Süleyman Çelik-UETD-Paralel yapı ve yolsuzluklar!
Avrupa'da Siyasete katılım projesi için YTB tarafından aktarılan 252 bin Euro kayıp mı?
UETD (Avrupalı Tük Demokratlar Birliği) konusunu sık sık gündeme getirme meraklısı asla değilim ama gün geçmiyor ki teşkilat hakkında kulağıma yeni yeni ve son derece şaşırtıcı ve bir o kadar sansasyonel haberler gelmesin. Dolayısıyla ibretle ve ürkerek takip ettiğim bu gelişmeler ve son derece ciddiye alınması şart olan iddialar UETD’yi nerelere alıp götürecek, finalde ne ile karşılaşacağız, açıkcası büyük meraktayım.
Avrupa’da özellikle AK Parti Milletvekili aday adaylarının özellikleri ve UETD'yle ilgili yolsuzluk iddiaları yenilir yutulur cinsten değil.
UETD, Avrupa Türklerini mi temsil ediyor?
UETD, yasal bir kurum mu?
Avrupa’da siyasete katılım proje desteği ne için harcandı?
Avrupa’da öne çıkan MV aday adayları kimler ve özellikleri nelerdir..?
UETD içinde saklanan belge ve görüntüler kimlerin elinde?
Cumhurbaşkanlığı seçimi için gelen destekler nerelerde harcandı...
Hepsi ama hepsi bu röportajda. (UETD bünyesindeki diğer yöneticiler de açıklama yapmak için sıra bekliyorlar)
Bugün köşemin konuğu Muhsin Şenol.
Kendisi Almanya’da tüm teşkilatlarda görev yapmış, son olarak UETD Hessen bölge başkanı olarak teşkilat içi en başarılı bölgeyi oluşturmuş.
Kanaatimce Muhsin Şenol'un açıklamaları ve iddiaları çok ama çok konuşulacak…
Buyurun başlıyor…
Avrupa’daki bazı aday adayları geçmişte Türk Toplumuna hangi hizmeti sunmuşlar?
Muhsin bey Almanya’da AK Partiden MV aday adayları ile ilgili açıklamalarınızı merak ediyorum..?
Türkiye’deki siyasi partilere, Avrupa’da yakın olan STK’ların içinden gelen adaylar var, zaten adaylar ağırlıkla bu şekilde belirleniyor.
CHP’ye TGB’den geliyor, AKP’ye UETD’den geliyor veya Milli Görüşten geliyor. Muhafazakar kitle muhafazakar STK’lardan adaylar çıkartıyor…
Bunlar istişareyle mi çıkartılıyor? Hayır. Çoğu STK’larda istişaresiz adaylar oluşturulup gönderilir. Genelde yönetim kadrosunda olanlar adaylığa teşebbüs eder, bu da ister istemez şu an STK’ların içinde kargaşalara sebep oldu.
Yanılmıyorsam UETD teşkilatından Türkiye’ye, Genel Başkanlarının deyimine göre 40-50 aday adayı var. Benim araştırmalarıma göre öne çıkan toplam 6-7 aday var.
Avrupa’daki toplumu temsil etmek için aday gönderiyorlar. Bu arkadaşların referansları nedir? Sadece, STK’larda yaptıkları çalışmalar mı yoksa cidden Avrupa’daki Türk Toplumuna geçmişte hizmet sundukları için mi? Başarılı projeler mi gerçekleştirdiler, genç yaşlardan itibaren, Avrupa’daki Türk Toplumunun bir yere gelmesi için cidden emek mi sarf ettiler, adaylar bu hususlar göz önünde tutularak mı belirlenirdi? Soru çok cevap yok.
Bugüne kadar benim aldığım duyumlara göre hiçbir STK’da doğru dürüst bir temayül yoklaması uygulanmadı.
Avrupa’daki MV aday adayları da inceleniyor elbette..?
Her parti otomatikman adaylarını denetliyordur o kesin. Temayül yoklamaları yapıldı. Ama Türkiye’deki temayül yoklamaları burayı ne kadar etkiler onu da göz önünde tutmak lazım. Burada bir il teşkilatı yok ki, yönetimine-üyelerine soralım. Yani temayül yoklaması ancak STK’ların üzerinden yapılabilir. Bunlar ne kadar uygulandı? Bugüne kadar benim aldığım duyumlara göre hiçbir STK’da doğru dürüst bir temayül yoklaması uygulanmadı. Hiçbir parti Avrupa’dan gelecek adayların temayül yoklamasını yaptı veya yapma imkanı buldu. Çünkü bu karar henüz taze bir karar, eminim bu eksikler gelecekte giderilir ama bu dönem için konuşacak olursak böyle bir yoklama yapılmadı. Bundan dolayı, kimlik ve kabiliyet kontrolleri yapılmadan, istişareler yapılmadan Avrupa’dan adaylar çıktı. Tabii bunları tek tek isimle sıralayabiliriz.
