BIST 9.855
DOLAR 35,07
EURO 36,58
ALTIN 2.956,35
HABER /  GÜNCEL

SSK çilesinin perde arkası

SSK'da ilaçlar ile ilgili yapılan düzenlemeler büyük bir kaos ortamına neden oldu. Resmi açıklamalar, sıkıntıların çözüleceğini söylüyor. Ama bu kolay olmayacak.

Abone ol 80 kuruşluk çilenin perde arkası

Önümüzdeki dönemde hastalanmamaya dikkat edin. Zira SSK'da yeterli hazırlık yapılmamasından kaynaklanan kaos devam ediyor. Sıkıntıların resmi açıklamaların tersine bir yıldan önce çözülemeyeceği belirtiliyor

Tarih 19.02.2005 Cumartesi, bir zamanların gözde SSK Hastanelerinin tamamı Sağlık Bakanlığı'na resmen devredildi. Tabelaları hızlıca değiştirildi. O günü takip eden ilk mesai günü olan pazartesinden bu yana hastanelerde çok büyük kaos yaşanıyor. Kayıt, ilaç, muayene kuyrukları kilometrelerce uzanıyor. İnsanlar bıçaklanıyor, kavgalar çıkıyor, hastalar beklerken fenalaşıyor. Tüm bu karmaşa ortamında resmi makamlar, karışıklıkların kısa bir sürede çözüme ulaşacağı yönünde açıklamalar yapsa da söz konusu açıklamalar gerçeklerle pek uyuşmuyor.

İptalini beklediler

19.01.2005 günkü Mükerrer Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5283 Sayılı Kanun ile SSK Hastaneleri'nin 19.02.2005 günü Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi kararlaştırıldı. Ancak devirin haksız, gereksiz ve hukuka aykırı olduğunu düşünen SSK, yöneticileri, Kanun'un Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edileceği düşünerek herhangi bir hazırlık yapmadılar. Ancak, yasa Çankaya'da onaylanınca, bu kez gözlerini CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı iptal başvurusuna çevirdiler. Bu süreçte de Mahkeme'nin yürütmeyi durdurma kararı alacağını düşünülerek yine hazırlık yapmadılar ve sonunda devir gerçekleşti.

Devirin tamamlanmasıyla 35 milyon SSK'lıyı uzun ve zor bir süreç beklemeye başladı. Zira, hazırlıksız olan SSK 35 milyon SSK'lıya 2004 yılı sonuna kadar verdiği Sağlık Karnelerini bilgisayar ortamında yeni sisteme aktaramadı. Normal kamu kurumlarına oranla daha fazla internet bant genişliği alan SSK'ya bu da yetersiz gelmeye başladı.

Bu durum, hastaların tedavi edilebilmesi için hastane yönetiminin, internet üzerinden SSK'nın ana bilgisayarına bağlanarak (sağlık karnesindeki bilgileri girip SSK'dan muayene ve tedavi edebilirsin anlamına gelen) 'provizyon' almasını engelledi.

Gerek SSK'nın anabilgisayarına olan talebin patlaması ve gerekse sağlık karnelerindeki bilgilerin zamanında aktarılamaması nedeniyle provizyon alamayan hastaneler muayene ve tedavi yapamaz duruma geldiler. Bilgisayar ortamında işler sağlıklı yürümeyince sağlık tesisi, SSK'lının elindeki bütün belgelerin fotokopilerini getirmesini istemeye başlaması, muayene ve tedaviden çok bürokratik işlemlerde zaman akıp gitmesine neden oldu.

İlaç da yok

Muayene olan SSK'lı, ilaçlarını artık özel eczanelerden sıra beklemeden alacağım diye SSK ile anlaşması olan bir eczaneye gittiğinde orada kendisini başka dertler bekliyor. Ecezanenin, SSK'lıya ilaç verebilmesi için reçetede imza ve mühür eksiği olmaması gerektiği gibi ileride sorun çıktığında SSK'lıyı aramak istemeyen eczacı, elindeki bütün belgelerin (sağlık karnesi-reçete-vizite kağıdı) fotokopisini istiyor.

