Sudaki mucize...
Emoto yaptığı deneylerde, duanın da suyun kimyasını tamamen değiştirdiğini ve en kusursuz kristali "şükür" sözcüğü ile bulduğunu da ekliyor sözlerine.
Suya "Seni seviyorum" dediğinizde güzelleşiyor, "Senden nefret ediyorum" dediğinizde ise yapısı bozuluyor. Bir damla suya bile sevgi ve şükran sözcükleri sunduğunuzda tıpkı bizler gibi yüzünde gülücükler açıyor...
Bir şişe suyun içine güzel cümleler yazan bir kağıt parçası attığınızda suyun kimyası tamamen değişiyor, güzel cümleleri hafızasına kaydedip daha sağlıklı bir su haline dönüşüyor. Nefret cümleleri yazdığınızda ise tam tersi, suyun kimyası tamamen bozuluyor...
Doğanın göbeğinde şırıl şırıl akan bir derenin suyu mutlu, musluktan klorlanmış bir şekilde akan su mutsuz. Anlıyoruz ki su da tıpkı bizler gibi müdahaleden hoşlanmıyor, yani özgürlükten yana :)
Peki tüm bunları nereden biliyoruz? Japon araştırmacı Dr. Masaru
Emoto’nun yaptığı deneyler sonrası çektiği fotoğraflardan. Emoto,
topladığı su numunelerini dondurup eksi beş derecede fotoğraflarını
çekiyor ve insan eliyle müdahale edilmemiş suların olağanüstü
güzellikte kristaller oluşturduğunu görüyor. Kirli su
kaynaklarından veya musluk suyundan aldığı örneklerse,
kristalleşemiyor veya deforme olmuş kristaller oluşturuyor.
Hani bizde bir söz vardır, "tatlı söz yılanı bile
deliğinden çıkarır" derler. Su da tatlı dilden
anlıyor. Suyun da bir hafızası var. Bir şişe suyun içerisine bir
çiçek atıldığında, suyun kimyasındaki değişikliği gözlemleyen bilim
adamları, su damlasını mikroskop altında incelediklerinde aynı
çiçeğin şekillerini görmüşler. Başka nesleler atıldığında ise
damlalarda şişenin içindeki nesnenin yansımasını. Yani suyun
hafızasının gerçekliği deneylerle kanıtlandı.
Aynı şişeden alınmış su, pirinç dolu iki farklı
şişeye konuyor, pirinçler aynı ölçüde ve aynı paketten
alınıyor. Aynı odada, aynı ışık altında, aynı sıcaklıkta yanyana
konuluyor, bir şişeye her gün "Seni seviyorum"
diyen bilim adamları, diğer şişeye de her gün "Seni
aptal" diye sesleniyorlar. Bilin bakalım ne oluyor?
Bir ayın sonunda "Teşekkür ederim" yazılan
pirincin renginin sarı ve kokusunun helmelenmiş pirinç gibi
olduğunu ve "Seni Aptal" yazılan pirincin ise
simsiyah ve kötü kokulu olduğunu, pirincin bile kelimelerden
etkilendiğini görmüşler. Denemesi bedava :)
Soldaki "Seni seviyorum" denilen
pirinç, sağdaki ise "Seni aptal" denen
pirinç!
Su, güzel müzikten de anlıyor, kötü enerji yayan teknolojik
aletlerden de. Deneylerde sulara çeşitli müzikler dinletiliyor.
Heavy metal türü müzik dinletilen su örnekleri kristal
oluşturmazken, klasik müzik veya halk ezgileri dinletilen su
yumuşak şekilli, güzel kristaller haline geliyor.
Emoto, televizyon, bilgisayar, cep telefonu, mikrodalga fırın gibi elektromanyetik dalgaların suya verdiği zararı da çektiği fotoğraflarla belgeledi. Çektiği fotoğraflarda çok şaşırtıcı bir benzerlikle karşılaştı. Suyun Gizli Mesajı’nda yazdığı gibi bu benzerlik şöyle: “Mikrodalga fırında ısıtılan damıtılmış su, “şeytan” sözcüğü karşısında elde edilene benzer bir kristal oluşturdu.”
Emoto yaptığı deneylerde, duanın da suyun kimyasını tamamen değiştirdiğini ve en kusursuz kristali "şükür" sözcüğü ile bulduğunu da ekliyor sözlerine.
Emoto, su ile yaptığı çalışmanın insan dünyasına da ışık tuttuğunu şu sözlerle ifade ediyor: “İnsan bedeninin ortalama yüzde yetmişi sudan oluşur" Başka bir deyişle bizler büyük kısmı sudan oluşmuş varlıklarız...
Dolayısıyla, sağlıklı, mutlu, huzurlu bir hayat geçirmenin sırrı içimizdeki suyun kimyasını güzelleştirmekten geçiyor. Kendi içimizi güzel sözcüklerle, güzel müziklerle, dualarla ve en önemlisi şükretmekle güzelleştireceğiz.
Bu kadar büyük bir gerçek önümüzde duruyorken, bir su damlası bile bize "gerçeği" anlatıyorken, kimyanızı değiştirmek, daha doğrusu kimyanızı güzelleştirmek, beyninizden ve dilinizden geçiyor...
Harika değil mi?
Günün olumlaması: Seni
seviyorum :) (İstersen aynaya bakıp söyleyebilirsin) :)
Günün sözü: Şükürle sabır
bir binek atı olsaydı, hangisine daha önce bineceğimi
kestiremezdim.- Hz. Ömer-