Kendim de bu teşkilata mensup olduğum için, UETD camiasından olan isimleri takip ettim. Bir Genel Başkan aday oluyor, bir Genel Sekreterin eşi aday oluyor, bir Medya Birim Başkanı aday oluyor, bir Teşkilatlanma Başkanı aday oluyor, bir Bölge Başkanı aday oluyor ve kısa dönem görev yapmış birisi aday oluyor. Şimdi tabi bu imkan bu yasa çıktığına göre, herkesin demokratik hakkıdır aday olmak, fakat biraz gerçekçi olmak lazım, ben seçmen olarak bir partiye duyduğum sempatiden dolayı oy veriyorsam, bu oylarımla birlikte burada faaliyet göstermemiş veya bir faydasını görmediğim bir insanın da Türkiye’de, parlamentoda beni temsil etmesini istemem.
Avrupa’daki Türklerin içinden vekiller çıkacaksa, buradaki sorunları çok iyi bilen, bu sorunlarla yoğrulmuş insanlar, kişiliklerinde belli kabiliyetleri olan insanların aday olmasını beklerdim, fakat bu özellikleri çok az sayıda adaylarda görebiliyoruz.
Mesela hangi adaylar?
Mesela ikitidar partisinden girecek adaylardan Ozan Ceyhun. Avrupa’da tecrübesi olan, toplumun içinde olan, Alman ve Avrupa siyasetini iyi bilen bir aday. Ozan Ceyhun’u geçmişinden dolayı sevmeyebilirler ama bu arkadaş, siyaseti bilen birisi, açıkcası uygun görürüm.
Mustafa Yeneroğlu; gençliğinden beri toplumun içinde kavrulmuş, güzel projelere imza atan, her zaman halkın derdiyle ilgilenmiş bir aday.
Bu kişinin aday olması beklenilir; nitekim hem bir taban var, hem bir hizmet var, hem de bilgisi var. Avrupa’daki güncel-siyasi konularla ilgilendiği için, takip ettiği için, Avrupa hukukunu iyi bildiği için aday olması olağandır.
Nejla Kara; kendisi, iktidar partisinin ilk gününden itibaren Elazığ’da faaliyet göstermiş kadın kolları teşkilatını kurmuş, iş kadınları derneğini kurmuş aktivist bir hanımefendidir. İş kadındır ve kadın sorunlarında uzmandır. Türkiye ayağını da yaşamış son derece deneyimli biridir. Almanya’ya gelmiş ve burada ticaret yapıyor. Alman Ekonomi konseylerinin içinde, Alman Kamuoyu tarafından ciddi Türk kökenli iş kadını olarak görülür ve son derece donanımlıdır.
Asıl soru şu; Süleyman Çelik, Avrupalı Türkler için ne yaptı, hangi projeyi geliştirdi, vekillik kabiliyeti var mı?
Size göre Avrupa’da MV aday adaylığını hak etmeyenler kimler?
Süleyman Çelik. Soruyorum, bu arkadaşımız 37 yıldır Avrupa’da hangi STK’larda hangi hizmetleri yapmış?
Milli Görüşte muhasebecilik yapmış. Bu topluma bir hizmet mi? Hadi hizmet diyelim peki bir proje gerçekleştirmiş mi?
Aktif sosyal projelerin içinde yer almış mı? Hayır.
Buradaki sorunlarla ne kadar ilgilenmiş?
Kendisinin aktif platforma çıkması UETD’deki Genel Başkanlığı dönemindeydi ve orada da yaptığı projeler üç parmakla sayılabilir…
Bunların Avrupalı Türk Toplumu için bir faydası oldu mu?
Deniliyor ki siyasete katılım projesi yapıldı.
Siyasete katılım projesi sadece UETD’nin projesi değildir. Tüm STK’ların ortak karar verdiği bir projeydi ve hasbelkader Süleyman Çelik’in döneminde gündeme geldiği için Çelik UETD ile birlikte o projede yan yana geldi. Dolayısıyla, UETD’nin geliştirdiği bir proje değildir, bunu kabul etmek lazım.
Bu mükafat tüm STK’lara özellikle Türk Medya kuruluşlarının hakkıdır.
