BIST 9.109
DOLAR 34,24
EURO 37,63
ALTIN 2.921,56
HABER /  GÜNCEL

Star'da Mahmud krizi sürüyor

Dün, Mahmud'un sansürlenen ilk yazısını yayına vermiştik. Bugün de sansürlenen ikinci yazıyı yayınlıyoruz..

Abone ol

Star Gazetesi yeni yönetimi, Hayrullah Mahmud'un dünkü yazısını yayınlamamışıtı. Bugün de aynısı oldu. Hayrullah Mahmud yayınlanmayan ikinci yazısında Fatih Altaylı'yı hedef aldı... Hayrullah Mahmud Karakter kaybı?! Bir Türk atasözü şöyle der: ''Bir korkak bir orduyu bozar!''….. Bir Alman atasözü şöyle der: ''Zenginlik hiçbir şeydir. Sağlık kaybı bir şeydir. Karakter kaybı her şeydir!'' Hürriyet'te yazan Fatih Altaylı dün patronu Aydın Doğan'a akıl veriyor: ''Beni ilgilendiren kendi grubum. Doğan Grubu, bugüne kadar Uzanlar'la ilgili olarak yazdığı her şeyin inandırıcılığının sürmesi açısından geçmişte Uzanlar'a ait olan mallara talip olmamak zorunda. Yani ne çimento fabrikalarına, ne iştigal konusu olmasına rağmen Star TV'ye, ne de Telsim'e talip olmalı. Aksi bir tavır, bizi çok utandırır.'' Oysa... Alman Atasözü'nde de söylendiği gibi ''zenginlik'' hiçbir şeydir!.. İşte Uzan Ailesi'nin tüm mallarına el konuldu!.. Hiçbir şeyleri kalmadı!.. Tüm mallarına TMSF el koydu!.. Sabancı örneğinde olduğu gibi sağlık kaybı sadece bir şeydir!.. Ama... ''Karakter kaybı'' ise her şeydir!.. Altaylı, Aydın Doğan'a önceden olduğu gibi bu defa da Uzanlar'ın mallarına talip olup bizi utandırma diyor!.. Siyah yazıyor?! Altaylı yanılıyor!.. Asıl utanması gereken kendisi!.. 3 Kasım seçimleri öncesinde söyledikleri, yazdıkları ortada!.. Erdoğan iktidar olduktan sonra yazdıkları ve önünde gerdan kırışı ortada!.. Biz dün ne yazdıysak bugün de aynı şeyleri yazıp söylüyoruz... Gözlem, Sabah, Habertürk ve şimdi de star'da yazdıklarımız ortada!.. Çizgimiz aynı çizgi?! Ama… Ya Altaylı'nın çizgisi?! ''Siyah'' nam-ı ile bazı mahfelerde matuf Fatih Altaylı, 26 Nisan 2002 tarihli Hürriyet'te yayınlanan ''AKP olur, Tayyip Erdoğan olmaz'' başlıklı yazısında şöyle diyor. Düne kadar Türk medyasının Hyde Park'ı olan star'ın bu sütunlarından o yazıyı aynen tekrarlıyorum: ''Son kaseti ile 'Top 10'un zirvesine yerleşen Tayyip Erdoğan bir yandan Genelkurmay Başkanı'na çatarken, bir yandan da müjdeyi veriyor: 'Daha çoook kaset çıkarırlar.' Çünkü kendini biliyor. Kim bilir daha neler var derinlerde çıkmayı bekleyen... Bir de 'Onlar eski' diyor. Adam öldürmüş, yakalanmış, 'Yahu onu ben eskiden öldürdüm. Şimdi kimseyi öldürmüyorum ki' diyen suçludan ne farkı var anlamıyorum. Neyse cezasını çekecek elbet. Bu arada Genelkurmay Başkanı'na 'demokrasi dersi' veriyor sıkılmadan. Hangi demokratik ülkede bir partinin ilk başkanı çıkıp orduya küfredip, 'Cellat' demiş onun hesabını yapmadan. Tabii Tayyip Erdoğan'ın faturasını AKP'ye kesmek de doğru değil. Doğru düzgün politikacı, AKP'li Ertuğrul Yalçınbayır da öyle diyor zaten. 'Suç varsa bireyseldir.' Zaten Tayyip Erdoğan da 'huzur arayan' Türk siyasetine uymuyor. Yakışmıyor. Sadece 'kirli' geçmişiyle değil, 'yetersizlikleriyle' de yakışmıyor. Görülüyor ki, yeni dönemde artık 'Tayyip'lere' yer yok. Ben AKP'nin 'Tayyip ısrarı'nı da anlamıyorum. Bilgisi zayıf, deneyimi eksik, eğitimi yetersiz, yabancı dil bilmez bir adam. Polemikçilik, demagogluk lider olmaya yetiyorsa amenna. 21. Yüzyılın dünyasında dünya siyasetinde var olmak isteyen bir Türkiye'nin önderi olacak adam değil çok belli. Bırakın onu Türkiye'yi yönetecek çapta dahi değil. Oysa AKP'de bir Abdullah Gül'ü silkeleseniz, 20 Tayyip Erdoğan döker. Ertuğrul Yalçınbayır sessiz sakin ama bilgili haliyle bir o kadar Tayyip Erdoğan'ı cebinden çıkarır. AKP Türkiye siyasetinde yer almak istiyorsa alabilir. Ama başında Tayyip Erdoğan'la değil. Bu çok net. Biraz objektif bakan herkes de bunu görüyor zaten.'' Dinci 28 Şubat kuşatması İşte böyle!.. Altaylı, 3 Kasım seçimleri öncesinde kaleme aldığı yazısında, Hürriyet'te aynen böyle yazıyor!.. Merak edenler bu ve benzeri yazıları için Hürriyet arşivine müracaat edebilirler!.. Şimdi ise Erdoğan'ın etrafında dolaşıp, içinden yağ damlayan yazılar kaleme alıyor!.. Gözlerini kin bürümüş!.. Uzanlar'ın mallarına el konuldu diye neredeyse bayram yapacak!.. Türkiye ''Dinci 28 Şubat''ın kuşatması altındayken, o doların yeşili için ''suskun'' kalmayı, kendi menfaati adına ''sessiz'' durmayı tercih ediyor!.. Hatta, bununla da yetinmeyip, bu sürece dur diyenlere saldırıyor! Görünen o ki, Altaylı ilkelerinden de yazdıklarından da vazgeçmiş!.. Şimdi kendisi gibi olmayanlardan nefret ediyor!.. Karşısında dik duran birini gördü mü çıldırıyor!.. Koskoca Newton bile kaç kişinin ayağını kaydırmış. Leibniz'le uğraşmak özel zevkiymiş. Altaylı adına üzgünüm, kıskançlığın tedavisi yok!.. Tıp bu konuda çaresiz...

mah