Ardından eczacıdan SSK'nın ana bilgisayarına bağlanıp, ilaçları verebilmek için izin (provizyon) istiyor. Bant genişliği ve internet hizmeti var ise zorlukla da olsa bağlanabiliyor ama sağlık karneleri tanımlı olmadığı için provizyon alınamıyor veya internet üzerinden bağlantı kopuyor.

En büyük sorun karneler

Son üç gündür yaşanan sorunların arkasında sağlık karnelerinin tanımlı olmaması büyük rol oynadı. Pazartesi günü hastane ve eczanelerde görülen yığılma sağlık karnelerinin provizyon alınması esnasında SSK'nın ana bilgisayarlarında tanımlı olmaması nedeniyle son iki gündür Sigorta Müdürlüklerine taşındı.

İstanbul'da bulunan birçok sigorta müdürlüğünde binlerce kişi izdiham oluşturduğu gibi birçok nahoş olaylara da sebep oldu. Zira, elindeki sağlık karnesi işe muayene ve tedavi olamayan veya ilaç alamayan kızgın kalabalıklar hınçlarını Sigorta Müdürlükleri'nde çalışan memurlardan çıkarmaya çalıştılar.

Bekçi dövüldü müdür kendini kilitledi

Vatandaşlıkların kızgınlığı öyle bir boyuta ulaştı ki, önceki gün Kadıköy Sigorta Müdürlüğü'nde karne sırası bekleyen vatandaşlar kapıdaki bekçiyi tartakladılar. Kapısında bin kişiden fazla insanın birikmesi üzerine binadaki yetkililer kapıları içeriden kilitleyerek, kalabalığın dağılmasını beklemeye başladılar.

SSK'nın dağıttığı sağlık karnelerinin yine SSK'nın bilgisayarında görüntülenerek 'provizyon' alınamaması üzerine, bütün sağlık karnelerindeki bilgiler yeniden bilgisayarlara girilmesi gündeme geldi. Ancak bu işlemin bir yıl gibi bir süreyi bulması bekleniyor.

Malülen emeklilik de zor durumda

506 Sayılı Kanun'a göre, sakatlanan veya hastalanan bir SSK'lının malulen emekli olabilmesi için SSK hastanelerine ait sağlık kurulundan rapor alması gerekiyor. Ama son düzenlemenin ardından ortada SSK Hastanesi kalmadığına göre kanunda bir değişiklik yapılıncaya kadar hiçbir SSK'lı malulen emekli olamayacak. Dolayısıyla resmi makamların bu konuya yönelik de bir düzenleme yapmaları gerekiyor.

SSK'nın hastaneleri belediyelere geçebilir

2004 yılı içinde TBMM'den geçen ve Cumhurbaşkanı tarafından veto edildiği için uygulanmayan 'Kamu Reform Kanunu' ile adem-i merkeziyetçilik denilerek Sağlık Bakanlığı'nın elindeki tüm hastaneler yerel yönetimlere devredilecekti. Şimdi ise merkezileşmek adına tüm SSK hastaneleri, Sağlık Bakanlığı'na devredildi. Önümüzdeki günlerde, 'Kamu Reform Kanunu'nun yeniden gündeme gelmesi bekleniyor. Bu durumda da şimdi Sağlık Bakanlığı'na devredilen tüm hastaneler çok değerli arsaları ile birlikte belediyelere verilecek.

DARBE YÖNETİMİNE BORÇ BİLE VERDİ


Yıl 1946 şimdiki adıyla Sosyal Sigortalar Kurumu o zamanki adıyla İşçi Sigortaları Kurumu kuruldu. Amacı sigortalısı olan işçilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına tutulması halinde tedavilerini sağlamak gelir kayıplarını telafi etmek, vefat ederlerse geride kalanlara aylık bağlamaktı...


