"Ahenk Yaratan Liderler" konulu konferansta konuşan Prof. Richard Boyatzis, stresin zararlarını anlattı.
Abone olCase Western Reserve Üniversitesi Weatherhead School of Management Örgütsel Davranış Bölüm Başkanı, duygusal zekâ uzmanı Prof. Richard Boyatzis, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU) tarafından düzenlenen “Ahenk Yaratan Liderler” konulu konferansta, duygusal zeka ve liderlik konusundaki görüşlerini konferansı izleyen yaklaşık 200 şirket yöneticisine aktardı. Belirsizliğin hüküm sürdüğü ortamlarda, değişken şartlarda ve kriz döneminde ‘duygusal zeka ve ahenk oluşturan liderlerin önemini vurgulayan Boyatzis, ancak bu tür liderler ile herkesin elinden geleni yaptığı, bireysel yetkilerini sonuna kadar kullandığı bir kurum kültürü oluşturmanın mümkün olduğunu söyledi. Stresin çaresi EDU ve PERYÖN işbirliği ile düzenlenen konferansta ilginç açıklamalarda bulunan Richard Boyatzis, yapılan araştırmalara göre stres altındaki vücudun sinir sistematiğinde değişiklikler olduğunu ve beynin belli kısımlarının düşünmeye kapandığını söyledi. Boyatzis, “Stres olduğunda hormonlar harekete geçiyor ve 48 saat boyunca bağışıklık sistemimiz kapanıyor ve vücudumuz kendi kendini yiyor” dedi. Özellikle negatif iş ortamında strese giren insanların meditasyon ve benzeri uygulamalarla vücutlarını rahatlattıklarını anlatan Boyatzis, “Bu Müslümanlar için çok daha kolay, çünkü günde 5 defa namaz kılıyorsunuz. Müslümanlar namaz kılarak vücutlarını rahatlatıyorlar. Namaz, vücudun kortizon seviyesini düşürdüğü için rahatlatıyor” diye konuştu. Doğru lider uzun yaşıyor Vücudun rahatlatılmasının yanı sıra şefkatli bir ortamın da gerekli olduğunu vurgulayan Richard Boyatzis, 20-30 yıl önce etkin bir liderin erken öldüğü yönünde inanış bulunduğunu, bu inanışın günümüzde yerini doğru ve ahenk oluşturan liderlerin daha uzun yaşadığı düşüncesine bıraktığını söyledi. Boyatzis, bir liderin ahenge dayalı etkinliği için bütün tarafların duygusal zekasını kullanması gerektiğini ifade etti. Kadınların strese karşı daha etkin mücadele verdiklerini belirten Boyatzis, “Çünkü kadınlar vücutları ve hormonal yapıları nedeniyle daha duyarlı ve öz bilinci daha yüksek düzeyde” dedi. “At Gözlüklü” olmayın Çalışanları duygusal anlamda harekete geçirebilmek için etkileşimin önemli olduğuna işaret eden Boyatzis, 1980’li yıllarda yaptığı araştırmalar sonucunda, şirket yöneticilerinin yüzde 50’sinin çalışma ortamına değer katmadıklarının ortaya çıktığını kaydetti. Dünya'nın ilk 500 şirketi arasında yapılan araştırmaya göre de CEO’ların yüzde 53’ünün işlerini yapabilecek yeterlilikte olmadığının görüldüğünü bildiren Boyatzis, negatif liderlerin çalışanların düşüncelerini dikkate almayan, “at gözlüklü” kişiler olduğunu ifade etti. Pozitif liderlerin ise bütün potansiyeli harekete geçirdiklerini belirten Richard Boyatzis, “Şirket CEO’ları sadece paradan bahsediyorlarsa uzun vadede başarılı olmaları mümkün değil. Belki bugün para kazanabilirler ama ileride kazanamazlar. Bu liderlerle çalışanlar bir an önce mesailerinin bitmesini beklerler. Pozitif liderlerle çalışanlar ise iş dışında, evde sürekli iş düşünürler” şeklinde konuştu.