en büyük dezavantajı... Başkanlık olayı deneyime bakar. Bunun okulu yok. Süleyman Seba'nın başkanlığa gelişi kolay mı oldu? Neredeyse on yıllık çalışmanın ürünüydü seçilmesi. 16 yıl aynı koltukta kalmak, inanılmaz başarılara imza atmak kolay mı? Seba'nın en büyük avantajı yıllarca kulübün içinde olmasıydı."
Süleyman Seba'nın karnesi
1983 - 84 : TSYD Kupası
1985 - 86 : Türkiye Ligi Şampiyonu
1987 - 88 : TSYD Kupası, Başbakanlık Kupası
1988 - 89 : Federasyon Kupası, TSYD Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası
1989 - 90 : Türkiye Ligi Şampiyonu, TSYD Kupası, Federasyon Kupası 1990 - 91 : Türkiye Ligi Şampiyonu, TSYD Kupası
1991 - 92 : Türkiye Ligi Şampiyonu
1992 - 93 : TSYD Kupası
1993 - 94 : Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası, TSYD Kupası
1994 - 95 : Türkiye Ligi Şampiyonu
1996 - 97 : Başbakanlık ve TSYD Kupası
1997 - 98 : Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası
Bilgili'nin lig karnesi
SEZON P O G B M A Y
1999-00 20 9 6 2 1 25 13
2000-01 64 34 19 7 8 68 48
2001-02 62 34 18 8 8 69 39
2002-03 85 34 26 7 1 63 21
2003-04 62 31 18 8 5 65 41
TOPLAM 293 142 87 32 23 290 162
Beşiktaş Kulübü Başkanları
1903-1908 M.Şamil Osmanoğlu
1908-1911 Şükrü Paşa
1911-1918 Fuat Paşa
1918-1923 Fuat Balkan
1923-1924 Salih Bey
1924-1926 Ahmet Fetgeri Aşeni
1926-1932 Emin Şükrü Kurt
1932-1935 A. Ziya Karamürsel
1935-1937 Fuat Balkan
1937-1938 Recep Peker
1938-1939 A. Ziya Karamürsel
1939-1940 Yusuf Özay Erdem
1940-1941 Yusuf Ziya Erdem
1941-1942 A. Ziya Karamürsel
1942-1950 A.Ziya Kozanoğlu
1950-1951 Ekrem Amaç
1951-1955 S. Fuat Keçeçi
1955-1956 Tahir Söğütlü
1956-1957 Danyal Akbel
1957-1958 Nuri Togay
1958-1959 Ferhat Nasır
1959-1960 Nuri Togay
1960-1963 Hakkı Yeten
1963-1964 Selahattin Akel
1964-1966 Hakkı Yeten
1966-1967 Hasan Salman
1967-1970 Talat Asal
1970-1971 Agasi Şen
1971-1972 Himmet Ünlü
1972-1973 Şekip Okçuoğlu
1973-1977 Mehmet Üstünkaya
1977-1979 Gazi Akınal
1979-1980 Hüseyin Cevahir-Alp Göksan
1980-1981 Rıza Kumruoğlu
1981-1984 Mehmet Üstünkaya
1984-2000 Süleyman Seba
2000-2004 Serdar Bilgili