Yeni yılda yürürlüge girecek Genel Sağlık sigortası kanunu tüp bebek tedavisiyle ilgili yeni düzenlemeler içeriyor.
Abone olGenel Sağlık Sigortası'nın 1 Ocak 2007'de yürürlüğe girmesiyle birlikte, tüp bebek tedavisi görmek isteyen hastalar kamu-özel ayrımı kalkacağı için Sosyal Güvenlik Kurumu'yla anlaşmalı her merkeze başvurulabilecek.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlerin bebek özlemine son veren tüp bebek tedavisiyle ilgili yeni düzenlemeler içeriyor.
Mevcut sisteme göre SSK'lı hastalar özel merkezlerden yararlanamazken, Genel Sağlık Sigortası'nın yürürlüğe girmesiyle özel-kamu ayrımı kalkacağı için Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı her merkeze başvurulabilecek.
Anayasa Mahkemesi'nin bazı hükümlerini iptal ettiği Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun yürürlük tarihi değiştirilmediği takdirde 1 Ocak'tan itibaren uygulanacak 63'üncü maddesi, evli olmakla birlikte çocuk sahibi olamayan genel sağlık sigortalısının kadınsa kendisinin, erkekse karısının yardımcı üreme yöntemiyle tedavisine ilişkin kuralları düzenliyor.
Buna göre, şu şartların birlikte gerçekleşmesi halinde tüp bebek tedavisi, Kurumca karşılanacak:
*Tıbbi tedaviler sonrasında normal yöntemlerle çocuk sahibi olunamadığı ve ancak yardımcı üreme yöntemiyle çocuk sahibi olunabileceğinin, kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi
*23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olunması
*Son 3 yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamadığının kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık kurulları tarafından belgelenmesi
*Uygulamanın yapıldığı tıbbi merkezin, kurum ile sözleşmesinin bulunması
*En az 5 yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının bulunması
Mevcut düzenlemeye göre 3 olan deneme sayısı yeni sistemde 2'ye, 40 olan yaş sınırı da 39'a düşecek.
"Sözleşmesi olan her kuruma başvurulabilecek''
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Sami Türkoğlu, mevcut sisteme göre Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları ile Yeşil Kartlıların tüp bebek tedavisi için özel sağlık kurumlarına başvurabildiğini, SSK'lıların ise sadece kamu sağlık kurumlarından yararlanabildiğini hatırlattı.
Yeni sistemde kamu-özel ayrımının ortadan kalkacağını bildiren Türkoğlu, ''Genel Sağlık Sigortası ile sağlık kuruluşları arasındaki kamu-özel ayrımı ortadan kalkacağı için bizim şartlarımızı ve verdiğimiz fiyatı kabul ederek sözleşme imzalayan her sağlık kurumuna başvurulabilecek'' dedi.
Türkoğlu, fiyatlandırma konusunda çalışmaların sürdüğünü, bu konuda bir rakamın henüz ortaya çıkmadığını bildirdi.
Deneme sayısı üçten ikiye düşecek
Türk Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, yeni sistemle tüp bebekte deneme sayısının 3'den 2'ye düşürülmesini eleştirerek, ''Başarı şansı birinci denemede yüzde 50-55, ikinci denemede yüzde 70-75, üçüncü denemede ise yüzde 80-85'tir. Deneme sayısı ikiye düşürüldüğünde yüzde 10-15'lik bir kesimin gebelik şansı ortadan kalkar'' dedi.
Yeni sistemle yaş aralığının 23-39 olarak belirlenmesinin de yanlış olduğunu savunan Tıraş, ''18 yaşında evlenen ve eşinde hiç sperm olmayan bir kadının çocuk sahibi olabilmesi için mutlaka tüp bebek yöntemine başvurması lazım. Ama bu çift çocuk sahibi olabilmek için 4 yıl beklemek zorunda kalacak'' diye konuştu.
Normal yolla bebek sahibi olamayan kadınların tüp bebek yöntemiyle 43 yaşına kadar anne olabileceğini, ancak bu şansın 37 yaşından sonra ciddi olarak azaldığını anlatan Tıraş, ''Yaş sınırı neden 37 değil de 39 oldu, hangi kriterler göz önüne alınarak 40'dan 39'a düşürüldü belli değil. Bu tür düzenlemeler bilimsel gerçekler göz önüne alınarak yapılmalıdır'' görüşünü savundu.
SSK'lıların tüp bebek tedavilerinin, kamu hastanelerine başvurmak koşuluyla yaklaşık bir yıldır kurumca karşılandığını hatırlatan Tıraş, ''SSK'lılar bir yıldır üvey evlat muamelesi görüyordu. Diğer kurum mensupları özel merkezlere başvurabilirken SSK'lıların bu haktan yararlanmaması yanlıştı. Dünyada tüp bebek tedavileri özel merkezlerde yapılıyor. Ayrıca geri ödeme kurumlarının bu işlem için ödediği bin 250 YTL de yeterli değil. Bir nevi sübvansiyon. Bu tutar artırılmalıdır'' dedi.