Özerkti, kendi yönetim kurulu (o zamanki adıyla müdürler kurulu) vardı ve hiçbir siyasi alacağı kararlara karışamazdı... Yönetim kurulunda çalışan memurlarınca seçilen üyesi bile vardı... Özerkliği 1981 yılında sona erdi. Şimdi odacısının bırakın tayinini, alt kattan üst kata görevlendirilmesi için siyasilerin kararı gerekiyor...

lBırakın karışmayı, bir yemek anında bir isteğini SSK yöneticine ima eden zamanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hilmi İşgüzar hakkında Yüce Divan mahkumiyet kararı vermişti...


Topladığı primler o kadar çok ama herhangi bir emeklisi olmadığı için hemen hemen hiç gideri yoktu...


O kadar çok parası vardı ki 12 Eylül 1980 tarihindeki darbede, yönetim 1 Ekim günü ödenecek memur aylıkları konusunda bütçede para bulamayınca SSK'ya 'sıfır' faizli 15 yıl vadeli çuvallar dolusu Hazine Bonosu kupürleri gönderip çuvallar dolusu para götürdüler. Memur maaşlarını ödediler.


Elindeki sıfır faizli Hazine Bonoları'nı, 1995 yılında SSK bir kamyonla Hazine'ye gönderip karşılığında bir avuç bozuk para aldı.


O da topladığı paraların bir kısmı ile inşaatlar yaptı. Bakın etrafınız da 'İşçi Evleri' , 'Türk-İş Blokları' isimli yerler SSK'nın verdiği ucuz krediler ile yapılmıştır.


Ülke şartlarında yatırım yapabilmek için borsa, döviz vs gibi yatırım araçları olmadığından yatırım için değerli ve büyük arsalar satın alıyor, sonra da merkezi yerlerde işhanları yapıp, kiraya veriyordu...


İzmir'in Konak Meydanı SSK'nın malı, kenarında sadece bir rant tesisi yapabildi ama meydanı kullanmıyor, satamıyor... Zonguldak Kozlu Mezarlığı SSK'nın malı...


Ancak ülke koşullarına göre bırakın yeterli sağlık tesisi hiç sağlık tesisi olmadığını görünce kendisi sigortalılarının muayene ve tedavileri için her ilde, her ilçede sağlık tesisi, dispanser, hastane kurmaya başladı...


Satın aldığı ve kendisine borç karşılığı verilen koca arazilerin üzerine kendisi hastane yapmaya başladı. Yatırımlarını arsaya yönlendirdi...


İstanbul Başıbüyük Tepesi'nin tamamı SSK'nındır ve üzerinde bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi ile bir Meslek Hastalıkları Hastanesi vardır.


Kozyatağı'nın kalan tek orman arazisi yaklaşık 25 dönüm (25.000 metrekare) arazisi ile Erenköy Ruh Sağlığı Hastanesi'dir.


Erenköy'ün orta yerinde 11 dönüm arazide bin metrekareye kurulu Fizik Tedavi Hastanesi vardır.


Göztepe'nin orta yerinde yüzlerce dönüm arsa üzerindeki SSK Eğitim Hastanesi...


İzmir Tepecik'te, Bozyaka'da koca koca arsaların üzerinde hastaneler yaptı, yaptırdı...


Hastanelerle kalmadı, zamanın ülkesinde ilaç sıkıntısı var olunca oturdu kendisine ilaç fabrikası kurdu...


Hastaneleri o kadar kaliteliydi ki, ülkenin yöneticilerinin muayene ve tedavi olabilmek için SSK yöneticilerine başvuruyorlardı...


Yıl 1973 İstanbul'un nüfusu 1.5 milyon ve SSK en son hastanesini yapıyor, SSK Göztepe Hastanesi ... O tarihten sonra İstanbul'da bir tek yatak ilavesi, bir tek sağlık tesisi yapılmıyor, yaptırılmıyor... Şimdi İstanbul'un nüfusu 15 milyon...

Kerim SUBENGİ / AKŞAM