Diğer taraftan deniliyor ki; askerlik harçları düşürüldü, Avrupalı Türklerin masraf mekanizmalarında, bir avantaj sağlandı. UETD’deki Genel Başkanlığı döneminde bu zaten hükümet tarafından fark edilmişti ve zamanlama yine kendisine denk geldi ve orada rol aldı.
Ama asıl soru, Süleyman Çelik, Avrupalı Türkler için ne yaptı, hangi projeyi geliştirdi, sıfatında vekillik kabiliyeti var mı?
Gelelim Köksal Kuş’a; Kendisi iş adamı. Köksal Kuş’un ben bugüne kadar yaptığı bir projeyi bilmiyorum. Birikimi var mı hayır.
Hangi siyasi platformda ne siyaseti yaptı ki aday sıfatı olabilsin. Ama kendi bilecekleri iş, kendilerini o donanıma sahip görüyorlarsa olsunlar.
Şimdi burada bazı sorular ön plana çıkyor, ‘yahu siz neye dayanarak aday oldunuz?’
Selam verdiğin yüksek siyasetteki insanların desteğini umduğun için aday oluyorsun veya iktidarda olan partinin seni mükafatlandıracağını düşündüğün için aday oluyorsun… STK’lar aday belirlerken bu hususlara dikkat ederek aday belirleseydi daha farklı olurdu, tabi bunların dışında daha çok ilginç adaylar var.
UETD’nin genel sekreterinin eşi Avrupa’dan aday oluyor. Arkadaş; iyi-güzel aday olabilirsin de, neden ben ikitidar partisine oyumu vereyim ve sen meclise gir? Sen Avrupa’da hangi tecrübeyi edindin, daha Avrupa’ya geleli kaç yıl oldu..?
Doktoranı yapmak için geliyorsun aday oluyorsun, seni kim tanıyor..?
Bizim Avrupa Türklerinin entelektüel, siyasi kimliği olan, okur yazar olan insanlar, sosyal platformlarda aktif olan arkadaşların kaçı seni tanıyor, bugüne kadar, hangi konu üzerine fikrini beyan ettin, hangi birikimle geliyorsun, yoksa Metin İlhan beyin konumundan dolayı mı aday oluyorsun?
Peki soruyorum, Metin İlhan neden kendi aday olmuyor da eşi aday oluyor?
Bir ton sorular var, bundan dolayı milletin seçime katılım motivasyonunu bu şekil olaylar olduğu için daha seçime girmeden kırıyorlar. Çok yazık.
Belge ve ses kayıtları varsa ortaya dökülsün, suçlular cezasını çeksin!
UETD içinde Ses kaydı ve evrakların olduğu, bazı kişilerin bu bilgilerle birbirlerini tehdit ettiği iddia ediliyor, doğruluk payı nedir?
Her STK’nın içinde itişme kakışma olur. Kimi koltuk yüzünden, kimi özel hesapları olduğu için didişir. İddia edenlerin elinde belge ve görüntü varsa ortaya koyar. Artık kamuoyu önünde mi koyar, gerekli makamlara ileterek mi koyar, üyelere göstererek mi koyar, yönetime müraacat ederek mi koyar, onu ben bilemem. Önemli olan bunları sergilemek, aksi halde herkes ‘’benim elimde çeşitli belgeler var’’ diyebilir.
Belge ve ses kayıtları varsa ortaya dökülsün ve suçlular cezasını çeksin.Bu tür iddialar ortaya atılarak kurumlar zarar görüyor, hiçbir yararı yok.
Siyasete katılım projesi için YTB tarafından aktarılan 252 bin Euro kayıp!
‘’Siyasete katılım projesine’’ YTB tarafından aktarılan 252 bin euro ile ilgili çeşitli spekülasyonlar var, bu para tam olarak ne için harcandı?
Siyasete katılım projesi, Avrupa’daki Türklerin, Avrupa siyasetinde aktif rol almaları için aydınlatıcı bir projeydi.
Bu paranın 80 bin Euro’su harcandı. Ama YTB’ye (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı) 252 bin Euro harcanmış gibi faturalar gönderdiler.
Siyasete katılım projesinde, 252 bin Euro aktarıldı ama bu meblağ ne için harcandı veya ne kadarı harcandı bunu bilemiyoruz.
Ben YTB’ye desem ki; ‘sana bilmem ne medyadan 40 bin Euro’luk naylon fatura sundular’ o zaman YTB diyecek ki, ‘gel buraya’ çünkü,YTB’de vebal altına kalıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için gelen destekler ne için harcandı?
Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları için şubeler ve bölgelere çeşitli yemekler verildi. Bu yemekleri veren şube ve bölge başkanlarından faturalar alındı.
