Halka ve olaylara Tercüman'ın yazarı Onur Çağlar, bir hukukçu gözüyle talimatlardaki çarpıklığı deşifre ediyor..
Abone ol
SAHALAR KAPATILAMAZ Cezada kişisellik prensibi geçerlidir. Başkasının gerçekleştirdiği bir eylemin cezasını, bir başka kişiye fatura edemezsiniz. Şemsiyeyi kim attıysa cezayı o çeker. Statların kapatılması bir hukuk komedyasıdırDİYELİM Kİ bu bir futbol maçı değil de, siyasi bir miting. Olay çıktığında, mitinge katılanların mensup olduğu dernek ya da partilere ceza kesilebiliyor mu? Bu nedenle faaliyetine son verilen ya da kapatılan bir siyasi kuruluş var mı? Futbol maçındaki kitle ile mitinge katılanlar arasındaki fark ne? İkisi de taraftar değil mi? Müslüm Gürses'e, konserinde kendisini jiletleyen insanlar nedeniyle ceza verebilir, Seni üç seyircisiz konser cezasına çarptırdık diyebilir misiniz? Her ikisi de şov dünyasında gösteri yapmıyor mu? DİSİPLİN Kurulu ve Tahkim Kurulu hukukçulardan oluşuyor. Biri çıkıp, Bu uygulama doğrudur diyebilir mi? Öyleyse nasıl bu kararlara katılabiliyorlar? Cezalandırma mantığının altında yatan bir başka temel prensip caydırıcı olmak değil mi? Benim işlediğim bir suçun cezasını bir başkası çekecekse, kim bunun caydırıcı olduğunu söyleyebilir? Ayrıca bir taraftar nasıl bir kulübe mal edilebilir? Bugün Fenerli olan şemsiyeci pekala yarın Galatasaraylı olabilir. Dernek statüsündeki kulüpler en fazla üyelerinin derneğin amacına hizmet için yaptıkları suç sayılan işlerden sorumlu tutulabilirler. Derneklerin yöneticilerinin söz ve eylemleri nedeniyle ceza alması gündeme getirilebilir.
PROVAKASYONA AÇIK İŞİN bir başka boyutu daha var. Haftaya, Galatasaray-Fenerbahçe maçı oynanacak. Şimdi bir Fenerbahçeli yönetici 5-10 taraftar ayarlayıp üzerlerine de Galatasaray forması giydirip, rahatlıkla maçı provake edebilir. Bunu bu maçta değil bir başka maçta da yaptırabilir. Her kulüp rakibi olarak gördüğü diğer kulübe bu oyunu oynayabilir. Sonra bu işin standardı ne? Kaç şemsiye atılmalı? Ya da kaç pet şişe? Bu bakış açısıyla tribünlerdeki terörü önleyemezsiniz.
ÇÖZÜM ÇOK BASİT Saha kapatıp,desteklenmesi gereken kulüpleri ekonomik olarak vuruyor, kolay yoldan işin içinden çıkıyoruz. İngilizler bunun önlemini almış. Onlar saha kapatmıyor. Daha doğrusu hukuk disiplini gereği bunu yapamayacaklarını biliyor. Kameralarla olay çıkaranı tespit ediyor. Stat dışına alıp yargılıyor. O kişi ya da kişiler belli sürelerle 2-3 yıl statlara giremiyor. O takımın maçının olduğu günlerde, oturduğu yerdeki karakola gidiyor. Maç bitene kadar bir yere adım atamıyor. O gün çok önemli bir işi de olsa maçın başlamasından iki saat önce geldiği karakoldan bitiş düdüğüne kadar ayrılamıyor. Suçu işleyen cezayı kendisi çektiğinden kimse olay çıkarmayı göze alamıyor. Dolayısıyla maçlar tel örgüsüz statlarda oynanıyor.