Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, ‘yerüstünde boşa akan bütün suları yeraltında doğal ortamda depolamak için' bir proje hazırladı.
Abone olElektrik enerjisi üretiminde suya ağırlık verilmesi tartışmalarında, ‘Türkiye'nin su zengini' olmadığı gündeme gelmişti. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı yıllık bin 642 metreküp olan Türkiye, uluslararası ölçütlere göre ‘su sıkıntısı çeken ülkeler' kategorisinde yer alıyor. Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan bir rapora göre de Türkiye 2025'te ciddi su sıkıntısı çekecek. Bu durumu göz önünde bulunduran Enerji Bakanlığı'na bağlı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, ‘yerüstünde boşa akan bütün suları yeraltında doğal ortamda depolamak için' bir proje hazırladı. 120 bin kilometrekarelik hidrolojik etüt çalışması tamamlanarak depolama alanları belirlendi. Buna göre Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege, Orta Karadeniz ve Marmara Bölgesi'nde tespit edilen ve ‘akifer' adı verilen izolasyonu kendiliğinden oluşmuş doğal yerler, depo olarak kullanılacak. Yakın bir gelecekte dünyada suyun petrolden daha önemli hale geleceğini vurgulayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, 'bir damla suyu zayi etmemek için' yeni projeler geliştirdiklerini açıkladı. DSİ ile Devlet Planlama Teşkilatı'nın konu üzerinde koordineli olarak çalıştığını ifade eden Güler, "Amacımız Cumhuriyet'imizin 100. yılında suyu son damlasına kadar kullanmak.'' diyor. 26 havzayı besleyen nehir ve akarsuları inceleyen DSİ'ye göre halihazırda boşa akan nehir ve kar sularını depolamak için 80 milyar dolarlık kaynak gerekiyor. Projenin Cumhuriyet'in 100. yılı olan 2023'e kadar hayata geçirilmesi planlanıyor. Konuyla ilgili ilk örnek çalışma, kalkerli arazi yapısı sebebiyle su tutma zorluğu yaşanan topraklardan geçerek Akdeniz'e dökülen Göksu Nehri üzerinde yapılıyor. Nehrin suyunun Konya Ovası Projesi kapsamında depolanması öngörülüyor. Buna göre yapılan bir baraj ile tutulan nehrin suyu proje kapsamında inşa edilecek 17 kilometrelik tünelden geçirilecek. Arta kalan kısım yer altındaki uygun bir boşlukta depolanacak. Konuyla ilgili bilgi veren DSİ yetkilileri, başta Amerika olmak üzere İsveç, Hollanda, İsrail, Almanya, Japonya ve Finlandiya'nın bu konuda çalışmalar yürüttüklerini kaydediyor. Bu ülkelerin uyguladığı ‘havuzlama' sistemine Türkiye'nin yabancı olmadığını belirten yetkililer, küçük çapta da olsa Amasya, Bornova ve Yalova'da benzer uygulamaların 1968'den beri yapıldığını ifade ediyor. Suyun yeraltında depolanmasının deniz suyunu arıtmaktan daha masrafsız olduğunu belirten DSİ yetkililerine göre, proje nükleer savaş gibi durumlarda büyük önem taşıyor. Türkiye'de yeraltı sularında büyük bir çekilme olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Hidrojeoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Özler, DSİ'nin çalışmasının muhtemel su sıkıntısına karşı alınabilecek en iyi tedbir olduğu görüşünde. Akifer adı verilen 'hazne kaya'ların en büyüğünün Ergene Havzası'nda bulunduğunu belirten Özler, yeraltında suyun depolanması gereken ilk ilin İstanbul olduğuna vurgu yapıyor. Son 15-20 yıllık süre içerisinde Zeytinburnu ve Bakırköy'deki su seviyesinin 160 metre aşağıya düştüğüne dikkat çeken Özler, suyun zor bulunduğu zamanlarda açılan yüzlerce kuyunun su kaynaklarını iyice azalttığını ifade ediyor. Geçen ay MGK'da masaya yatırıldı Her geçen gün stratejik önemi artan su, Milli Güvenlik Kurulu'nda da (MGK) ele alındı. Devlet Su İşleri Genel Müdürü Veysel Eroğlu, MGK'nın ekim ayı olağan toplantısında Türkiye'nin su potansiyeli ve kaynakları hakkında bilgi verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile Eroğlu'nun brifing verdiği toplantıda, Cumhuriyet'in 100. yılı olan 2023 yılına kadar Türkiye'nin su konusunda yapması gerekenler masaya yatırıldı. Boşa giden kaynakların tam kapasite değerlendirilebilmesi için 80 milyar dolarlık kaynak gerektiği belirtildi. Dünya nüfusunun dörtte biri su problemi yaşıyor Ankara Ticaret Odası'nın raporuna göre dünyadaki su stoku 1.386 milyon kilometreküp. Bu suların yüzde 97,5'i tuzlu, yüzde 2,5'i ise tatlı su. Tatlı su kaynaklarının da yüzde 90'ı kutuplarda ve yeraltında bulunuyor. İçme suyu miktarı sadece yüzde 1'lik seviyede. Dünyada, 400 milyonu çocuk olmak üzere 1,5 milyar insan, bir başka deyişle dünya nüfusunun dörtte biri yeterli ve sağlıklı içme suyuna sahip değil. Dünyadaki hastalıkların yüzde 80'i susuzluktan kaynaklanıyor ve her yıl 25 milyon insan temiz sudan mahrum kaldığı için hastalanarak ölüyor. Gelecek 20 yıl içerisinde tüm dünyada 180 milyar dolarlık altyapı yatırımının yapılmaması durumunda yeterli ve sağlıklı su hizmeti alamayan insan sayısı 3,3 milyar kişiye ulaşacak. Dünyada su sorununun 2000'li yılların ilk çeyreğinde daha da tırmanacağına dikkat çekiliyor. Su sorunu yaşayacak bölgelerin başında Afrika, Ortadoğu, Hindistan, Çin'in bir kısmı, İngiltere, Polonya ve Peru'nun geleceği belirtiliyor. Kaynak: Zaman Haber: Ercan Baysal www.zaman.com.tr