Suçsuz dedikleri adama bakar mısınız?
İki gündür herkesin dilinde o haber var. Gazeteler o haberi veriyor, sosyal medya o haberle çalkalanıyor.
İki gündür herkesin dilinde o haber var. Gazeteler o haberi
veriyor, sosyal medya o haberle çalkalanıyor. Haberi okuyan,
devleti yönetenlere lanet üstüne lanet okuyor.
Haber şu:
Ümraniye'de görev yapan Gökhan Açıkkollu isimli bir
öğretmen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir ihbar üzerine
suçsuz günahsız yere gözaltına alınmış. Gözaltındayken gördüğü
işkencelere dayanamamış ve hayatını kaybetmiş. Sonra da
suçsuzluğu
kanıtlanınca, "Pardon" denilerek
görevine iade edilmiş.
Haberin konusu vicdanınıza nasıl da sert ve hasar verici darbeler
indirdi değil mi?
Ama durun!
Hemen bir kanaate varmayın, çünkü suçlamalarla dolu bu haber
yalan! Hem de baştan sona yalan!
Neden yalan olduğunu tek tek anlatayım.
Gökhan Açıkkollu isimli öğretmenin gözaltındayken yaşadığı işkence
sonucu öldüğüne dair tek bir belge yok.
Bunu nereden anlıyoruz?
Kendisine olay anında da müdahale eden Adli Tıp
Kurumu doktorlarının raporlarından... Doktorlar, ölüm nedenini
"Kalp krizi" olarak açıklamış.
Peki işkence altında öldüğünü söyleyen kim?
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı isimli
bir hanımefendi!
Fincancı, Adli Tıp Kurumu doktorlarının hazırladığı muayene
belgelerine dayanarak hazırladığı raporda Açıkkollu’nun gördüğü
işkence sonucu kalp krizi geçirerek hayatını
kaybettiğini açıklamış.
Yani ortada resmi bir rapor yok, sadece "Bence böyle
olmuştur" diyen bir kadının iddiası var.
Gelelim suçlu muydu suçsuz muydu meselesine...
Gökhan Açıkkollu, Bank Asya'da 26.05.2005 tarihinde bir hesap
açtırmış. 2014 yılına kadar bu hesapta sadece 2 bin 288 lira
80 kuruş bulundurmuş.
2014 yılında Fetullah Gülen, "Bank Asya'ya para
yatırın!" talimatı verdikten sonra toplamda
54 bin 54 lira yatırmış. Bankaya kayyum
atandıktan sonra hesabındaki parayı tamamen sıfırlamış.
Sadece bu değil…
Adına kayıtlı
bulunan "5067006..." numaralı GSM
hattı üzerinden Bylock programının yüklendiği ve kullanıldığı
tespit edilmiş.
Yine adına kayıtlı bulunan "5367915..." numaralı GSM hattı üzerinden Bylock programının yüklendiği kullanıldığı tespit edilmiş.
Dahası...
"101328819519@fiber" adıyla kayıtlı
bulunan ADSL hattı üzerinden Bylock programının kullanıldığı
tespit edilmiş.
Bu kadarı sizi kesmediyse devam edelim...
Şahsın oğlu M.F.A'nın İstanbul Maltepe'de bulunan Fetö'ye
ait "Özel İstanbul Anafen Fen Lisesi" isimli
okulda öğrenim gördüğü tespit edilmiş.
MİT ve Emniyet İstihbarat raporlarında, kişinin Bylock'ta yaptığı
tüm yazışmalar deşifre edilmiş ve bakanlığa gönderilmiş.
***
Buraya bir virgül koyup, Gökhan Açıkkollu'nun eşi Mümine
Açıkollu'nun dosyasına bakalım. Bakalım, çünkü sosyal medyada bu
hanımın da suçsuz yere ihraç edildiği iddia ediliyor.
Mümine Açıkkollu, Bank Asya'da 29.11.2006 tarihinde bir hesap
açtırmış. Bu hasapta 01/01/2014 tarihine kadar sadece 69
kuruş bulundurmuş.
Ne zamanki Fethullah Gülen, "Para yatırın" diye
talimat vermiş, Mümine Açıkkollu da tıpkı kocası gibi bankaya
koşmuş. Hesabına toplamda 29 bin 341 lira yatırmış. Bankaya
kayyum atanınca bu paranın büyük bölümünü çekmiş.
Ayrıca...
Adına kayıtlı
bulunan "5053851..." numaralı GSB hattı
üzerinden Bylock programının yüklendiği ve kullanıldığı tespit
edilmiş.
Suçsuz denilen, “Fetö ile uzaktan yakından alakası
yoktu” diye ajitasyon konusu yapılan öğretmen karı
kocanın hikayesi böyle...
Şimdi diyeceksiniz ki "Madem bunlar suçluydu, devlet
hayatını kaybeden Gökhan Açıkkollu'yu neden görevine iade
etti?"
Onu da Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin bize
anlatsın:
"Kişinin vefat etmesi dolayısıyla hakkında 667 sayılı
KHK'nın 4. maddesinin F bendi hükümlerinin uygulama
kabiliyeti kalmadığından Bakanlığımızca kişinin görevden
uzaklaştırma tedbiri kararı kaldırılmıştır."
Yani neymiş?
Gökhan Açıkkollu suçsuz bulunmamış. Demek ki neymiş?
Devlet "Pardon" diyerek göreve iade
etmemiş. Kişi hakkındaki karar, yasal prosedür gereği
kaldırılmış.
O zaman ne yapıyoruz?
Masum birini savunacağım derken, bilerek veya bilmeyerek Fetö'nün
amacına hizmet eden gazeteci arkadaşlardan bir
özür bekliyoruz.
Buna hakkımız var değil mi?