Bu faturalar Köksal Kuş ve Süleyman Çelik tarafından ‘daha sonra ödeyeceğiz’ taahhütü ile toplanıldı.Fakat çoğu bölge ve şube başkanları bu harcamaları kendileri karşıladı ve faturaların karşılığı halen ödenmedi.
Diğer ilgi çeken nokta, tam da siyasete katılım projesinden sonra bazı kişiler arabalarını ve evlerini yeniledi ve kafamızda ister istemez zaten var olan sorular cevap bulmuş oldu.
Teşkilatlardan insanlar uzaklaştırılıyor. UETD merkez yönetiminin kirli mazisinden dolayı kurulamayan Köln bölgesi ve şubelerini paralelden büyük ekonomik zararlar görerek kuran Selahattin Sapkıran, ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ terimini sık sık kullanan arkadaşımız neden susuyor, bastırılıyor mu?
Merkez yönetimdeki bazı isimlerin yanlış amellerini canlı gördüğü için mi bastırılıyor ve görevden alındı? Ben bu arkadaşlarımızın da artık konuşmasını istiyorum.
UETD Avrupa Türklerini temsil etmiyor!
UETD Avrupa Türklerini temsil etmiyor. Geçmişten gelen bir ton STK var ve nedense aday olması gereken kişiler aday olmuyor. Çünkü öyle mütevazi yapıları var. Avrupa’daki çalışmalarını buradaki insanlara faydalı olmak için yapmışlar. Tam tersi faydası olmayan, tanınmayan insanlar adayım diye çıkıyor.
Mesela bir Şükran İnce var, hayatımda en fazla üç defa görmüşümdür. Aday olmuş. Metin ilhan’ın hanımı. ‘Kardeşim aday ol da benim Avrupa kontenjanımdan girme. Avrupa’daki kontenjan Avrupalı Türklere aittir. Git istanbul il teşkilatına, Eskişehir il teşkilatına hizmet ver ve onların kontenjanından gir.
Buradaki insanların fırsatlarının önüne geçme!
UETD’de anlayamadığım bir dava meselesi var bir davadır gidiyor, ne davası bu?
Koltuk davası. Bu insanlar için koltuk davası. Çünkü dava adamı ‘sen vekil olacaksın’ emri gelmediği müddetçe kendiliğinden koşmaz. Sen böyle hamleler yapıyorsan dava adamı değilsin, menfaat adamısın.
Zaten, Avrupa’dan çıkan adayların çoğunu menfaatçi olarak görüyorum.
UETD Merkezi yasal seçilmiş bir yönetim değildir!
UETD Merkezi yönetimin yasal seçilmiş bir yönetim olmadığı söylentilerine cevabınız nedir?
Evet UETD merkezi yasal seçilmiş bir yönetim değildir. Köln şehrinin dernek sicil kaydında yasal eksilikler var. ki, bu dernek sicil kaydından öğrenilebilir.
Kongre yapıldı fakat bu kongrenin tutanağı tutulmadı. Normalde dernek sicilinine kaydedilmesi lazım ve son değişiklik 2011 senesinde yapılmış.
Süleyman Çelik diyor ki; ben UETD’nin Genel Başkanıyım, Köksal Kuş diyor ki; ben Teşkilatlanma Başkanıyım…
Hani nerede..! Almanya bir hukuk devleti, ortada yasal bir şey yok..!
Yönetim kadrosu olarak seçim yaptığımız halde, dernek kütüğünde işlenmemiş.
‘UETD bitti bitecek’ söylentilerinin ne kadarı gerçeği yansıtıyor?
UETD bitmez.Her zaman varolacak. Cumhurbaşkanımız bu teşkilatı bir vizyonla kurdu. Sorun şu ki, başına gelenler bu vizyonu kavrayamadı.
Ankara dedi ki; şu anda ki yönetim iş yapmıyor. Eskisi gibi topluma ulaşamıyorlar...
Neden sürekli yönetim değiştiriliyor? Millet yeni yöneticilere alışırken kendi çevrelerinin yönetici kadrolarını teşkilata eklerken, sen zevkine göre kendi planların doğrultusunda kişileri görevden alırsan olacağı bu idi.
İnsanlar diyor ki; ben iktidarı zaten seviyorum, lideri zaten seviyorum, senin yanında yer alsam da almasam da ben bu kişiye oyumu vereceğim.
Senin teşkilatın içinde rezil olmaktansa, dışarıda durur yine hizmetimi veririm.
Ve umarım böyle düşünenleri küstürmemişlerdir.