BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,82
ALTIN 2.968,53
HABER /  GÜNCEL

Srebrenitsa katliamı kurbanları anıldı

Modern Avrupa tarihinin kara lekesi Srebrenitsa katliamının üzerinden 18 yıl geçti.

Abone ol

Avrupa tarihinin 2. Dünya Savaşı'nın ardından şahit olduğu en büyük katliam olan Srebrenitsa soykırımının 18. yıl dönümünde anma törenleri düzenleniyor...

Katliamın tanıklarıysa kayıplarını aradan yıllar geçse de aynı acı ve gözyaşlarıyla anıyor.

18 yıl önce evlatlarını kaybeden anne ve babaların, çocuklarını arayışıysa hala sürüyor. Toplu mezarlardan çıkarılan ve kimlikleri tespit edilen 409 soykırım kurbanının naaşları Saraybosna'daki törenin ardından Potoçari Mezarlığı'na götürülecek.

Almanya'da İslam Toplumu Milli Görüş Başkanı Kemal Ergün, Srebrenitsa soykırımının unutulmaması gerektiğini söyledi.

Ergün, Srebrenitsa soykırımının 18. yıl dönümü nedeniyle Berlin'de yaptığı açıklamada, soykırım kurbanlarına Allahʼtan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet dileyerek, Srebrenitsa soykırımının Avrupa tarihinin en ağır savaş suçlarından biri olarak tarih kitaplarında yerini aldığını belirtti.

Savaştan önce Srebrenitsa’da yaklaşık 30 bin Müslüman'ın yaşadığını, bu sayının şimdi 5 bin civarında olduğunu ifade eden Ergün, bölgedeki Müslümanların çoğunun 1995 yılındaki savaşta ya katledildiğini ya da sürüldüğünü anımsattı.

Ergün, hayatta kalanların henüz tazminat alamamış olmalarını "açıklanamaz bir durum" olarak nitelendirdi.

Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:

"Srebrenitsa katliamı, Avrupaʼnın ortasında, dünya kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir. Birleşmiş Milletler'in Srebrenitsaʼyı güvenli bölge olarak ilan etmesine rağmen yardım talep eden Boşnaklar korunmamıştır. Özellikle Avrupaʼda, bu gibi alçakça işlenen cürümlerin artık geçmişte kaldığı düşünülürken, tüm dünya sadece olup-bitenleri seyretmekle yetinmiştir. Bu yüzden, bu korkunç olayın her yıl yeniden hatırlanıp, hafızalarda canlı tutulması gerekmektedir. Srebrenitsaʼdaki gibi toplu bir katliam, ne Avrupa'da ne de dünyanın herhangi başka bir yerinde bir daha tekrarlanmalıdır. Yaşama ve bedensel bütünlük hakkı, başka kültürlere ve dinlere saygı gibi konular, tartışma konuları değildir ve bu hususta herkes sorumludur.ˮ