BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,24
ALTIN 2.925,75

Suçsuz dedikleri adama bakar mısınız?

İki gündür herkesin dilinde o haber var. Gazeteler o haberi veriyor, sosyal medya o haberle çalkalanıyor.

İki gündür herkesin dilinde o haber var. Gazeteler o haberi veriyor, sosyal medya o haberle çalkalanıyor. Haberi okuyan, devleti yönetenlere lanet üstüne lanet okuyor.

Haber şu:

Ümraniye'de görev yapan Gökhan Açıkkollu isimli bir öğretmen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir ihbar üzerine suçsuz günahsız yere gözaltına alınmış. Gözaltındayken gördüğü işkencelere dayanamamış ve hayatını kaybetmiş. Sonra da suçsuzluğu kanıtlanınca, "Pardon" denilerek görevine iade edilmiş.

Haberin konusu vicdanınıza nasıl da sert ve hasar verici darbeler indirdi değil mi?

Ama durun! 

Hemen bir kanaate varmayın, çünkü suçlamalarla dolu bu haber yalan! Hem de baştan sona yalan!

Neden yalan olduğunu tek tek anlatayım.

Gökhan Açıkkollu isimli öğretmenin gözaltındayken yaşadığı işkence sonucu öldüğüne dair tek bir belge yok.

Bunu nereden anlıyoruz?

Kendisine olay anında da müdahale eden Adli Tıp Kurumu doktorlarının raporlarından... Doktorlar, ölüm nedenini "Kalp krizi" olarak açıklamış.

Peki işkence altında öldüğünü söyleyen kim?

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı isimli bir hanımefendi!

Fincancı, Adli Tıp Kurumu doktorlarının hazırladığı muayene belgelerine dayanarak hazırladığı raporda Açıkkollu’nun gördüğü işkence sonucu kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiğini açıklamış.

Yani ortada resmi bir rapor yok, sadece "Bence böyle olmuştur" diyen bir kadının iddiası var. 

Gelelim suçlu muydu suçsuz muydu meselesine...

Gökhan Açıkkollu, Bank Asya'da 26.05.2005 tarihinde bir hesap açtırmış. 2014 yılına kadar bu hesapta sadece 2 bin 288 lira 80 kuruş bulundurmuş.

2014 yılında Fetullah Gülen, "Bank Asya'ya para yatırın!" talimatı verdikten sonra toplamda 54 bin 54 lira yatırmış. Bankaya kayyum atandıktan sonra hesabındaki parayı tamamen sıfırlamış.

Sadece bu değil…

Adına kayıtlı bulunan "5067006..." numaralı GSM hattı üzerinden Bylock programının yüklendiği ve kullanıldığı tespit edilmiş.

Yine adına kayıtlı bulunan "5367915..." numaralı GSM hattı üzerinden Bylock programının yüklendiği kullanıldığı tespit edilmiş.


Dahası...

"101328819519@fiber" adıyla kayıtlı bulunan ADSL hattı üzerinden Bylock programının kullanıldığı tespit edilmiş.

Bu kadarı sizi kesmediyse devam edelim...

Şahsın oğlu M.F.A'nın İstanbul Maltepe'de bulunan Fetö'ye ait "Özel İstanbul Anafen Fen Lisesi" isimli okulda öğrenim gördüğü tespit edilmiş.

MİT ve Emniyet İstihbarat raporlarında, kişinin Bylock'ta yaptığı tüm yazışmalar deşifre edilmiş ve bakanlığa gönderilmiş. 

***

Buraya bir virgül koyup, Gökhan Açıkkollu'nun eşi Mümine Açıkollu'nun dosyasına bakalım. Bakalım, çünkü sosyal medyada bu hanımın da suçsuz yere ihraç edildiği iddia ediliyor. 

Mümine Açıkkollu, Bank Asya'da 29.11.2006 tarihinde bir hesap açtırmış. Bu hasapta 01/01/2014 tarihine kadar sadece 69 kuruş bulundurmuş.

Ne zamanki Fethullah Gülen, "Para yatırın" diye talimat vermiş, Mümine Açıkkollu da tıpkı kocası gibi bankaya koşmuş. Hesabına toplamda 29 bin 341 lira yatırmış. Bankaya kayyum atanınca bu paranın büyük bölümünü çekmiş. 

Ayrıca...

Adına kayıtlı bulunan "5053851..." numaralı GSB hattı üzerinden Bylock programının yüklendiği ve kullanıldığı tespit edilmiş. 

Suçsuz denilen, “Fetö ile uzaktan yakından alakası yoktu” diye ajitasyon konusu yapılan öğretmen karı kocanın hikayesi böyle...

Şimdi diyeceksiniz ki "Madem bunlar suçluydu, devlet hayatını kaybeden Gökhan Açıkkollu'yu neden görevine iade etti?"

Onu da Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin bize anlatsın:

"Kişinin vefat etmesi dolayısıyla hakkında 667 sayılı KHK'nın 4. maddesinin F bendi hükümlerinin uygulama kabiliyeti kalmadığından Bakanlığımızca kişinin görevden uzaklaştırma tedbiri kararı kaldırılmıştır."

Yani neymiş?

Gökhan Açıkkollu suçsuz bulunmamış. Demek ki neymiş? Devlet "Pardon" diyerek göreve iade etmemiş. Kişi hakkındaki karar, yasal prosedür gereği kaldırılmış.

O zaman ne yapıyoruz?

Masum birini savunacağım derken, bilerek veya bilmeyerek Fetö'nün amacına hizmet eden gazeteci arkadaşlardan bir özür bekliyoruz. 

Buna hakkımız var değil mi?