BIST 9.550
DOLAR 34,52
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Subay intiharları racon gereği mi?

Ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, subay intiharlarına farklı yaklaştı: Racon gereği olabilir...

Abone ol

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli Yarbay Ali Tatar'ın, amirallere suikast soruşturması kapsamında hakkında tekrar yakalama kararı çıkınca intihar etmesiyle subay itiharları yeniden gündeme geldi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden (GATA) albaylık rütbesinden ayrılan psikiyatrsist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ordu içindeki 'intihar vakaları' ile 'şüpheli ölümleri' değerlendirdi.

Taraf Gazetesi'nden Burhan Ekinci'ye konuşan Tarhan bu intiharlarda, 'cezaevinde yaşamaktansa yaşamamak daha iyidir' düşüncesinin hakim olabileceğini söyleyerek, "Bu tarz özel görevli kişilerde, "konuşmak yerine intihar etmeli' tarzında bir racon var" dedi.

DOĞRU GİTMEYEN BİR DURUM VAR

Subay intiharlarının alışılmış bir durum olmadığını hatırlatan Tarhan, "Normalde güvenli birimlerinde silahlı intihar vakaları çok olur. genellikle askerler intihar ediyordu. Ancak subay intiharları istisnai bir durum. demek ki doğru gitmeyen bir durum var" diye konuştu.

İntihar eden subayların daha önce tedavi görüp görmediklerine bakılmasına gerektiğine dikkat çeken Tarhan "Bu subaylar ilaç alıyorlar mıydı? Hastanede yatmışlar mı? Tedaviden sonra mı intihar ettiler? Eğer, durup dururken harikiri tarzında bir intiharsa bunun ideolojik boyutla ilişkisi var" diye konuştu.

"PROTESTO OLABİLİR"

Veli Küçük'ün Muzaffer Tekin için söylediği "İntihar etmeyi bile beceremedi" sözünü hatırlatan Tarhan, "Bu tarz özel görevli kişilerde, 'konuşmak yerine intihar etmeli tarzında' bir racon mu var? Çünkü bu intiharlar gittikçe çoğalıyor" dedi. Subay intiharlarının "satıldık" duygusuna karşı bir protesto olarak da yorumlanabileceğini belirten Nevzat Tarhan, "Subaylarda bir bakıma 'talep üzerine yaptık fakat komuta katı bize sahip çıkmıyor' durumu var" şeklinde konuştu. İntihar edenlerin içinde albayların, binbaşıların olduğunu hatırlatan Tarhan, şöyle devam etti: "Yaptığı işin önemli olduğunu biliyor. Defalarca savcılığa gitmiş, çözemiyor. Kendisini feda edilecek birisi gibi hissediyor. Kusuru yoksa zaten elini kolunu sallayarak ifade verir. Demek ki konuşmak istemediği bazı şeyler var. Klinik bir durum değilse intilar, ümidin tükendiği anda yaşanır. Konuşmazsan çileli bir dönem başlıyor önünde. O çileyi herkes taşıyamaz. Böyle bir dönemde konuşup da bütün özgeçmişine ters yapmaktansa yaşamamak daha iyidir tercihi olabilir."